Daha 8 yaşındayken ailesiyle gittiği restoranın cirosunu hesaplayan çocuğun büyüdüğünde yakaladığı başarısına çok da şaşırmamak lazım.
5-6 yaşlarındayken kendi çapında dönercilerde orada burada çalışıyor. Lise yıllarında a tecrübe kazanmak için büyük firmalarda yaz stajları yapıyor.
20 yaşındayken Irak’ta gıda işine girişiyor. Çalışıp, birikimi yaptıktan sonra Metro market içinde 9 metre karelik bir alanda TİKO’yu kuruyor. Yani Handmade burger… Steak’ler… Alışılmışın dışına çıkan hamburger çeşitlerini mönüsüne dâhil ediyor.
Kafasında çakan ışığın peşinden giden ve bugün beraberinde 50 kişinin çalıştığı 3 şubeli TİKO karşımıza çıkıyor.
Fena zeki, fena mütevazı, fena yakışıklı…
Ne zaman dükkânının önünden geçip selamlaşsak el kaldırması, mimikleri hiç değişmiyor!
Orhan Amca ile eski Adana’yı, esnaflığı konuştuk. Ama asıl konumuz ona bu sene verilecek olan “Ahilik Ödülü” tam 50 seneyi devirmiş meslekte. Ve Adana Esnaflar Odası onu görmezden gelmemişler, takip etmişler ve ödüle layık görmüşler.
Fotoğrafları çeken arkadaşım Cenk İdaye ile hayranlıkla baktık bütün antika işlerine. Fotoğraf çekimlerinde “Çok teknolojik kaçıyor bunlar” diye Cenk bir kenara itiyor benim malzemeleri ve sonra başlıyor deklanşöre basmaya…
“Abidinpaşa’nın yollarında portakal ağaçlarının olduğu yılları bilirim ben” diyor… Yılmaz Güney ile olan fotoğrafını gösteriyor… Ve sonra jilet gibi giyinip yakasına taktığı Atatürk rozetiyle başlıyor bize anlatmaya…
Orhan Onat kimdir biraz tanıyalım?
Aynı kıyafetle sabahı, öğleni, akşamı geçirmeyi pek sevmesem de “Sokak Modası” benim de işime yaradı. Nisa Kalo da sokak modasına yön veren modacılardan.
***
Beni kumaşlar çekiyor! “Gel, sadece gel!” diyor o kumaşın harika kokusu!!!
Ve yine çekti… Nisa Kalo ile kumaş fabrikasında, kumaşların arasında buluşup sohbet ettik.
Yanlış oturma pozisyonları, yanlıs duruşlar ve de uzun kadın, kısa kadın fark etmeden bütün kadınların tutkusu olan topuklu ayakkabıların yarattığı sıkıntılar.
Muhsin Hoca başarılı Tıp hekimlerinden… Başarısı Mikro Cerrahi alanında, yani kopan uzuvları dikmede de ünü yayılmış durumda.
Yaptığı operasyonlardan bir kaç kare gösterdi. “Olamaz!” oldum bir an ama olmuş, hastaları şimdi ayaklarıyla, bacaklarıyla, kollarıyla gül gibi yaşayıp gidiyor…
Ama bu röportajda önceliğimiz sıkça duyduğumuz “Diz ağrıları” oldu.
Buyrun beraber okuyalım…
Son yıllarda sıkça duyduğumuz “Mide küçültme” operasyonu hakkında sohbet ettik.
Kimler bu operasyonu olabilir, olmalıdır ya da olmamalıdır. Öncesinde ve sonrasında neler yapılmalı ve 1 yıl içerisinde kaç kilo veriliyor? Ve bu operasyon kimler için risk…
Op. Dr. Mehmet Bayrak’ın cevaplarıyla sizi baş başa bırakıyorum.
Nedir bu Tüp Mide küçültme ameliyatı? Bir tanım yapar mısınız?
Şişmanlığın tedavisinde kilo kaybı iki yol ile olur. Bunlardan birincisi yenilen yemeklerin miktarını azaltmayı hedefler. İkinci yol ise alınan gıdaların emilimini azaltmayı hedefler ve değişik uzunluklarda ince bağırsağı gıda geçişine kapatır. Laparoscopik Tüp Mide Küçültme Ameliyatı sadece mide hacmini küçültmek üzere yapılan özel bir işlemdir.
Veee bir Portakal Çiçeği Karnavalı daha geldi dayandı kapımıza.Miss gibi portakal çiçeklerini koklayıp, hoplayıp, zıplamak, sokaklarda eğlenmek, harika kebapları mideye indirmek, bicibiciyle serinlemek içinnn!!! Şalgamla “Oh beee!” demek için Nisan’da Adana’da diyoruz…
Ali Haydar Bozkurt’un öncülüğünde başlayan Portakal Çiçeği Karnavalı’nın üzerinden 3 yıl geçmiş! “Nasıl olur, nasıl yapılır?” derken koskocaman 3. karnavala geçiş yapmışız bile!
Birinci sene emin olamayanlar, ikinci sene sosyal ağlarda karnaval fotoğraflarını görüp de “Ah… Tüh! Keşke”ciler… Bu sene “Gelinnn” diyoruz… Pişman olmayacaksınız. Şimdiden otel rezervasyonları, hava yolları full! Otobüs firmaları ek seferlere başlayacakmış…
Bu sene neler olacak, neler bitecek Ali Haydar Bozkurt ile bir araya geldik konuştuk. Karnaval harika gidiyor ama tek sorun var; taraftarlar!Hep acının rengi olmaz dedik… Şimdi de kokunun rengi olmaz diyoruz… Adanaspor taraftarı başından beri karnavalın içinde ama Adana Demirspor taraftarı bir türlü sıcak bakmıyor bu işe… Sebebi, karnavalda her yerin turuncu olması, beyaz olması.Her şey şehir için, kötü günlerde nasıl el ele olunduysa kardeşçe, karnavalda yine olunabilir. Ben bir Adanasporlu olarak bu şehirdeki diğer takımı da destekliyorum. Peki neden hep beraber bu karnavalı da desteklemeyelim ki???4 Nisan’da Adana’da… Gösterelim kendimizi tümmm dünyaya.. Bakalım Adanalılık neymiş! : )
4 Nisan’da saat 17:00’da Merkez Park’taki açılışta görüşmek üzere diyorum ve Ali Haydar Bozkurt ile sizi baş başa bırakıyorum.
En bomba haber ne?
Bu haftaki röportaj konuğumuz Doktor Gizem Toktaş Geylani… Estelite Güzellik ve Estetik Merkezi…Güneş anlamında Çukurova Bölgesi olarak şanslıyız ama ciltlerimiz bir o kadar da şanssız…Akşamları bile “Ne olur ne olmaz, burası Adana, güneşi gecesine de işlemiştir…” diye 50 faktörsüz yaz kış dışarı çıkmam.Vee maalesef “Aaaa sana iyi mi geldi, dur ben de bu kremden kullanayım o zaman”cıyım… Bu huyumu gün geçtikçe daha da törpülemeye çalıştıysam da tam anlamında kurtulmuş sayılmam… Gizem Geylani “Sakın! İlla kullanacaksanız da en azından bir hekime sorun…” diyor… Doğru da söylüyor… Sonrasında başımıza gelecekler daha facia olabilir…Artık sadece kadınlar değil, erkeklerin de güzellik merkezleri gözdesi. Önce manikürle bu camiaya adım attılar, sonra cilt bakımı, lazer diye hızla devam ediyorlar.Gizem Geylani ile güzellikten konuştuk, buyurun beraber devam edelim…
Ne oldu da bu kadınlar sizin de dediğiniz gibi “Artık kuaföre gider gibi” güzellik merkezlerine gitmeye başladılar?
Globalleşen dünya ve internetle beraber bilginin daha ulaşılabilir olması çok büyük etken. Kadınlar Kendi ayakları üzerinde durmaya başladılar, kendilerini daha iyi tanımaya başladılar. Ne yakışır ne yakışmaz, yüzünde eksik veya fazla ne var çok guzel analiz edebiliyor ve çözüme ulaşabiliyorlar.
İş hayatının etkisi de var mı?Tabii ki… Kadının iş dünyasında aktif rol alması da daha dinamik, dinç ve bakımlı görünmesini gerektiriyor. İşte bu yüzden artık sac fönletir ya da boyatır gibi dolgu botox ve her turlu cilt gençleştirme yöntemlerini öğle arası tatillerinde bile yaptırmaya başladılar
Sebebi sadece bilinçlenmek, farkındalık mı yani?
Hayır, son yıllarda medikal estetik cihazların da geliştirilmesi, gerek eğitim ve fuarlar aracılığıyla kendi sınırlarını zorluyor. Rekabet ortamında haliyle cihazların ve uygulanan malzemelerin fiyatları da daha ulaşılabilir hale geldi. Tabii bu da biz uygulayıcılara ve uygulatan hastalara yansıdı.
“Anne olmak mı Bekârlık sultanlık mı?” başlığı altında geçtiğimiz hafta kadınlarla soru cevap yaptık. Bu hafta cevap hakkı erkeklerde… Biz kadınların geneli erkekleri daha dış dünyacı görürüz…
Birçok cevap içinden 3 kişinin cevaplarını aldım ama ne yalan söyleyeyim hepsinde de çok şaşırdım. Dış dünyacı bildiğimiz erkekler “evci” çıktı… “Bu adamın kesinlikle çocukla filan işi olmaz” dediğim adamın iç dünyasından yine çocuk çıktı!
Buyurun okuyalım, kadın olmak mı? Erkek olmak mı? Bekârlık mı? Evlilik mi?
( Şahin Recan - Rüçhan Teker - Ertuğrul Kalkan )
Rüçhan Teker – Evli
Erkek olmayı tek kelime ile nasıl açıklarsınız?