Doğan Hızlan

İyi bir yazardan özel seçki

15 Kasım 2019
ANKARA Sinema Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival 25. kez yola çıkıyor. 29 Kasım-5 Aralık tarihleri arasında Ankara’da, 6-8 Aralık’ta Sinop’ta ve 9-12 Aralık’ta Kastamonu’da perdelerini açacak festivalin bu yılki özel seçkisi sinema yazarı iyi çevirmen Fatih Özgüven’den.

Gezici Festival, her yıl sinema dünyasından bir kişinin hazırladığı özel bir film seçkisine programında yer veriyor. 25. Gezici Festival’de bu bölümün konuğu, bazen kışkırtan, bazen güldüren ama hemen her zaman zihinde kapılar açan, düşündüren, hayranlık uyandıran özgün sinema yazılarıyla tanıdığımız usta çevirmen.

Yazarın, kararsızlıktan mustarip tipik bir Terazi burcu insanı gibi iki uç arasında gidip gelen karakterleri ve bu karakterlerin yaptıkları seçimleri düşünerek oluşturduğu ve ‘Terazi Filmleri’ diye adlandırdığı seçkide üç film seyirciyle buluşacak.

- Luis Bunuel’in, ülkesi İspanya’da çektiği ve İspanyol yazar Benito Perez Galdos’un aynı adlı romanından uyarladığı Tristana (1970).

- Özgüven film için ne diyor:

“Şu Tristana denen kızı alın mesela. Birbirine benzeyen iki nohut tanesinden birini seçip ağzına atıyor ya da birbirine benzeyen iki sütundan birini seçiyor, seçebildiğini sanıyor da bir hayat boyu durmadan yanlış-yanlış-yanlış seçimler yapıyor. Yoksa bize mi öyle geliyor? Seçim nedir? Biz gerçekten seçer miyiz? Yoksa başka bir şey mi bizim yerimize seçer?”

- Carl Theodor Dreyer’in Danimarkalı rahip Kaj Munk’un tiyatro oyunundan uyarladığı 1955 yapımı şaheseri ‘Söz’ (Ordet) için de yorumu şöyle:

“Başkaları, özellikle de sevdiklerimiz, çok sevdiklerimiz hakkında, özellikle de ölüm-kalım bahsinde nasıl seçim yapabiliriz, yapabilir miyiz? ‘Söz’ bu bahiste sadece tek bir biçimde davranmamızı önerir: saf bir kalp ile. Bu film sinemanın en iddialı ve en sade filmlerinden biridir.”

-

Yazının Devamını Oku

Özdemir Nutku’nun ardından

14 Kasım 2019
Benim kuruculara karşı saygım vardır.

Özdemir Nutku da onlardan biri. Geliyor İzmir’de tiyatro bölümünü kuruyor.

Doğan Tuna, onu nasıl çağırdıklarını, konferans salonunu nasıl tiyatro seyircisi için hazırladıklarını yazmıştı.

Ben de bir açılış için İzmir’e gittiğimde orayı görmüş, Özdemir ile konuşmuştum.

Tiyatro ile ilgili her konuda ondan, yazdıklarından yararlanırdım.

Kısa bir süre önce Adalet Ağaoğlu’nun ‘Evcilik Oyunu’ üzerine yazarken, Nutku’nun nasıl kapsamlı bir çalışma yaptığına yazımda yer vermiştim.

Yetiştirdiği öğrenciler, tiyatro üzerine yazdıkları, bugün de hepimizin, özellikle genç kuşağın önemli kitapları arasında sayılır.

Aramızdan ayrıldıktan sonra yazılan iki yazı benim için kaynak niteliği taşıdı.

Biri

Yazının Devamını Oku

Bir ömrün güncesi

10 Kasım 2019
Gündelik yaşamımızın notları, bizim hayatımızın bütün içeriğini yansıtır. Oradan kişiliğimizin, davranışlarımızın birçok öğesi ortaya çıkar. Üstelik bu büyük bir devlet adamının, Atatürk’ün kayıtları ise değerlendirme kaynaklarımızda başta yer alır.

Önemli kitabın adı:

Atatürk’ün Nöbet Defteri 1931-1938(*)

Toplayan: Özel Şahingiray

Kitabını okurken, O’nun görüşmelerini, ilişkilerini gerçek kaynaktan öğrenmiş oldum.

Tıpkıbasıma önsözü Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Temuçin Faik Ertan yazmış. Kitap ve toplayan hakkında bilgi veriyor:

“Atatürk’ün Nöbet Defteri isimli eser, 1955 yılında Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü yayını olarak basıldı. Türk Tarih Kurumu matbaasında basılan eser, dönemin Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın şahsına ait arşivindeki defterlerin Özel Şahingiray tarafından düzenlenmesiyle ortaya çıktı. Şahingiray büyük emeklerle derlediği eseri, ‘Türk Gençliğine, insanlık  vasıflarının en güzel misallerini veren Atatürkçü ve inkılâpçı Cumhurbaşkanımız’ dediği Celâl Bayar’a ithaf etti.

Özel Şahingiray 1916 yılında İstanbul’da doğdu. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sümeroloji Bölümü’nde eğitim gördü. Atatürk arşivini ve Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın hususi kitaplığını kurmakla görevlendirildi.

27 Mayıs 1960 hareketinden sonra senatör seçildi. 1990 yılında vefat etti.

Yazının Devamını Oku

Unutulmaz filmler

9 Kasım 2019
Duayen sinema eleştirmeni Atillâ Dorsay’ın yeni kitabı ‘Unutulmaz 50 Film Daha-Sinemanın Hazineleri’, sinemaseverlerin kitaplığında yerini alacak. Artık istediğiniz filme kolayca ulaşabiliyorsunuz. Filmler hakkında detaylı bilginiz olursa seyrederken derinlemesine bir gösteri şöleni yaşamış oluruz.

Atillâ Dorsay, gerek Türk gerek dünya sineması üzerine yazdıklarıyla sinemayı anlayarak sevmemizi sağlamıştır.
Günümüzde her şeyin internette olduğu iddiasının aldatıcılığına hepimiz tanık olmuşuzdur. Bu konuda en doğru bilgiyi gene kitaplardan ediniriz.
Önce kitabın başındaki ithafı aktarayım: “Bu kitap yakın zamanda en acı biçimde vefat eden sinema yazarı Cüneyt Cebenoyan’a ve iki kez kalbi durarak ölümlerden dönen sinema adamı, sadibey.com sitesinin kurucusu ve sahibi Sadi Çilingir’e adanmıştır.”


İki sinema adamına...
Kitabın ilk yazısının başlığı: ‘Bir Tragedya Kahramanı-Cüneyt Cebenoyan’.

Yazının Devamını Oku

Sanat Fuarı’ndan notlar

8 Kasım 2019
TÜYAP Kitap Fuarı ile eşzamanlı olarak düzenlenen Sanat Fuarı’nın bu yılki ‘Sanatçı Onur Ödülü’ Mevlut Akyıldız’a verildi.

‘Sanatsever Kurum Onur Ödülü’nü de İstanbul Kültür Üniversitesi aldı.

Geçen pazartesi yapılan törende sanatçıya ve üniversitenin kurucu onursal başkanı Fahamettin Akıngüç’e düzenlenen törenle plaketleri verildi.

Fuar kataloğunda Akyıldız için Hilmi Yavuz’un ‘Mevlut Akyıldız’ın Resimlerinde Dil Oyunları’ yazısını okuyabilirsiniz.

Yavuz’un yazısından bir bölüm:

“Mevlut Akyıldız, sanatın gerçekliğinin doğayı, toplumu ve insanı, dilin olanaklarıyla görselleştirmeyi uzun bir süredir deniyor ve bunu gündelik dilin olanaklarını, edebiyat enstrümanlarına dönüştürerek yapıyor. Şöyle de diyebiliriz: Mevlut Akyıldız resimle edebiyatı, Dil’in edebi olanaklarını görselleştirerek bir arada temellük ediyor.”

Kitapta sanatçının yapıtlarından örnekler, açtığı sergiler, aldığı ödüller yer almaktadır.

Kültür Üniversitesi’nde zaman zaman koleksiyonlardan seçme eserlerden oluşan sergiler yapılmaktadır.

Üniversitenin koleksiyon dışındaki sanata değin yerleri şöyle sayılabilir:

Yazının Devamını Oku

İstanbul Bienali 10 Kasım’da kapanıyor

7 Kasım 2019
İSTANBUL KÜLTÜR SANAT VAKFI (İKSV) tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 16. İstanbul Bienali güncel bir sorunu irdeliyor.

Yaşadığımız dünya nereye gidiyor. Bizi nasıl bir gelecek bekliyor. Günün hızlı ritminde bunu pek düşünemiyoruz. Sanat bize bir ayna tutuyor. Dünyanın yok oluşunun çanları İstanbul Bienali’nde kulakları yırtarcasına çalıyor.

Bu yılki bienalin teması:

‘Yedinci Kıta’.

Bienal kataloğunun başındaki Önsöz’de Bige Örer, vahamete değiniyor:

“İklim krizinin tartışmasız bir gerçek olduğu, insanların yaşam biçimlerini, üretim ve tüketim sistemlerini temelden değiştirmek zorunda oldukları bir zamandayız.

Bilim insanları ve sivil toplum örgütleri küresel iklim adaletine yönelik toplumsal bir dönüşüm çağrısı yaparken genç iklim aktivistleri yüzden fazla ülkede sürdürdükleri grevlerle yetkililerin somut adımlar atması için güçlü bir baskı mekanizması kuruyor.

Türkiye’de sosyal, politik ve ekonomik durum ve tercihlerden bağımsız olarak  her on kişiden en az altısı bu konuda kaygı taşıyor. Bu küresel sorunun çözülebilmesi için hem hükümetlerin hem de hükümet dışı aktörlerin hızlı bir biçimde harekete geçmesi gerekiyor.

Tüm bu acil tartışmalar içinde sanatın farklı perspektifler sunması, alternatif gelecek hayalleri kurması kaçınılmaz.”

Yazının Devamını Oku

Yaşadığını yazmak

5 Kasım 2019
Faruk Şüyün’ün hazırladığı “Mahallem İstanbul” başlıklı Adnan Özyalçıner kitabını okudum.

İyi bir yazarın hayatla edebiyat arasındaki bağlantıyı nasıl ustaca kurduğunu fark ettim. Elbette onun şimdiye kadar yayımlanan bütün kitaplarını okudum ama iyi yazarları her okuyuşunuzda yeni özellikler keşfedersiniz.

Kitabın ilk özelliği onun yaşamını kendi ağzından okurken, kenar mahalle dediğimiz yerlerin ve insanlarının derin dünyasını tanıdık, tanıklığın edebiyattaki önemini de bir kez daha onayladık.

1950 Kuşağı’nın, benim kuşağımdan bir yazarın hayatını, edebi tarihini/tarihimizi anılarımın eşliğinde okudum. Kuşağımızın bütün serüvenini, dostluklarımızı, edebiyata başlamamızı sevgiyle kaleme getirmiş.

Göz önündeki İstanbul’u yazanlar çoğunlukta, görkemli olmayan İstanbul’u yazmak zor. Şimdi onun yazdığı yerleri dolaşıyorsunuz, oraları tanıyorsunuz, eğer onu okumadıysanız eksik, yanlış tanırsınız, o semtlerin lezzetini alamazsınız.

Şüyün, nerelerde konuştu TÜYAP Onur Yazarı ile.

Cağaloğlu’ndaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin lokalinde, Büyükada’da nerelerden söz edilecekti. Karagümrük’ten, Beyazıt’tan, Eyüp’ten.

Hazırlayandan bir cümle:

“Adını bir çırpıda söyleyecekti Adnan bey; ‘Mahallem İstanbul’.

Yazının Devamını Oku

Tangonun başvuru kitabı

3 Kasım 2019
Her alanın kurucuları, ona dair tarihin içinde özel bir yere sahiptirler.

Türk tangosunun kurucusu Necip Celâl Andel de bu adlardan biridir.

Ertuğrul Sevsay’ın hazırladığı kitap, önemli bir başvuru niteliği taşıyor.

İki ciltten oluşan kitabın kapağı, çalışmanın ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor:

Türk Tangosunun Kurucusu

Necip Celâl Andel

Sanatı, Hayatı, Yaşadığı İstanbul*

Kitap ithaflarını önemserim.

Yazının Devamını Oku