İki haftadır kafamın içinde bir eşek arısı kovanıyla dolaşıyorum. Hani bu ülkenin gündemi hiçbir zaman İsviçre’ninki gibi bir şey olmamıştır, ama bu kadarına da artık ne denir bilemiyorum.
Arkadaşlarla kavgaya tutuşup birbirimizle hakaretamiz konuşmamız gerektiğinde, lafa "Değerli arkadaşım" diye girmek gibi bir huy edindik son zamanlarda. TBMM model küfürleşiyoruz anlayacağınız.
Öyle yapıyor ya onlar kürsüde söz alınca: "Değerli arkadaşlarım, yatacak yeriniz yok, köylü sizi fena öpecek."
"Sayın vekil arkadaşlar, biz sizin ne şerrrrefsiz olduğunuzu gayet iyi biliyoruz" vs...
Biz de o şekil takılıyoruz: "Değerli arkadaşım, şu yazıyı bir an önce yolla, oraya gelirsem ebenle halvet olmayı düşünüyorum."
"Sayın editör, hareket çekme, hareketin tillahını görürsün" filan...
Dün yine işe gelmişiz, mayıstan beklenmeyecek derecede puslu, pis bir hava... "Bez çocu’m, bu gündeme bu havalar yakışır" diyor, tabiat bile...
MİSLER GİBİ ALBÜM
Tek derdim, günü kapatmak, kepengi indirmek, eve gitmek ve battaniyenin altına kıvrılmak. Hayatta işim olmaz, yeşil çay filan istiyor canım, kıvam o kıvam...
Sonra üst üste iki güzellik oldu. Önden kocaman bir çiçek buketi geldi. Hangi beyaz atlı prensten diye bakmaya kalmadı; meğersem Ayça’nın içinden gelmiş, o göndermiş.
Hemen akabinde Sony BMG’nin paketinden, epeydir hazırlandığını bildiğimiz ve merak ve hevesle beklediğimiz Göksel’in Ay’da Yürüdüm albümü çıktı.
Eh, böyle bir gün ancak böyle kurtulur... Canlar canı bir kankadan ’içimden geldi çiçeği’ ve her daim hastası olduğumuz, hiç yanıltmayan Göksel’den yine misler gibi bir albüm.
Dışarıdaki, yukarılardan biri ortamın üzerine tükürüyormuşçasına yağan yağmura baktım baktım, o bile gözüme sevimli göründü; "Yağmur yağıyor şakır şakır / Yarabbi şükür şükür, Yarabbi şükür şükür" şeklinde terennüm etmeye başladım.
O sırada o hálimi müşahade eden biri; "Eh, değerli arkadaşım, sonunda hepten sıyırdın sanırım balatayı?" cümlesi eşliğinde odaya daldı.
"Hayat güzel be aslında" dedim. İşaret parmağını şakağına götürüp, daireler çizmeye başladı; "Tırlatman hayırlı uğurlu olsun" mánásında... Umrumda bile değil valla...
Göksel’in Ay’da Yürüdüm adlı albümünün çıkış şarkısı olarak Yarabbi Şükür belirlendi ve ilk klip de ona çekildi bildiğiniz üzre.
Bundan bir önceki albümün çıkış şarkısı Karar Verdim’i andıran ve yine onun yönetmeni Murad Küçük tarafından çekilmiş bir iş. Yalnız bu daha rengárenk... Parlak, cıvıl cıvıl fonlar önünde, stilde kopmuş, eni konu zayıflamış, yeni saç modeliyle iyiden iyiye bir içim su olmuş, lolipop tadında Göksel, şarkısını söylüyor.
Yağmurlu mağmurlu bir klip çekmekten özellikle imtina edilmiş. Ki bana sorarsanız, çok da iyi edilmiş...
"Çocukken kurduğum hayallerin peşine düştüm. Aklıma koymuştum bir kez; en iyi ihtimali gerçeğe çevirebilirdim. Dağları aştım, tehlikeli suları aştım. İçimdeki yabani otları kopardım, şarkı yaptım. Belki de beni acıtan neyse, işte onu unutmak için şarkı söyledim. Öyle mutlu oldum ki! Ayaklarım kesildi yerden, sanki Ay’da yürür gibi..." Böyle diyor albümün tanıtım afişinde Göksel...
Kendileri, Depresyondayım şarkısı yüzünden üzerine yapışan depresif kadın imajından illallah getirmiş, kendi hayatında Allah gani gani artırsın; samimi temennimdir- gayet mutu, mesut bir insan bilindiği ama nedense, çoğunluk tarafından bir türlü kabul edilemediği üzre...
Bu albümde, vallahi mutluyum söylemini, Ay’da yürümeye kadar vardırmış durumda nitekim. Ki yakışır derim. Gün gelir, saadetten Satürn’ün halkalarında paten yaptığını bile görürüz inşallah. (Hoş, bendenizin depresyona girmek için aportta bekleyen bünyesi, albümün neredeyse en depresif şarkısı Çok Kötü Şeyler’i favori bellemiş bulunuyor; ayrı...)
İÇİM AÇILDI
Ki Göksel bende zaten uzaylı gibi bir intiba bırakıyor. Dış kapının dış mandalı birisinin varlığı insanın bu denli içini açar mı yahu? Kadına, yüzümde salak bir tebessüm konmadan bakmayı beceremiyorum resmen.
Şu piyasanın en nev-i şahsına münhasır, en kendine ait sesi ve sözü olan, en sular gibi duru, en magazin paçozluklarından muaf, en lokum şahsiyetlerinden biri, her zamanki gibi muhteşem bir şekilde dönmüş bulunuyor.
Bu da bugünün "Şimdi de iyi haberler" sunumu olsun. Hayırlı uğurlu olsun. Şükürler olsun...