Paylaş
Elbette çoğunluk 58. maddenin değiştirilmesi için oy kullanmaya davet edildiklerini biliyordu, ancak hemen hepsi, “TFF’nin zaten böyle bir yetkisi var, bizim onaylamamız neyi değiştirecek ya da kimi rahatlatacak?” sorusunun cevabı arıyordu.
O bir saatlik arada olanlar oldu
Önceki akşam itibariyle otel ve çevresinde oluşturulan çeşitli köşelerde kulisler dönmeye başlamıştı bile... Kongrenin bir gece öncesi, “Değişsin” diyenler çoğunlukta görünüyordu. Hatta o bir saat ara var ya... İşte bana göre ne olduysa o bir saat arada oldu. Ve, “Değişmesin” diyenlerin sayısı arttı. Süper Lig kulüpleri başkan ve yöneticileri, “Oyumuz hayır” dedikçe taraftarlar da arttı ve sanırım birçok otoriteyi (!) şaşırtan sonuç çıktı; HAYIR!
Örneğin Ahmet Çakar, “Ben size sonucu söyleyeyim” diye anlatmaya başladığı senaryosunu, şaşırarak cebine koydu ve İstanbul’a döndü. Ama bana göre bu genel kurulda başka ama çok daha önemli bir şey öne çıkı: KAOS VE GÜVENSİZLİK.
Nedim Türkmen’e atılan yumruk
Manisaspor Başkanı Kenan Yaralı’nın Orduspor Başkanı Nedim Türkmen’e indirdiği yumruk ise bu kargaşanın tuzu biberi oldu. Bana göre Ankara’ya gelen kulüp başkanı ve yöneticilerin büyük bir kısmı kulüplerinin formasını giymiş ve kendilerinin akıbetiyle ilgili, ‘Ne olur? Bu durumdan nasıl çıkarız?’ın telaşındaydılar. Zaten iyi yönetilememiş bir süreç varken, ikinci plana atılmış birçok kulüp de için için isyan ediyordu doğal olarak.
Ve neredeyse kulüplerin büyük bir bölümünün bu federasyona hiçbir güven duymadıkları iddiası çalkalanmaya başladı salonda. Bir dedikoduya göre TFF yöneticileri Süper Lig dışındaki kulüplere, “Eğer ‘evet’ derseniz, büyük kulüplere kestiğimiz para cezalarını sizlere dağıtacağız” diyerek, bu kulüplere siz deyin ‘teşvik’, ben diyeyim ‘şike’ önermişler. OY ŞİKESİ... Bu haberi genel kuruldaki en az 10 kulüp başkanı ve delegeye doğrulattım. Ama dedikodu diyelim yine de.
Göksel Gümüşdağ’ı istemediler
İkinci dedikodu da (!) Süper Lig dışındaki lig temsizlcilerinin bizzat Mehmet Ali Aydınlar’a, “Göksel Gümüşdağ’ı istemiyoruz, gerekeni yapın, yoksa sizi desteklemeyiz” demeleriymiş...
Bana göre Yıldırım Demirören’in de konuşmasındaki güven tazeleme vurgusu aslında ‘genel kurul bu işi yönetemedi ve üyelerinin de TFF’ye güveni kalmadı’ şeklinde okunmalıdır.
Bundan sonra TFF nin görev yapması bence imkansızdır. Yumuşak da olsa istifa gerçekleşmiştir. Kaldı ki, TFF yöneticilerinin kendi aralarında da güvensizlik ve husumet başladığını kimse inkar edemez.
Paylaş