Doğan Hızlan

Yılın ikinci kitap fuarı Bursa’da

10 Mart 2022
TÜYAP Bursa Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bursa Uludağ Üniversitesi desteği ile düzenlenen Bursa 19. Kitap Fuarı, 11-20 Mart 2022 tarihleri arasında TÜYAP Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.

Bölgenin kültürel yaşamına önemli katkılar sağlayan Bursa Kitap Fuarı’na bu yıl 300’e yakın yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor. On gün boyunca düzenlenecek panel, söyleşi, atölye çalışmaları ve çocuk etkinliklerinden oluşan 65 kültür etkinliği ve imza gününde yazarlar okurlarıyla buluşacak. Fuarın konukları arasında kimler var:

Şükrü Erbaş

Haydar Ergülen

Aşkım Kapışmak

Atilla Dorsay

Ataol Behramoğlu

Sinan Akyüz

Murat Menteş

Yazının Devamını Oku

Sanatçının özgürlüğü

8 Mart 2022
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sanatçının özgürlüğünü gündeme getirdi. Ciddiyetle komedinin çarpıştığı trajik bir ortam.

Rusya’nın büyük sanatçılarının eserlerinin yasaklanmasını talep ediyorlar.

Politikacıların çarpışmasının faturası her zaman, her devlette sanatçıya kesilir. Latif Demirci’nin karikatürü sayfalarca yazıyı çizgide özetliyor:

“Tolstoy’la Dostoyevski’yi engelledim.”

İhsan Yılmaz’ın ‘Kültürazzi’ köşesindeki üç ünlü kişinin de düşüncelerine akıl, mantık sahibi herkesin katılacağını umuyorum:

Ataol Behramoğlu: “Buna delilik ve akıl tutulması diyorum.”

Ahmet Ümit: “Tolstoy ve Dostoyevski insanlığın kültürünün ortak mirasıdır.”

Fazıl Say: “Bu tarz tepkileri ben iyi bulmuyorum.”

Yazının Devamını Oku

Ferid Alnar’ı viyolonsel konçertosuyla hatırlamak

6 Mart 2022
Türk Beşleri’ne olan sevgimi okurlarım bilir.

Beşli içinde (Hasan) Ferid Alnar’a, bestelerine hayranlığım belliğimde yer etmiştir.

Hiç kuşkusuz besteleri ile birlikte engebeli yaşamı da bende derin bir iz bırakmıştır.

Diskoteğime göz gezdirirken birden bir CD dikkatimi çekti:

Ferid Alnar

Viyolonsel Konçertosu

Prelüd ve İki Dans/ Uyuşuk Dans

Faust İçin Sahne Müziği

Yazının Devamını Oku

Behçet Necatigil’in mektupları

5 Mart 2022
‘Tercümemi Nasıl Buldunuz?’ Behçet Necatigil’in 1940’lardan 1970’lerin ortalarına dek süren, Alman akademisyenlerle mektuplaşmalarını bir araya getiriyor. Bu mektuplarda Necatigil’in Türk edebiyatının tanınması için gösterdiği çabaya tanık oluyoruz.

Behçet Necatigil’i yalnızca şiirlerinden tanımıyoruz. Dünya edebiyatının birçok önemli yazarını da çevirmen olarak dilimize kazandırdı.

Serenad Demirhan’ın hazırladığı ‘Tercümemi Nasıl Buldunuz?’un başındaki Önsöz’de kızı Ayşe Sarısayın kitabın oluşumu üzerine bilgi veriyor: “Bu kitapta Behçet Necatigil’in Alman akademisyenler Otto Spies, Annemarie Schimmel, Horst Wilfrid Brands ve Avusturyalı Türkolog Andreas Tietze’yle 1940’lı yıllardan başlayarak 1970’lerin ortasına dek devam eden mektuplaşmaları bir araya getirildi. Mektupların odağında edebiyat var: Karşılıklı kitap ve dergi alışverişleri, Türk edebiyatının Almanya’da Alman edebiyatının Türkiye’de tanıtılmasına yönelik çalışmalar, kitaplara, çevirilere ilişkin yorumlar...”

Bu önsözden öğreneceğimiz çok şey var.

1940’ların ilk yarısında, İkinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği süreçte Behçet Necatigil, Almanya’yla ilişkiyi sürdürüyor. Onların edebiyatının yanı sıra Türk yazarlarının da orada yayımlanması için gösterdiği çaba mektupların içeriğindeki en önemli bölümler. Kendi dışında Türk edebiyatının ve Türk yazarların tanınması için gösterdiği çabayı sevgiyle anmak gerekiyor.

Tercümemi
Nasıl Buldunuz?

Yazının Devamını Oku

Müziğe ihtiyaç duyduğumuz günler

3 Mart 2022
Savaşlar insanın bütün yaşamını altüst eder. Sadece maruz kalanların değil, tanık olanların bile. Gündüz çalışırken bir an unutsanız bile bilinçaltınızda yer eder.

Hiç kuşkusuz müzik biraz olsun bizi teskin eder.

Bu yüzdendir ki savaş dönemlerinde bile konser salonlarına çekerler.

Yugoslavya’daki iç savaş sırasında bir mezarın başında çello çalan bir sanatçı belleğimden hiç çıkmıyor.

Savaş çıkaran liderler savaşı anlatan müzikleri dinlemediler mi, kitapları okumadılar mı?

Savaş çıkaranlar birçok müzisyeni de kendi ülkelerinin bir ferdi olarak görürler.

Hitler, Avusturyalı Mozart’ı Alman vatandaşı olarak göstermek için ne kadar çaba harcadı.

Furtwaengler, Nazi liderlerin önünde orkestra yönettiği için savaştan sonra yargılandı, filmi de yapıldı.

Savaşların ruhlarda yaptığı tahribatı en iyi iyileştirecek şey müziktir.

Yazının Devamını Oku

Yunus Emre’yi defalarca okumak

1 Mart 2022
Başucu kitapları deyimini geniş anlamda kullanıldığı sürece severim. Bir hatırlamayı, unutmamayı simgelediği için. Benim için listenin başındaki ad Yunus Emre’dir. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin imzalı üç kitaplık “Yunus Emre” setini alır almaz bir kez daha okumaya başladım.Üç kitap:

YUNUS EMRE DİVÂNI

Hazırlayan: Mustafa Kutlu

Sıralaması şöyle:

Sunuş

Yunus Emre

Hayatı, Edebî Kişiliği

Eseri

Tasavvuf

Yazının Devamını Oku

Türkiye’yi seven, anılarımızı tazeleyen bir sanatçı: Dario Moreno

27 Şubat 2022
Hafızamızda yer eden en güçlü iz müziktir. Çünkü onu dinlerken, hayatınızdan bir kesit belleğinize düşer. Arkasından o günlerde yaşadıklarınız, sevinçleriniz, üzüntüleriniz sökün eder gelir.

Dario Moreno’yu (1921–1968) dinlerken, kişisel anılarımdan başka Türkiye coğrafyasında da bir ses gezintisi yaptım.

Çeşitli yazılarımda onun söylediklerine değindim.

Bu şarkıların yanı sıra onu Brigitte Bardot şarkısıyla da sevdim.

Yanılmıyorsam Türkiye’den Belçika’ya gidip ünlü Fransız sanatçı Jacques Brel’in sahneye koyduğu ‘Don Kişot’ta da oynadı.

Zaman zaman sanatçıların yeni kayıtlarını tekrar ediyorum.

Bugün bir LP’yi tanıtacağım:

‘Dario Moreno’suz 40 Yıl’

Yazının Devamını Oku

Bir şair ve yazarı bütün olarak anlamak

26 Şubat 2022
Orhan Veli Kanık’ın şiirlerini, hikâyelerini biliyoruz. Bazı şiirlerini ezberden okuyanlarımız da vardır eminim. Ama onu gerçekte ne kadar tanıyoruz? Külliyatını okuduğunuzda büyük ustanın keşfedecek daha çok yanı olduğunu siz de göreceksiniz.

Bir edebiyatçı üzerine değerlendirme yapabilmek için bütün yapıtlarını okumak gerekiyor.
Orhan Veli Kanık’ın şiirlerini pek çok kişi okumuştur, hatta bazı dizeleri günlük yaşamımızda bile kullanılır. Ama onu ne kadar biliyoruz. Necati Tonga ve Tahsin Yıldırım’ın hazırladığı Orhan Veli Kanık külliyatını okuduğunuzda birçok yeni bilgi öğreneceksiniz, hatta onun şiirlerini, edebi kişiliğini yeniden yorumlama, anlama girişiminde bulunacaksınız.
Kitapların başında Orhan Veli Kanık’ın yaşamı, değişik türlerdeki yazıları üzerine ‘Sunuş’u okuyunuz. Ben birçok şairin düzyazılarını okudum, onlar üzerine yazdım. ‘Bütün Yazılar’ı o yüzden Orhan Veli Kanık’ı tanımak isteyen her okura salık veririm. Çünkü şiir kuramı üzerine söyledikleri şiiriyle örtüşmekte midir, yoksa şiirinden bağımsız yazılar olarak mı
bakılmalı? Kimi şairlerin şiirlerini yorumlarken
bu mutabakata rastlarsınız, kimileri de kuramla kendi uygulamaları arasına sınır koymuşlardır.
Garip Üçlüsü’nü elbette okuyacaksınız, çünkü ortak bir kitaptan farklı şiir anlayışlarına giden yolun başlangıcıdır. Edebiyat-ı Cedide yazısının yanı sıra ben Muzaffer Tayyip Uslu yazısını çok severim, bir şairin genç yaşta aramızdan ayrılan bir şair için duyarlı yazısı beni etkilemiştir:
“Son yıllarda Zonguldak üç büyük şair yetiştirdi: Biri Rüştü Onur, biri Kemal Uluser, biri de Muzaffer Tayyip. Ne biçim kader. Üçü de arka arkaya öldüler.”

Yazının Devamını Oku