Paylaş
Orada mısın?
Lafı uzatmayacağım.
Bugünkü birinci sayfana sen de şaşırdın mı?
Soma marketi sanki Soma felaketinden daha önemli...
Hayrettir, bu ne şiddet, bu ne gazap...
Başta Hürriyet, Doğan Grubu yalan yazıyormuş.
İnsaf ve vicdanı geçtik, bari aklımızla alay edilmesin.
Olan biteni, kamera görüntüleri ile milyonlar izledi.
Bir kanaat edindi.
Arbedeyi gördü, darp edilen işçiyi dinledi.
Başbakanlık korumalarının orantısız şiddetine tanık oldu.
Peki, Hürriyet ne yaptı?
"Marketteki o an" başlığını tercih etti.
Darp edildiğini iddia eden gencin ifadesini de, "fiziki müdahale yok, arbede var" yönündeki Başbakanlık açıklamasını da, birinci sayfasında ulusal mateme saygılı ölçüyle kullandı...
Ey Sabah Gazetesi'ndeki meslektaşım...
Haydi diyelim ki, hepsi montaj-dublaj...
Hatta kumpas ve dahası paralel komplo...
Hala Türkiye'ye bir sorunun yanıtını borçlu kalırsınız.
Soma'daki o markette ne oldu?
Markette o itiş kakış ve arbede nasıl başladı?
Görüntüde "Gel buraya, kaçma..." diye haykırdığı duyulan kimdi?
Dondurma dolabının önündeki genç neden yerlerdeydi?
O gence tekme tokat girişenler polis miydi?
Ey Sabah Gazetesi'ndeki meslektaşım...
Bırak, el âlemin ne dediği ile, yazıp çizdiği ile uğraşmayı...
Sen anlat Soma'daki markette olan bitenin aslını...
Ama kanıtıyla, tanığıyla, görüntüsüyle...
Bakıyorum bugünkü haberinde hiçbirisi yok.
Galiba senin derdin, işin gücün haber değil.
Başbakan’la bizleri -hem de bu matem ortamında-
karşı karşıya getirmek istiyorsun.
Bak açık söyleyeyim… Beceremezsin, oyuna gelmeyiz.
Çünkü Başbakan sadece sizin değil hepimizin başbakanı, neden kavga edelim, bu bir.
Gerçek haberci hiç kimseye düşmanlık etmez, kin gütmez, çamur atmaz, bu da iki…
O yüzden yazacağın doğru yoksa, bari bir sus.
Üstelik sen susuyorsun diye gazetecilik biter sanma.
Benim derdim senin de gazeteciliğin bitmesin diye.
Sahi, orada gazeteci var mı?
Paylaş