Paylaş
Estonya’da berabere kalarak kaçırdık treni, Belçika’yı kendi evimizde yenemeyerek kaçırdık...
Milli oyuncuları yeteneklerine ve formlarına göre seçmek yerine, biat edenleri seçerek kaçırdık...
Herkesin diline pelesenk olmuş o “futbol ailesi”ni işletemeyerek, hep birlikte olamayarak kaçırdık...
Egolarımızı dizginleyemediğimiz için kaçırdık o treni...
“Ben yaparım olur” diyenlerin yüzünden, Türkiye’nin rakiplerinin kazanmasını isteyen Türkler yüzünden kaçırdık treni...
Herkese yetecek kadar iktidar varken, paylaşamadığımız için kaçırdık o treni...
Üzgünüz ama ne fayda...
Tarihin kalın kitabında Türkiye’nin ismine rastlamak için yine çok sayfa çevireceğiz...
ARTIK GAM YEMEM...!
DÜNYA Kupası’na giriş hakkını kaybettik ama, biraz (!) geç de olsa Ceyhun’u kazandık ya artık gam yemem...
30’u aşkın yaşıyla ilk kez (!) milli olmasına rağmen ilk yarıda sahanın en iyisi de oldu ya... Helal olsun Ceyhun’a. Tadı damağımızda kalmış üç-beş futbolcudan biri olan Ceyhun, yaşı itibarıyle bir daha Dünya Kupası elemelerinde şan bulamayacaktır ama olsun. Biraz geç kalınmış bir ödüllendirme de olsa, milli oldu ya siz ona bakın.
Maça gelince; insanın tadı tuzu kalmıyor ki yazalım. Afrika’ya gidemeyeceğini öğrendikten sonra bir maça çıkmak nasıl bir ruh hali yaratıyorsa, bu maçı yazanların ruh hali de aynıdır. Beşiktaş’a geldiğinden beri tek bir maç iyi oynayamayan Nihat’ın neden 11’de olduğunu mu sorgulayalım yoksa uzun zamandır sakatlığından dolayı Galatasaray’da da forma bulamayan Ayhan’ın 11’de oluşunu mu eleştirelim?
Skorun ne önemi var?
Artık önümüzdeki Dünya Kupası elemelerine bakacağız.
FATiH TERiM’iN DEDiĞi GiBi
DÜN Estonya-Bosna Hersek maçını da izledim. Bizi ekarte edip ikinci olan Bosna’nın kalesinde, Gaziantepspor’dan İstanbul Büyükşehir Belediye’ye transfer olan Kenan Hasagiç oynuyordu. Saffet Nadareviç de Eskişehirspor’da oynayan bir başka futbolcusu. Teknik direktörleri Blazeviç 5 bin Euro maaş alıyormuş. Futbolcularının bütçesini, teknik direktörlerinin maaşını bir yana bırakalım. Başka önemli bir fark var; onlar Güney Afrika’ya gitmeyi bizden daha çok istediler. Elbette hiç kimse Fatih Terim ve futbolcuları Dünya Kupası’na gitmeyi daha az istedi diyemez. Ancak hiç kimse bunun için yapılması gereken her şeyin yapıldığını da söyleyemez. Artık Fatih Hocamız’ın da söylediği gibi Bosnalı kardeşlerimize başarılar dilemekten başka yapacak bir şey kalmadı yazık ki.
Paylaş