Aziz Yıldırım ’üç yıl üst üste şampiyonluk’ sözünü yerine getirmek; Adnan Polat kongreye başarılı bir takımın başkanı olarak girmek; Yıldırım Demirören de çifte kupa zaferini Avrupa başarılarıyla taçlandırmak zorunda. Mahmut Özgener ise bu dev maçın hakemi olarak, federasyon başkanlığındaki ilk büyük sınavını verecek.
SON günlerde ekonomik krizin terminolojimize soktuğu "ayakta kalmaya çalışıyorum" sözü önümüzdeki sezon büyük kulüplerimizin başkanlarını bekleyen büyük mücadelenin(!) başlığı olacak. Şimdi gelin başkanların gelecek sezonunu değerlendirelim.
ADNAN POLAT (GALATASARAY)
Başarı gelmezse koltuk gider
GEÇEN sezon yaşanan başarısızlıklardan sonra yeni sezonda taraftarına şampiyonluklar yaşatmak zorunda olan Adnan Polat ve yönetimini de zor günler bekliyor. Üstelik sadece sportif alanda değil, Adnan Polat stat ve diğer yapılaşma problemlerinin çözümü ve maddi kaynakların artırılması gibi konularda başarılı olmak mecburiyetinde. Ezeli rakiplerden Fenerbahçe’nin başkanı Aziz Yıldırım’ın "üç yıl üst üste şampiyonluk" gibi gayet iddialı bir sözü ortaya atması, Polat ve arkadaşlarının en az o kadar iddialı olması gibi bir süreci de başlatmış oldu.
Sportif başarı ve kongre
Adnan Polat ve yönetiminin geçmek zorunda olduğu çok önemli bir sınav daha var; Galatasaray Olağan Genel Kurulu. Başka adaylar çıkacak mı bilinmez, ama bildiğimiz şu ki; adaylar son bir aya kadar ortaya çıkmazlar ve Galatasaray’ın olası kötü gidişini koz olarak kullanırlar. Bu da demektir ki, Adnan Başkan kongreye girdiğinde, Galatasaray’ın hem taraftarının hem de kongre üyelerinin nezdinde başarılı bir pozisyonda olması şart. İşte bu şartlar silsilesi tüm başkanların olduğu gibi Adnan Polat’ın da işini hayli zorlaştırıyor.
Camia ve taraftar
Bir gerçek var ki, Adnan Polat muhalifleri kulislerde bu yönetimden kesinlikle mutlu olmadıklarını ve bu ekibin Galatasaray’ı istenen düzeye getiremeyeceğini açıkça dile getiriyorlar. Yani, olası bir başarısız gidiş olağanüstü genel kurulla da sonuçlanabilir. Eğer böyle bir süreç yaşanırsa, Galatasaray taraftarının desteği çok önemlidir. Zira uzun zamandır Avrupa’da başarısız sonuçlar alınması ve Türkiye’de lig ve kupada bir üstünlük yaratılamaması bu sezon taraftarın sabrını taşırma noktasına getirebilir.
Federasyon ve Galatasaray
Geçen yıl Futbol Federasyonu ile yaşanan gerginlik ve problemler önümüzdeki sezon daha başka bir boyut kazanabilir. Rakiplerin küçük bir hakem hatasıyla maç kazanması ya da Galatasaray’ın hakem hatasıyla puan kaybetmesi, başarısızlığın federasyon üzerinden mazeretlendirilmesini getirir, ki bu gelenek(!) ve kaos diğer kulüpleri de tetikler.
AZİZ YILDIRIM (FENERBAHÇE)
Büyük sözlerin faturası da büyük olur
KONGREDEN önceki söylemleri ve telaşı, Aziz Yıldırım’ın önümüzdeki sezonlar için büyük konuşmasına ve iddialı demeçler vermesine neden oldu. Bunların en akılda kalıcısı ve belki de hiç unutulmayacak olanı "üç yıl üst üste şampiyonluk" sözü. Fakat böylesine iddialı bir vaatte bulunan Yıldırım’ın, teknik direktör olarak Christoph Daum’u seçmesi gerçekten çok ilginç ve çelişkili bir durum. Fenerbahçe’den başarısız ve hedeflere uygun yeterlilikte olmadığı gerekçesiyle gönderilen Daum’un, aradan sadece 2 yıl geçtikten sonra bu kez "kurtarıcı" olarak takımın başına getirilmesi elbette birçok soru işaretine yol açtı.
Verilen o sözü, Aziz Yıldırım muhaliflerinin büyük bir koz olarak saklayacağı ve "sözün tutulmadığı anı bekleyeceği" unutulmamalıdır. Sadece muhalefet mi?
Fenerbahçe başarısız olursa...
Elbette hayır... Diğer büyük kulüplerin başkanlarının da böylesine iddialı bir sözün altını, Fenerbahçe’nin yaşayacağı olası bir şampiyonlukta didik didik edeceği, başarısız olmaları halinde bu sözün altındaki farklı manaları ortaya çıkarmak için seferber olacağını unutmamak gerekir.
Bir başka unutulmaması gereken konu şudur; futbol takımı ile ilgili verilen bu söz, Fenerbahçe’nin idari anlamda yeniden yapılanma, tesisleşme ve amatör spor branşlarındaki olası başarılarını da yok saydıracak kadar büyük bir sözdür.
Futbol Federasyonu ve baÅŸkanının üzerine gidilmesi, hakemlerin yanlış kararlarının bu sonucu doÄŸurduÄŸunun konuÅŸulması, kaçınılmaz olacaktır.                             Camia ve taraftar    Â
F.Bahçe’nin gerçek sahipleri, bu büyük camianın en önemli "olmazsa olmaz"ı taraftarlarıdır elbette. Peki bu cefakar ve fedakar taraftar, Aziz Yıldırım’ın, verdiği sözleri yerine getirememesi durumunda nasıl bir tepki verecek? İşte Aziz Yıldırım ve yönetimini bekleyen en büyük tehlike budur. Olası bir başarısızlık, taraftarın gönlünde taht kurmuş bir başkanı ve yönetimini çok büyük bir girdaba sokacaktır. Geçtiğimiz yıllarda tribünlerde başlayan bölünmelerin böyle bir durumda hız kazanması kaçınılmaz olacaktır.
Spor basını ve medya
Aziz Yıldırım’ın tüm medya kuruluşlarına eşit durmadığı, sadece sevdiği kişilere ve hakkında olumlu görüş bildiren basın kuruluşlarına yakın durduğuna çok şahit olduk. Asbaşkan Ali Koç son zamanlarda her ne kadar bu iletişimin sağlıklı olması konusunda çaba sarfetse de, Aziz Yıldırım ve medya arasındaki köprünün bir saç teli inceliğinde olduğu yadsınamaz. Durum böyle olunca da taraflı tarafsız tüm köşe yazarları ve spor basınının, olası bir başarısızlıkta Aziz Yıldırım ve yönetiminin başarısızlıklarını sayfalarına taşırken hassasiyet göstermeyecekleri de başka bir gerçektir.
YILDIRIM DEMİRÖREN (BEŞİKTAŞ)
Kaderini Avrupa çizecek
HER ne kadar geçen sezon çifte şampiyonluk başarısı yaşanmış olsa da, Yıldırım Demirören ve yönetiminin Mehmet Topuz transferiyle gündemden düşürülen bu başarısı camiada sorun yaratabilir. Diğer rakiplerine göre daha az muhalifleri olan Yıldırım Demirören’in bu sezon Avrupa’da ve Türkiye’de vereceği sınav muhaliflerin sessizliğini bozmasına neden olabilir. Ama yine de Fenerbahçe ve Galatasaray başkanlarına göre Yıldırım Demirören’in önümüzdeki sezon her anlamda daha şanslı olduğu bir gerçek.
Denizli avantajı
Galatasaray ve Fenerbahçe yönetimlerine göre daha ılımlı bir sezon geçirmesi beklenen Beşiktaş’ın, Mustafa Denizli gibi iddialı bir teknik direktöre sahip olması en büyük avantajı. Bunun yanı sıra, diğer iki büyüğün yeni hocalarının takım kurgularını değiştirecek olması, bu süreci atlatmış olan Beşiktaş’ın bir başka artısı.
Camia ve taraftar
Bu avantajlara rağmen Beşiktaş ligde kötü bir yerde olursa ve Avrupa’dan da eli boş dönerse, camia ve taraftar desteğini çekip sessizliğini bozabilir mi? Evet, geçmişte de sıkça yaşandığı gibi bir kulüp başarılı bir sezonun ardından hayal kırıklığı yaratınca geçmişteki başarılar bir çırpıda unutulur. Böyle bir durumda Yıldırım Demirören ve arkadaşları bu krizi aşabilirler mi, bilmiyoruz. Ancak böyle bir şey yaşanırsa kulübün mali durumu ve Beşiktaş’ın hem Yıldırım Demirören’e hem de dışarıya olan borçları, gündeme gelecek ilk muhalefet düşüncesi olacaktır kuşkusuz.
GERÇEK sınav bundan sonra
GEÇEN sezon, Galatasaray Başkanı Adnan Polat ve MHK konusunda yaşadığı küçük krizler dışında bu işi yapabileceğini gösterdi. Ancak önümüzdeki sezon büyük kulüplerin birbirleriyle girdiği yarış ve taraftarlarının beklentileri, Mahmut Özgener Federasyonu’nun işinin bir hayli zor olacağı gerçeğini destekliyor. Sportif başarısızlığın, federasyonla ve MHK ile girilen polemiklerle unutturulmaya çalışıldığı bir ortamda, tabiri caizse Mahmut Özgener ve yönetimi bu sezon gerçek sınavını verecekler. Böyle düşünmemize yol açan mevcut sebepleri şöyle sıralamak mümkün:
1-)Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’yi üç yıl üst üste şampiyon yapmak zorunda oluşu;
2-) Adnan Polat’ın kongreye başarılı bir takımın başkanı olarak girmek mecburiyetinde olması;
3-)Yıldırım Demirören’in çifte şampiyonluğunun Mehmet Topuz transferi nedeniyle gündemden erken düşmesi ve seriyi devam ettirmek iddiasında oluşu;
4-)Sadri Şener’in, tahammülü kalmamış bir şehre şampiyonluk yaşatmak istemesi;
5-) Diğer Anadolu kulüplerinin de artık hatalara ve adaletsiz paylaşımlara tahammülünün olmayışı.
Temel olarak işte bu 5 madde Mahmut Özgener Federasyonu’nun işinin ne kadar zor olacağı konusunu açıkça ortaya koyuyor.
Kıyasıya ve sert geçen yarışların, geçmişte federasyonları götürdüğüne şahit olmuştuk. Bakalım Özgener ve yönetimi çıkması muhtemel krizleri nasıl yönetecek?