Paylaş
Ben, Merkez Bankası Başkanı’nın, üç tane beş öngörüsünü (tahmin, temenni veya hedef de olabilir) anlamaya çalışırken, ortaya Kemal Derviş’in “altı, altı, altı” önerisi çıktı. Kemal Derviş gibi süper tahsilli, süper başarılı, süper karizmatik bir iktisatçının bu sözleri beni cidden şaşırttı. Çünkü Kemal Derviş geçmişte “cari açığa dayalı bir büyüme politikasının sürdürülemez olduğunu” söylemişti. Acaba kendisi şimdi “yüzde 6 cari açık sürdürülebilir” kanaatine mi geldi? Daha da önemlisi bu üç oranın eşit olması bilimsel bir zorunluluk mu? Bunu da anlamadım. Bu hedefler arasında ters yönlü bir ilişki
olamaz mı?
BEŞ, BEŞ, BEŞ; KAÇ YIL İÇİN GEÇERLİDİR?
Bu üç tane yüzde 5, bir yıllık öngörüyse mesele yok. Netice itibariyle bunlar birer tahmindir. Hangimiz yanılmadık ki tahminlerimizde? Eğer soru Başçı’nın mı, yoksa Derviş’in tahmini mi daha gerçekçidir ise, ben Derviş’in tahmini tahminidir derim. Eğer bu oranlar önümüzdeki üç yıl içinse tutmama ihtimali büyüktür. Yok, bu öngörü 10 yıl içinse, eşitliğin bir krizle kesintiye uğrama ihtimali çok yüksektir derim. Daha can alıcı bir soru sorayım. Türk ekonomisinin istikbalde herhangi bir tarihte “cari fazla verme” ihtimali yok mudur? Yoksa işimiz yine “petrol bulundu” rüyasına mı kalmıştır. Sakın petrolü bol bir ülke (mesela Kuzey Irak) ile iktisadi bütünleşme amacı güdülüyor olmasın? Buna başkaları ne der?
DOLAR NE OLACAK ABİ, SEN ONU SÖYLE
Türkiye’de enflasyon yüzde 5 iken, AB, ABD, Çin ve Japonya’da enflasyon ne olacaktır? Eğer bu ülkelerde enflasyon yüzde 2 olacaksa, TL değerlenmeye devam edecektir. Değerlenen TL ile cari açık 2013 de bile yüzde 5’e zor düşer ve büyüme de yüzde 5 olursa orada tutunamaz. (İstatistiklere işkence ederek sonuç açıklamak seçeneği hariçtir.) Eğer TL, değer kaybedecekse, bu sefer de enflasyonu yüzde 5’de tutmak zorlaşır. Öngörüde yer almamasına rağmen, “sıfır reel faiz” politikasının devam edeceği varsayılmıştır kanısındayım.
CARİ AÇIKSIZ BİR TÜRKİYE HAYAL BİLE EDİLMİYOR
Benim bu “5+5+5” öngörüsünden çıkardığım en önemli sonuç, ülkeyi yönetenlerin, Türk ekonomisinin çarklarının cari açıksız dönemeyeceğine iman etmeleridir. O zaman da doğal olarak tüm iktisadi ve mali kararlar, her yıl kabaca 50 milyar dolar ilave dövizi bu ülkeye getirmeğe odaklanacaktır. Türkiye’nin, başta Kürt meselesi olmak üzere dış ve iç siyasetini belirleyen temel dinamik bu olacaktır.
Son Söz: Siyasette en hakiki mürşit paradır.
Paylaş