YÜKSEK tansiyon sorunu olan kişilerin çoğunda, düzenli ilaç kullanmak fikri çok kolay kabul göremiyor. Çoğu kişi çok zorda kalmadığı sürece ilaç kullanmak istemiyor. Ancak, gerekli olduğu halde ilaç kullanmamak da önemli riskleri beraberinde getiriyor.
Bu eğilimi gözden kaçırmayan bilim adamları yüksek tansiyonu olanların ilaç kullanmadan tansiyonu normal düzeylerde tutmanın mümkün olup olamayacağını araştırmışlar.
Duke Üniversitesi tarafından yapılıp, Journal of the American Heart Association adlı dergide yayınlanan araştırmaların sonuçlarına göre, yüksek tansiyonlu hastalar kilo verip düzenli eksersiz yaptıkları takdirde, ilaç tedavisi ihtiyacı gösteren türdeki tansiyonlarının en azından yüksek normal düzeylerine indiği ve ilaç kullanımına gerek kalmadığı görüldü.
Uzun yıllar boyunca önemli bir belirti vermediği, çoğu zaman kalp krizi ve inme ile ortaya çıktığı için ‘‘sessiz katil’’ olarak adlandırılan yüksek tansiyon, çok sayıda insanın ortak sorunu.
İdeal tansiyonun 130/85 düzeyinin üstüne çıkmaması gerekiyor. Büyük tansiyonun 130-140 mm., küçük tansiyonun da 85-90 mm. aralarında olması, tansiyonun ‘‘yüksek normal’’ olarak adlandırılmasına neden oluyor. 140/90 sınırının üzerine çıkması ise tedaviye gerek gösteren ‘‘yüksek tansiyon’’ tanımlamasını hak ediyor.
Yapılan çalışmada hem kilo verdirici diyet uygulayıp hem de eksersiz yapanlarda tansiyonun düşme oranı oldukça tatmin edici bulunmuş. Sadece eksersiz yapıp kilo verdirici diyet uygulamayanlarda da bir miktar tansiyon azalması olmuş, ancak diğer gruba oranla daha az.
Ruhsal streslerin de tansiyon değerlerinde büyük etkisi var. Bunun etkisini kendinizde de çok kolay ölçebilirsiniz. Sakin bir haldeyken ölçtüğünüz tansiyon rakamı ile gergin bir konuşma sırasında ölçtüğünüz tansiyon rakamları arasında büyük farklar olduğunu görebilirsiniz.
Buna benzer başka çalışmalar da var. Maryland Üniversitesi de benzer çalışmalar yaptı. Orada da alınan sonuçlar aynı yönde.
SİGARA VE ALKOL DE ETKİLİ
Tansiyonla başa çıkmada yaşam tarzı değişiklerinin önemi sadece zayıflama ve eksersizle kısıtlı değil. Sigaranın terk edilmesi ve alkol kullanımının azaltılması da önemli ölçüde etkili.
Sigara, kanın oksijen taşıma yeteneğini azaltmanın yanı sıra, damarların büzülmesine de yol açtığı için tansiyon yükselmesinin en önemli etkenlerinden biri. Bu özelliği nedeniyle, kendileri sigara içmediği halde sigara dumanının yoğun olduğu yerlerde bulunanları bile etkiliyor.
Alkolde durum biraz farklı. Haftada 3-5 duble içilmesinin zararı yok. Alkolün fazlalaşması halinde zarar hızla yükseliyor.
Kalp hastalığı ve damar sertliğinden korunmada, sigarayı bırakmak, alkolü azaltmak, kilo vermek ve eksersiz yapmak gibi önlemlerin doğrudan sağladığı yararların yanı sıra, kalp-damar hastalıkları açısından önemli bir risk faktörü olan yüksek tansiyonu da kontrol altına alarak, dolaylı yararlar sağladığı da görülüyor.
Bu önlemler etkili, ancak düzenli takip yapılması ve bütün bu önlemlere rağmen normal sınırlarda tutulamayan tansiyon için, ilaç kullanmaktan kaçınılmaması da çok önemli. ‘‘Sessiz katil’’ ile baş edebilmenin en azından şimdilik başka bir yolu yok.