"Hürriyet Hakkımızdır, Tren Özgürlüktür" treni, Moğollar’la Gaziantepliler’e nostalji yaşattı; "Aile İçi Şiddete Son Kampanyası"yla Gaziantepli kadınları Gaziantepli kadın örgütleriyle tanıştırdı; Uluslararası Af Örgütü atölyeleriyle çocukların küçük kafalarını, "Farklı ama eşit olmak" konusunda aydınlattı. Ve "şiddetsiz, hakaretsiz protesto"nun da bir hak olduğunu gösterdi.
Sondan başlayayım: Bir süredir Genç Siviller denilen grup peşimizde. Aslında Hürriyet Treni’nin nasıl ilgi çektiğini fark eder etmez internet üzerinden hakaretlerle başladılar işe. Başladıklarındaki söylemleri trenin Nazi kampına doğru gitmesinden Öküz Tren benzetmesi gibi "yaratıcı" saçmalıklara kadar çok fazla ölçüsüz şiddet ve hakaret içeriyordu. Sonra biraz toparlandılar: Dillerini daha makul bir hale getirerek bazı garlarda basın açıklaması yaptılar.
Buyursunlar yapsınlar; çünkü bu tren bir insan hakları treni ve protesto da, kendilerinin de açıklamalarında belirttiği gibi bir insan hakkı.
Bu trenin, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere tüm insanlara, haklarıyla ilgili yararlı şeyler götürmeye çalıştığı gerçeğiyle, yani yapılan iyi şeyle hiç ilgilenmeyip, oturdukları yerden treni kullanarak kendi propagandalarının peşindeler ama olsun.
Benim onlarla ilgili, dün Gaziantep’te en çok dikkatimi çeken şu oldu: Geldiler, her yerde okudukları açıklamayı okudular ve sonra da "Hadi trende bir hatıra fotoğrafı çektirelim" dediler!
Anlaşılmayan ve anlaşılmayacak bir şey daha vardı: Pankartlardan birinde "Hürriyet Ekspresinde İnsan Hakları Cinayeti" yazıyordu. Tren insanları şaşkın şaşkın birbirine soruyordu, "Kim ne cinayeti işlemiş bizim güzel trenimizde?" Ama Akbank Çocuk Tiyatrosu’ndan Hayrettin Arslan biraz öfkeliydi: "Biz ahkám kesmiyoruz, karış karış toprağı çiğneyerek geliyoruz."
Şimdi güzel haberler: Önceki akşam Gaziantep Garı’nda yine bando, davul zurna ve folklor ekibinin coşkusuyla karşılandık. Az sonra da Gar Meydanı’nda Moğollar konseri başladı. Trenin merdivenlerinden konser izlemek çok hoştu. Konserden sonra trenin restoranında ünlü Gaziantep kebapları ve baklavalarıyla keyif yaptığımız Moğollar ekibi de bu tür organizasyonların daha sık olması konusunda bizimle hemfikirdi.
Dün öğle saatlerinde "Aile İçi Şiddete Son Kampanyası"nın koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu gülerek geldi yanıma: "Eğitimimiz Gaziantepli kadınlarla kadın örgütlerini buluşturdu. Birbirlerinden haberleri yokmuş, herkes karşılıklı kartlaştı. Bundan sonra birlikte çalışacaklar. Çok sevindim" diyordu.
Uluslararası Af Örgütü eğitmeni Ela Esra Günad da çok mutluydu: "Yaa çocuklar harikaydı. Hem çok farklı hem de nasıl eşit olduğumuz konusunda çok güzel sonuçlara vardık."
Biz protestocularımıza rağmen, Gaziantep’ten de iyi bir şeyler yapmanın mutluluğuyla ayrılıyor, Osmaniye’ye doğru yola çıkıyoruz. Ahkám kesmeyip ama iş yaparak karış karış çiğneyeceğimiz daha çok toprak var.
BUGÜN OSMANİYE GARINDAYIZ
10.30 ve 13.30 Uluslararası Af Örgütü’nün çocuklarla atölye çalışmaları.
13.30 İnsan Hakları üzerine sohbet.
14.30 Akbank Çocuk Tiyatrosu "Masal Masal İçinde" oyunu.
16.00 Aile İçi Şiddete Son Eğitimi
Gün Boyu: "Birinci Sayfalardan Hürriyet Hakkımızdır" ve "Demiryolu" sergileri.