Enver Ercan hem şairdi hem de yıllarca dergi yöneticiliği yaptı.
‘Şair Çünkü Onlar - Şiir Uçar Söz Olur’ kiabı iyi şairlerle yapılan söyleşileri içeriyor.
Enver Ercan (1958 - 2018) söyleşi kitabının özelliğini şöyle niteliyor:
“Kitapta yer alan konuşmalar, bir şiir severin, çağdaş Türk şiirinin toprağında farklı ve kalıcı izler bırakan şairlerin serüvenlerine sızma çabası olarak değerlendirilebilir. Şiirimizin tarihini doğru kavrayabilmek için önce coğrafyasını tanımak gerektiği çıkış noktam oldu. O coğrafyada belirginleşen konumları merak ediyordum çünkü.
Konuşmalarda genel bir yöntem uygulamadım. Konuşma bağlamı gerektirmedikçe daha önce yanıtlanmış soruları sormamaya çalıştım zaten. Bilmediklerimi öğrenmek istiyordum daha çok... Bugün baktığımda sorulması gereken nice soruyu sormamış olduğumu da görüyorum. Ama şiir okurunun da bir serüveni var. Şiirimizi böylesine gelişkin kıldıran yapıtlarıyla el verdiler, ufkumu genişlettiler, bana kendimi tanıttılar. Hepsine teşekkür ediyorum.
Şair çünkü onlar.”
Kimler söyleşiye katılmış:
İlhami Bekir Tez
1936’da İstanbul’da doğdu, 2024’te aramızdan ayrıldı.
‘Yaratıcı Oyuncu Yaratıcı İnsan’ kitabını okursanız, bir büyük sanatçının hayatı ile birlikte tiyatro sanatına yaptığı katkıları da öğrenmiş olursunuz.
İlk sayfada bir ithaf:
“Kızım Sevi ve torunum Alya’ya...”
Teşekkür kimlere:
“Yazım aşamasında beni destekleyen Sevrin Uysal’a,
Araştırma aşamasında destek olan
Kataloğun tam adı:
‘Göz
Alabildiğine
İstanbul
Beş Asırdan Manzaralar’
İçindekiler:
Ömer M. Koç’un Sunuş’u:
“İstanbul’un panoramik ve geniş açılı tasvirlerinden oluşan Göz Alabildiğine İstanbul Sergisi, bu kadim şehrin 15. yüzyılın sonundan 20. yüzyıl başına uzanan bir görsel kesitini sunuyor.
Akşamüstü dolaştım, evime döndüm. Başlayan gecelerin hep gündüzünü düşündüm.
Öyle gecelerde kendi kendime hep Aziz Mahmut Hüdayi’nin söylediklerini mırıldanırım:
“Günler gelip geçmekteler
Kuşlar gibi uçmaktalar”
Kaçımız yılbaşı gecesinin ertesinde bir nefis muhasebesi yaptık. Özeleştirinin acımasız kollarına kendimizi bırakabildik mi? Hep anlayışı karşımızdan bekleriz. Nedim’in dediği gibi, birbirimizin tahammül mülkünü yıkıyoruz. Tahammül sözü kaçımızın sözlüğünde var? Birbirimize tahammül etmek için çaba gösteriyor muyuz?
Savaşların, kıyımların olduğu bir dünyayı bir gece olsun unuttuk. Sorunların eşlik ettiği hayatımıza döndük:
“Âlem gene ol âlem
Devran gene ol devran”
O dönemde gazinolarda da solist öncesi fasılları dinlerdik.
Fasıl sevenler içinde sevgili Selâhattin Hilav da vardı.
Kısa süre önce aramızdan ayrılan Nevzat Atlığ, fasıl icrasına yenilik getirmişti. Şimdi bu icraların bulunduğu CD’ler yeniden yayımlandı.
Fasıl icralarını dinlemeden önce nota albümlerini okumalısınız.
Her albümün başında yer alan ‘Müziğimizde Fasıl’ yazısından bir bölüm:
“Fasıl müziğimizin farklı dönemlerine göre içeriği bakımından değişik şekillerde yorumlanmıştır. Dar anlamıyla fasıl, bir bestekârın aynı makamdan bestelediği iki beste, Ağır Semai ve Yürük Semai’den meydana gelir.
Müziğimizde şarkı formu, 18.yy ve özellikle 19. yy’dan itibaren önem kazanmıştır.
Bazı salonlarda, okullarda tanışıp dostluk kurdum yazarlarla.
Erol Gökşen’in ‘Türkiye’de Edebiyat Matineleri’ kitabını okurken büyük ölçüde bir bellek tazelemesi yaşadım.
Kitabın kapağındaki bilgiler, okuru konuya hazırlıyor.
Ben birçok edebiyatçıyı Eminönü Halkevi’nde, İstanbul Erkek Lisesi’nde, Galatasaray Lisesi’nde tanıdım, dostluk kurdum.
Kapaktaki ön bilgiler:
Türkiye’de Edebiyat Matineleri – Bir Hafıza Mekânı İncelemesi
Küçük Dergi
Edebiyat Matinesi
‘Orkestra Şefliği Temel Teknikleri
Temel İlkeler, Vuruş Teknikleri, Partisyon Çalışma, Prova ve Performans Üzerine
Genç Şeflere Öneriler
Prof. Rengim Gökmen
İlk yazı Hakan Ateş’in Sunuş’u.
İthaflar: “Çok şeyimi borçlu olduğum, sonsuza değin minnet duyacağım üç büyük insan:
Hocam Ahmet Adnan Saygun
Hocam
Yönettiği koroyla birçok önemli bestenin icrasını yerine getirmiştir. Ayrıca icra ettiklerinin notalarını da yayımlamıştır.
Pazar akamı Gönül Paçacı ve Süleyman Seyfi Öğün’ün ‘Karar Perdesi’ programında onun Türk müziğine eşsiz katkısını bir kez daha kendi ağzından dinledim.
Yazmıştım, vaktiyle onun pazar günleri AKM’de yönettiği bütün konserlere gittim. Ön sırada Ayhan Songar, Ahmet Kabaklı ve ben yanyana otururduk.
Program için hazırladığı broşür, gelen dinleyiciye gerekli bilgiyi sunardı.
Prof. Dr. Nevzat Atlığ için birçok yazım yayımlandı. Özel söyleşilerimiz de hâlâ belleğimde.
Fatih Salgar’la birlikte hazırladığı ‘Türk Müziği Klasikleri’ birçok icracının koleksiyonunda bulunuyor.
98 yaşında hayata veda eden Atlığ’ın cenazesi bugün öğle vakti Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak namazın ardından Eski Kozlu Mezarlığı’na defnedilecek.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren