Doğan Hızlan

Neden Sema Moritz dinledim

15 Mart 2020
Dinlediğim solistlerin hem estetik gerekçeleri vardır hem de mesleğinin seyrini kaale alırım, öznel beğenimle nesnel kuralları birleştiririm.

Bir de bunlara bir başka ölçüt daha eklerim, şimdiye kadar başka solistlerden dinlediğim bu  parçalara katkısı ne olmuş? İcranın fark yaratma oranı ne?

Sema Moritz bu sınavlardan geçtiği için “Vazgeçmem”i beğendim.

Hiç kuşkum yok Kitap Sanat’taki söyleşisini okumuşsunuzdur. Seçim konusundaki özeni buradan öğrenmişinizdir.

“Vazgeçmem”in CD’sinin başındaki yazıyı ben de yazıma aldım:

“Güneş ve ay ve yıldız ve deniz ve toprak ve gökyüzü

Dün ve bugün ve gelecek

Direnmek ve direnç göstermek

Sabır taşına dönerek sabretmek

Yazının Devamını Oku

Yazılı-çizili portreler

14 Mart 2020
Cemal Nadir Güler’in yaşarken gerçekleştirmek isteyip ömrünün vefa etmediği önemli bir eseri, Mehmet Can Doğan titiz bir araştırmayla ortaya çıkarmış. ‘Fotoğraf Tahlilleri’ Cemal Nadir’in ustaca bir harmana soyunduğu ve çizgiyle yazıyı birleştirdiği kalıcı bir çalışma.

otoğraflara, karikatürlere bakarak yorum yapmak, bir ustanın elinden çıkmışsa hem gerçek tespitleri içerir hem de mizaha yönelir.
‘Fotoğraf Tahlilleri’ kitabının niteliği hakkındaki bilgiyi, kitabı hazırlayan Mehmet Can Doğan’ın yazısından öğrenebiliriz.
Yer alan adları okuduğunuzda, edebiyat, basın, sanat, müzik dünyasından birçok ünlü adın tahlilini bulabilirsiniz.

Bazı adları yazıma aldım:

◊ Müverrih Bay Ahmet Refik,

Yazının Devamını Oku

İstanbul hakkında ‘yıllık’

12 Mart 2020
YILLIKLARIN önemi, işlevi üzerine çok yazdım.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün ‘Yıllık’ını görünce hemen okumaya başladım.

Türkçe-İngilizce olarak iki dilde yayımlananmış.

Kitapta 12 inceleme bulunuyor ve M. Baha Tanman yönetiminde hazırlanmış.

İstanbul’un mekânlarından tarihi yapılarına kadar birçok konudaki inceleme herkesin ilgisini çekecek nitelikte.

Bazılarının adını vermeliyim:

*Sokağın, Meydanın, Şehirlilerin Resmi: On Altıncı Yüzyıl Sonu İstanbul’unda Mekân Pratikleri ve Görselliğin Dönüşümü, Çiğdem Kafescioğlu.

“Bu makale on altıncı yüzyıl sonlarında Osmanlı resimli yazmalarında yer almaya başlayan sokak ve meydan odaklı İstanbul resimleri, aynı senelerde üretilen bir şehir manzarası ve özellikle İntizami Sûrnâmesi’nin resimli kopyası üzerinde durarak, kentsel mekânlar, mekân pratikleri ve şehirlilik temsilleri arasındaki bağlantıları araştırıyor. İstanbul’u bir erken modern dönem başkenti ve metropolü olarak ele alarak, şehir ve şehircilik tahayyüllerini üç ana konu üzerinden inceliyor: Mekân pratiklerine bağlı olarak oluşan ve dönüşen görme biçimleri, göze/görmeye dair lügatin özellikleri ve bu lügatin mekân pratikleri ile bağlantıları; yeni bir şehirli zümrenin oluşmasına koşut olarak yeni türden kamusallıkların ve çoksesli temsil biçimlerinin ortaya çıkması; bu dönemin siyasi dinamiklerinin şehrin kamusal alanlarını müzakere ve muhalefet mekânları haline getirmesi ve bu yeni dinamiğin görsel temsildeki yansımaları.”

*Hasan Baran Fırat, Dönemlendirme Çalışmaları ve Osmanlı-Türk Müziği Tarih Yazımı: Bir Bilanço Denemesi yazısında makaleyi özetliyor: “Başta Fernand Braudel ve Reinhart Koselleck olmak üzere tarihsel zaman teorisi üzerinde çalışan bazı araştırmacıların yaklaşımlarını referans alarak Osmanlı - Türk müziğinde dönemlendirmeye nasıl yaklaşılabileceği üzerine bir yol haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. Makale Osmanlı-Türk müziği ve kültür tarihi dönemlendirmesi üzerine öncelikli bazı tartışma konularına dikkat çektikten sonra, bu tartışmaların tarihsel icra mefhumu ile olan ilişkisine değinerek sonlanmaktadır.”

Yazının Devamını Oku

Çetin Emeç’i andık

10 Mart 2020
AZİZ, sevgili dostum Çetin Emeç’i andık.

Bir sabah Hürriyet’te odamda otururken, sekreterim telaşla içeriye girdi, Çetin Emeç’i evinin önünde vurmuşlar dedi.

Kısa süre sonra detayları öğrendik, evinden çıkıp otomobiline binerken onu ve şoförü Sinan Ercan’ı öldürmüşlerdi.

Hepimiz onulmaz bir hüzne gömüldük.

Bu acının üzerinden otuz yıl geçmiş.

Dinmeyen bir acı, sonlanmayan tahkikat süreci.

Cumartesi günü Zincirlikuyu’daki mezarı başında her yıl olduğu gibi ailesi, sevenleri, dostları buluştu.

Mezarı, eski dostumuz İrfan Özcan gene çiçeklerle donatmıştı.

Anma için özel bir kitap hazırlandı.

Yazının Devamını Oku

Beethoven Yılı: Konserler ve CD’ler

8 Mart 2020
Beethoven’ın doğumunun 250. yılında Türkiye’de de konserler veriliyor.

Yurtdışında birçok ülkede Beethoven’ın bestelerini dinledim. Belleğimde kalan konserlerden biri de daha iki Almanya birleşmemişken Berlin Filarmoni’nin salonunda Riccardo Muti’nin yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası’ndan 7. Senfoni’yi dinlemiştim.

Önemli bir açılış gecesiydi, dört Berlin’in de temsilcileri konserin ön sırasındaydılar. Anımsadığım, İngiliz askeri yetkilisinin üniforma ile gelmesiydi.

Aziz dostum Şefik Yüksel, Beethoven Yılı’nda İdil Biret’in konser listesini gönderdi, ben de dinleyicilerimin program yapabilmesi için yazıma aldım.

Fazıl Say da Beethoven’ın piyano sonatlarını doldurdu.

BEETHOVEN 2020 Türkiye

Konserler

Mart

Yazının Devamını Oku

Aşk öyküsüne gölge düşüren bir cinayet

7 Mart 2020
Ödüllü polisiye roman ‘Yağmurdan Önce: Sami Tuzcu Dosyası’, bir cinayetle başlayıp bir tarikat liderini alt etmek ve onun çevresindeki kızları özgür kılmak için yapılan operasyona uzanıyor.

Dünya Kitap tarafından verilen Yılın En İyi Telif Polisiye Kitabı Ödülü’nü Ercan Akbay ‘Yağmurdan Önce: Sami Tuzcu Dosyası’ kitabıyla kazandı. Kitap, bir tarikat liderini alt etmek ve onun çevresindeki kızları özgür kılmak için yapılan çok yönlü bir operasyonun perde arkasını anlatıyor. Akbay aynı zamanda bir müzisyen ve ressam; birçok resim sergisi açmış. Herhangi bir akımın takipçisi değil. Şimdi sadece yazıyor, resmi bırakmış. ‘Yağmurdan Önce’nin adı nereden geliyor diye sorarsanız: “Dergâha dönüp kış bahçesinden içeri girdiğimde, ağız armonikası virtüözü Lee Oscar’ın fırtına öncesi gerilimi betimleyen albümü ‘Yağmurdan Önce’ çalıyordu. Müzik çok ifadeci, çok etkileyiciydi. Evet, yaklaşan tufanın kokusunu algılıyor, kaotik gerilimi hissediyordum ama bunların hepsi bana vız gelir, tırıs giderdi. Yağmur, kasırga ya da tufan... Hiçbir afet yıkamazdı beni.”

Bir cumartesi gecesi Joy bistro-barda tanışan erkek ve kadının aşk öyküsüne gölge düşüren bir cinayetle başlıyor roman. ‘Yağmurdan Önce’nin oluşumunu, kitabın başındaki, Akbay’ın kaleme aldığı ‘Başlamadan Önce’ bölümünden anlıyoruz: “‘Yağmurdan Önce: Sami Tuzcu Dosyası’, 2006’da yayımlanan ‘Tilki Tilki Saat Kaç?’ romanındaki olay örgüsünün farklı bir anlayışla ele alınarak genişletilmiş ve serinin ardılı kitaplarla uyumlu hale getirilip modernleştirilmiş yeni versiyonudur.” Üçlemenin diğer iki romanı ‘Fotoğrafçılar Kulübü: Nadia Groza Dosyası’ ve ‘Akılçelen: Dr. Sinan Us Dünyası’ adını taşıyor.

 Medici Hanedanı’nın destansı romanı
Tarihte bazı aileler vardır ki siyasal güçlerini, zenginliklerini elde ederken sanatı da ihmal etmemişlerdir. Medici Ailesi de bu tanımın içine girer. Medici Ailesi bankacılık ve başka alanlardaki teşebbüsleriyle de tanınmıştır. Bu gücü engebeli siyaset yaşamlarına yansıtmışlardır. Hatta bir yazıya göre Fatih döneminde yönetimde olan Medici Ailesi’nin bir ferdi bastırdığı madalyonun bir yüzüne kendisini diğer yüzüne de Fatih Sultan Mehmet’i koymuştur. Birçok sanatçıya maddi destek sağlamışlar, zengin bir kütüphane kurmuşlardır. Michelangelo’yu, Lenardo da Vinci’yi, Boticelli’yi desteklemişlerdir. Bu kitabın yazarı Matteo Strukul, 1973’te İtalya’da doğdu. Medici Ailesi’ni konu edinen ve tarihi gerçeklere dayanan kitapları 20’den fazla dile çevrilerek tüm dünyada milyonlarca okura ulaştı. Bu eserin sonunda yer alan ‘Teşekkür’ bölümünde yazarın ne kadar çok kaynağa başvurduğunu göreceksiniz.


Yazının Devamını Oku

Gaziantep’te Uluslararası Göç Filmleri Festivali

6 Mart 2020
Dünyanın en geniş katılımlı tematik film festivali özelliği taşıyan Uluslararası Göç Filmleri Festivali, 18-22 Nisan tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleştirilecek.

İnsanlık tarihinin çeşitli dönemlerde, çeşitli ülkelerdeki göç olgusu hiçbir zaman güncelliğini kaybetmiyor.

Yalnız savaş dönemlerinde değil, barış dönemlerinde de uluslararası bir anlaşmazlık unsuru olan göç, yalnız gazete haberleriyle, arşivlerdeki tutanaklarla anılmıyor.

Göçün insanda bıraktığı maddi ve manevi yaralar, bir ömür boyu kapanmıyor. Bunu insanlığa hatırlatmak da hiç kuşkusuz sanatın işi, yazının dışında görsellik de acının onulmazlığını adeta hafızalara mıhlıyor.

İnsanoğlunun en unutkan olduğu sayfalar göç tarihi ve göç edebiyatı üzerine olandır.

Türkiye, göçün bütün sancılarını çekiyor, göçmenlere en insancıl anlayışta davranan Türkiye’dir.

Her zaman ummuşumdur, sanattan, sinemadan bu acıları okuyanlar, görenler belki ders alır.

Ama almadığını bugün de görüyoruz.

Göç olgusuna festivalde ayna tutulacak. 50’den fazla filmin gösterileceği festivalde, insanlığın ortak kaderi göç olgusunun medeniyet kavramı içindeki yeri irdelenecek.

Yazının Devamını Oku

Bursa Kitap Fuarı başlıyor

5 Mart 2020
Bursa Kitap Fuarı, Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde 7 Mart’ta açılacak, 15 Mart akşamına kadar sürecek.

18 yıldır açılan fuara katkıda bulunan kurumlar:

Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği,

Bursa Büyükşehir Belediyesi,

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası,

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü,

Bursa Uludağ Üniversitesi.

Fuara bu yıl 300 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor.

Dokuz gün boyunca düzenlenecek panel, söyleşi, atölye çalışmaları ve çocuk etkinliklerinden oluşan 90 kültür etkinliği ve imza günlerinde yazarlar okurlarıyla buluşacak. Fuarın konukları:

Yazının Devamını Oku