Huzur içinde geçen bir yazdan sonra sonbahar iyi gelmedi. Ağustosun ikinci yarısından itibaren yükselmeye başlayan Covid-19 tablosu son birkaç haftada iyice ivme kazandı.
İtalya sokakta da maske takma zorunluluğu getirdi.
Sonra “Gece 12 ile sabah 5 arası sokağa çıkmak yok” dediler.
Sanki ülkece sabahlara kadar dışardaymışız, bir şey değişebilecekmiş gibi.
Sonunda akşam 6’dan sonra her yer kapalı kararına gelindi.
Geçen pazartesi oğlumu sabah okula bıraktıktan sonra kahve içmeye gittiğim kafe ıssızdı. Önce herhalde bugün biraz daha erken geldim dedim ama ilerleyen günlerde de öyle olunca insanların korkusu anladım...
İnsanlar, İtalya’nın vazgeçilmez ritüeli sabah espresso’sundan vazgeçmişti işte.
Egeli üreticiler konuştuğum kadarıyla zor bir yıl geçiriyor.
Mayıs ayındaki sıcaklar zeytinin çiçeklerine zarar verdiği gibi bir de yoğun bir dolu yaşadılar.
Pandemi şartlarında da maliyetler yükseldi.
İşinin inceliklerini bilen üretici zor iklim şartlarında da iyi bir ürün çıkarmayı başaracaktır. Ancak rekoltede yaşadıkları düşüklük ve pandemi maliyetlerini şişelerine yansıtmamaları zor görünüyor.
Bu sene zeytinyağımız daha da pahalı olabilir.
Ama zeytinyağını soframızdan eksik edecek halimiz yok.
Bir şekilde pazar hesabını denkleştireceğiz.
Station arabaların vagonuna çocukların bindirilmesinde sakınca görülmeyen yıllardı.
Fazlaca meşgul olan dayım tüm kuzenleri arabanın bagajına doldururdu ve yola düşerdik.
Benim en sevdiğim rotalardan biri Yılan Kalesi’ydi.
Kilikya Ermeni Krallığı’ndan kalma tepede esrarengiz bir kale...
Pamuk tarlalarının içinden geçilerek varılırdı ama kalenin etrafında ot bile yoktu.
O beyaz tarlalar ve kalenin etrafının çoraklığının oluşturduğu tezat hâlâ aklımda.
Western filmi meraklısı küçük bir kız çocuğu olarak bu kalede bir aşağı bir yukarı dolaşmayı, koşturmayı çok severdim.
Flos Olei, İtalyan ziraat mühendisi, duyu analisti Marco Oreggia’nın 2009 yılından bu yana geliştirerek yayınlamaya devam ettiği, çok güvenilir bir rehber.
Güvenilir olduğunu rahatlıkla söylüyorum, çünkü Marco’yu tanıyorum ve bundan 5 yıl önce İspanya, İtalya, Slovenya zeytinyağlarının tadıldığı birkaç seansa konuk tadımcı olarak katıldım.
‘Konuk’ olmamın sebebi şu: Marco o kadar ilkelerine bağlı bir editör ki, Gambero Rosso ile tadım yaptığımdan, ikinci bir rehberde akredite jüri olmamın etik olmayacağını düşündü.
O sene sadece konuk olarak nasıl çalıştıklarını görmemi istedi.
Gambero Rosso ile Flos Olei’in çalışma tarzları farklı. Marco çok sayıda tadımcıyla çalışıyor. Sürekli devir daim halinde.
Tüm gün yapılan tadımlarda jüri başkanı olarak bulunuyor.
Gambero Rosso’nun final jürisi olarak biz sabit, daha küçük bir ekibiz.
Profesör Francesco Violi’nin başkanlığında yürütülen araştırmanın esas konusu zeytinyağında bulunan dört polifenol ailesinden biri olan oleuropein üzerineydi.
Violi ve ekibi zeytinyağından alınan oleuropein katkısı ve zeytinyağı ile bir çikolata yapıyorlar.
Bir grup 2. tip diyabet hastasına bu özel çikolatadan yedirdiklerinde, kan şekeri değerleri normal kalıyor.
Violi ve ekibinin bu şekilde hazırladığı çikolatalar, diyabet hastalarına şeker duygusu verdiği için önemli bir çalışma olarak görülüyor.
Zeytinyağındaki polifenollerin glisemi dengesi konusunda vücuda yardımcı olduğunun da göstergesi.
En son İstanbul’a geldiğimde Podisi Çikolata’nın yaratıcısı, üreticisi Belgin Durusoy’la konuşurken bu araştırma geçti aklımdan.
Durusoy İzmir’de “bean to bar” denilen, tüm dünyada yükselişte olan doğal çikolata üretimi yapıyor.
Yeni gerçekçilik akımın başyapıtlarından.
Roma’da geçen hikayede tek çocuklu aile babası Antonio, belediyede reklam afişi yapıştırıcısı olarak iş bulur ancak işi alabilmesi için mutlaka bisikleti olması gerekir.
Açlığın sınırında yaşayan Antonio’nun bisikleti rehindedir. Karısının çeyizi olan çarşafları rehine bırakarak bisikletini kurtarır işe başlar ama bisikleti çalınır.
Bisikletin ölüm kalım meselesi olduğu bu dünyada Antonio ve oğlu Bruno bütün şehri didik didik ararlar.
Filmin sonu olmayan bir yerlerde hırsızı bulup kendilerinden de kötü durumda olduğunu görmeleri, her saniyesi ayrı duygu yüklü filmin en yüksek anlarından biri.
Çok sevdiğim bir filmdir, birkaç yılda bir izlemeye çalışırım.
Oğlum Lorenzo Deniz’e ileride birlikte izleyeceğimiz filmlerin hikayelerini anlatma alışkanlığım var.
Bugün sağlık ekipleri eve gelip covid testi yapacak.
Sonuç 48 saat içinde bildirilecek.
Negatifse serbest bir insanım.
Dışarı gidip gelebilen insanlarla bir evi paylaşarak karantinada olmak çok mantıklı gelmedi ilk başta.
Sonra amacın virüsü durdurmak değil yavaşlatıp kontrol altında tutmak olduğunu hatırlayarak sabırla kabullendim durumu.
Yaz boyunca İtalya iyi durumdaydı.
Bu tuhaf hal içinde olabildiğince normal bir yaz geçirdik.
Endokrinolojinin istediği testler insülin direncine işaret edince, kendimi diyetisyen doktora teslim ettim.
Bağırsak florası ve beyin ilişkisi üzerine uzmanlaşmış olması tercih nedenimdi.
Bakteri ve nöronların dansı benim de ilgilendiğim, çok etkileyici bir konu.
Bakalım neler öğreneceğim.
Kurtulmam gereken nur topu gibi 10 kilom var.
Kaslarım doktorun deyimiyle zeki ama çalışmayan çocuklar gibiler.
İyi haber metabolizmamın detoks düzeneği iyi durumda.