Elvan Uysal Bottoni

Sızma zeytinyağı tansiyona iyi geliyor

31 Ağustos 2020
Sızma zeytinyağının mucizevi bir besin olduğunun son kanıtı Avusturalya’dan.

Zeytinin anavatanı Akdeniz’den çok uzaklarda, “zeytinyağında ben de varım” demeye başlayan Avusturalya’da La Trobe Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, sızma zeytinyağının sistolik tansiyon değerlerinin aşağı çekilmesine yardımcı olduğunu gösteriyor.
Avusturalya zeytin ve zeytinyağına büyük ilgi gösteren bir ülke.
İklimi de müsait olduğundan gelişen bir zeytinciliğe sahip.
Yıllık 21 bin ton zeytinyağı üretiyor.
Bu rakam iç tüketimin ancak yarısını karşılıyor.
Başta İtalya ve İspanya olmak üzere Yunanistan, Tunus ve Türkiye’den yıllık 37 bin ton zeytinyağı alıyor Avusturalya. Harika bir pazar.
Son 15 yılda zeytinyağı tüketim ivmesi sürekli yükseliş halinde.

Yazının Devamını Oku

Taklitlerinden sakınınız

24 Ağustos 2020
Su uyur düşman uyumaz derler ya, bu hafta gazetede okuduğum bir haber bu sözü hatırlattı. Son altı aydır pandemi nedeniyle dünya çapında bir uyku halindeyiz. Kötü bir rüyadan uyanmayı bekliyoruz. Her şey biraz askıda. Tüm kararları son ana bırakmak zorunda kalıyoruz.

Toprakla uğraşan insanlar için durum biraz daha farklı. Doğa, virüs için karantina kararı almadı. Ağaçların, bitkilerin çiçek açmasında, koyunların ineklerin süt vermesinde yaş ya da saat sınırı yok. Doğal yaşam, hayatına olduğu gibi devam ediyor. Üretim de öyle.
Burada uyumayan düşman ise gıda dolandırıcılığıyla mücadele eden polis birimi. Elbette düşman değil hem doğru üreticinin, tüketicinin, aynı zamanda bir anlamda geleneğin koruyucusu.
İtalya şubat ayından itibaren çok zor bir dönem geçirdi. Özellikle de Kuzey İtalya. Büyük kayıplar verildi, hayat durdu. Okuduğum haberde gıda dolandırıcılığıyla mücadele eden polis biriminin 6 ayda 40 bin 795 kimyasal analiz ve duyusal tadım da içeren teftiş yaptığı yazıyordu. Bu teftiş; zeytinyağından şaraba, peynirden konserve gıdaya kadar tüm ürünleri kapsıyor.
Tarım Bakanlığı müsteşarlarından Giuseppe L’Abbate bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada teftişlerin üçte birinin Kuzey İtalya’da gerçekleştiğinin tam olarak yüzde 17’sinin Lombardiya ve Veneto bölgelerinde yapıldığının altını çiziyor.
İtalyan tarım ürününü kalitesini korumak, kriz anında doğabilecek yolsuzlukları mahal vermemek için gerçek bir felaket ortamında ip elden bırakılmamış. Bu iki bölgede en çok kontrolü yapılan ürünler ise yılda 5 milyon kalıptan fazla üretilen, coğrafi işaretli Grana Padana peyniri ve İtalya’nın dışarı en çok sattığı, uygun fiyatıyla cazip, yine coğrafi işaretli Prosecco şarapları.
Bu haber beni çok düşündürdü, duygulandırdı da açıkçası. İtalyanların savaş ortamı gibi bir durumda dahi ürünlerine olan bağlılıkları, saygıları takdiri hak ediyor. Haberin devamı ise “rahat nefes aldık” şeklinde. Görünen o ki İtalyan üreticiler pandemi döneminde en azından 2019’da yaptıklarından daha fazla yolsuzluk yapmamışlar. Yolsuz, yine yolsuz ama kriz anı kimseyi yoldan çıkarmamış.
İtalya’nın gıda polisleri çok donanımlı, sıkı çalışan bir ekip. Yıllar önce Floransa’da zeytinyağı tadımı eğitimi alırken sınıfa tabancayla gelen iki kişiyi çok yadırgamıştım.

Yazının Devamını Oku

Zeytinyağı, bal ve sirkeli yalancı mayonez

17 Ağustos 2020
Geçen hafta zeytinyağının ekşi dostu sirkeden bahsetmiştik.

Zeytinyağı ve sirke elbette güzel bir salatanın üzerinde birlikte en mutlu anlarını yaşarlar ama bu ikilinin mutfakta birlikte kullanılabilecekleri çok daha yaratıcı yerler var.
İtalya’nın başarılı göçmen arıcılarından Andrea Paternoster, Thun ballarının babası çok güzel bal sirkesi de yapıyor.
Yıllar önce Thun ballarının sahibi, arı aşığı Andrea Paternoster’le bir yemekte buluşmuştuk.
Fotoğraf sanatçısı Pippo Onarati’nin kendi stüdyosunda hayır için düzenlediği, cene clandestine yani “kaçak yemekler”in konuğuydu Paternoster.
Herkes kendi masa örtüsünü götürüyordu.
Eski depodan bozma stüdyoda seyyar mutfak kuruluyordu.
Micheline yıldızlı şeflerin yanı sıra Andrea Paternoster gibi normalde mutfakta göremeyeceğiniz isimlerin mükellef masalarına konuk olabiliyordunuz.

Yazının Devamını Oku

Zeytinyağının ekşi yoldaşı: Sirke

10 Ağustos 2020
Tarımla uğraşmak, üstelik de doğanın kendi ritmine saygı duyarak, katkısız, ilaçsız tarım yapmak dünyanın en zor işi. Özellikle iklim değişiklikleri nedeniyle sağı solu iyice belli olmayan bir dünyada.

Seferihisar’da zeytinyağı ve daha pek çok şey üreten Gıda Ormanı Çiftliği’nden Kaan Karlı ile konuştum geçenlerde.
Kaan ve eşi Pınar, gencecik, inatçı iki insan, çok iyi işler yapıyorlar.
Çocuklarının da parçası olduğu özenilecek bir tarım sistemi kurdular.
Zeytinyağları da her tattığımda biraz daha iyi oluyor.
Kaan, mayıs ayında yaşanan ısı dalgasının zeytin çiçeklerini kavurduğunu söyledi.
2020’de çok az zeytinyağı bekliyorlar.
Bir gecelik don, üç günlük erken gelen sıcak hava...

Yazının Devamını Oku

Bir usta bir zeytin

3 Ağustos 2020
Franco Pepe, İtalya’nın en önemli pizza üstatlarından.

En önemlisi demek de yanlış olmaz.
Caiazzo’daki restoranı Pepe in Grani pizza severler için bir mabet.
İki kişinin yan yana zor yürüyeceği, daracık, manzarası güzel, kemerli bir sokağın ortasındaki bu tarihi binanın önünde umutsuzca bekleyen, rezervasyonsuz kalabalık bana kutsal olduğu düşünülen çeşmelerden, dilek ağaçlarından şifa almaya gelmiş insanları hatırlatır.
Franco Pepe’yi dünyanın en iyisi yapan ne...
2012’de açıldığından beri İtalya’nın kategoriler üstü pizzacısı kabul ediliyor.
Arı gibi çalışan bir ekip.
Tüm yoğunluğa rağmen bir şey aksamıyor.

Yazının Devamını Oku

Mozzarella ve zeytinyağı

27 Temmuz 2020
Koronavirüs hayatımıza girdiğinden bu yana ilk kez şehir dışına çıktım.

Denizin çağrısı virüs korkusunu yendi. Zeytinyağının en güzel eşlikçilerinden mozzarella’nın diyarı Paestum’a kaçtık.
Büyük otel yok. Her yer tarla, zeytin, domates...
Restoranlarını bilemiyorum çünkü her geldiğimde kendimi tek bir yere atıyorum: Nonna Sceppa.
Bir aile işletmesi. Mutfakta ailenin kadınları çalışıyor. Gelinler, eltiler, görümceler, kız kardeşlerden oluşan bir ordu. Salonda ise ailenin erkekleri.
Restoranın ruhu, dev cüssesiyle restoranı kolu kanadı altına alan Raffaello Chiumento, iki sene önce vefat etti.
Ondan sonra bozulmuş olabilir mi korkusuyla gittim ama her şey eskisi gibiydi.
Porsiyonların büyüklüğü, insanların sakin sakin o koca porsiyonları bitirmesi, bahçedeki dut ağacı, koşturan çocuklar ve kapıdan her an bir beyaz atla Sophia Loren çıkıp gelecekmiş hissi veriyor.

Yazının Devamını Oku

Hediyelerin en romantiği: Zeytinyağı

20 Temmuz 2020
Bu hafta Antalya Slow Food’dan Ezgi Dursun’dan ilham verici bir mesaj geldi.

Ezgi’ye eşi doğum günü hediyesi olarak Nova Vera’nın Beylik, Tavşan Yüreği, Memecik, Ayvalık tek cins zeytinlerinden dört farklı zeytinyağı hediye etmişti. Ezgi’nin etekleri zil çalıyordu.
Gerçekten çok iyi fikir, harika hediye. Piyasada Nova Vera gibi hem kaliteli hem şişesi güzel ürünler hayli fazla.
Sadece şişesi güzel olanlara aman dikkat.
Ben yıllardır özel günlerde zeytinyağından çok iyi üretilmiş domates sosuna, peynirden, bala ve kuru fasulyeye kadar yiyecek hediye ediyorum herkese.
İşim tadım olunca benden beklenen de bu ama yaygınlaşması gereken, anlamlı bir alışkanlık.
İlkeli tarım ürünü bir dünya görüşü, etiket fiyatı olmayan bir emek demek.
Ölmez ağacın ömrünü, güzelliğini, sağlığını, bilgeliğini hediye etmek de çok romantik bir hareket.

Yazının Devamını Oku

Portekiz’in şanslı kuşları

13 Temmuz 2020
Geçen hafta “Dağ keçilerime dokunma” kampanyasını gördüğümde haberin şaka olduğunu sandım önce.

Dağdaki keçilerin avlanması için ihale açılmasına şaşırmamak elde değil.

Neyse ki, Tarım ve Orman Bakanlığı sonradan bu kararı iptal etti.

Portekiz’le ilgili okuduğum bir haber, Türkiye’nin dağ keçileriyle Portekiz’in kuşlarını karşılaştırmama neden oldu. Şöyle...

“KUŞLARIMA

DOKUNMA!”

Portekiz, Akdeniz’in şarap ve zeytinyağı konusunda yükselen yıldızlarından. Zeytin konusunda İspanyol modelini izleyen Portekiz, İspanya gibi süper yoğun zeytinlikleri teşvik eden tarım politikalarına sahip.

Süper yoğun zeytinlikten daha önce de bahsetmiştik. Bu tür zeytinlikler bağ sistemini andıran küçük, dip dibe ağaçlardan oluşuyor. Tüm işlemler makinelerle yapılıyor. Büyük üreticilerin tercih ettiği, zeytinlerin tıpkı endüstriyel bağlar gibi bir son kullanma tarihinin olduğu bir sistem bu.

Tüm zeytin cinsleri bu tür muameleye iyi cevap vermediğinden, Picual, Arbequina, Koroneiki gibi süper yoğun tarıma uyum sağlayan cinslere yoğunluk vererek biyolojik çeşitliliği de sabote ediyor.

Yazının Devamını Oku