İlk bakışta ‘olması gereken oldu’ hissi yaratsa da olaya bir de ters tarafından bakalım.
* Yaşadığımız apartmanların otoparkında bile komşularımızla anlaşamazken yol üstünde gelişigüzel park edenler birbirine girebilir.
* Kontrolsüz yollar yeniden değnekçilerin kontrolüne geçebilir.
* Kentin işlek yollarında iki hatta üç sıra parklarla trafik kaosu yaşanabilir.
Temennim yukarıdaki üç ihtimalin de gerçekleşmemesi. Ancak ortada bu ihtimalleri güçlendiren aşikar bir durum var.
O da belediyenin bile kontrol altına alamadığı yol üstü otoparklar ‘başı boş’ bırakılıyor. ‘Yol üstü otoparklardan ücret alınması durumunda belediyeyi ya da polisi arayın’ denilerek güvenliğin sağlanması vatandaşa bırakılıyor.
İyi de bu şikayetler yol üstü otoparklar belediye kontrolündeyken de vardı, neye yaradı?
Bezci’nin canı çok sıkkındı, olay çok tazeydi. Başladı anlatmaya:
“Deniz Bey Rüzgarlı Sokak’ta bir esnafımızın oğlunu otopark görevlisi vurmuş. Durumu ağır. Biliyorsun biz de Rüzgarlı esnafıyız, olay yerine gidiyorum şimdi.”
* * *
Ankara otoparklarındaki sıkıntıyı bilmeyen yok. Yıllardır değnekçi terörü vardı, sonra bu olay yol üstü otoparklarında ‘resmileşti.’
Ankara Hürriyet aylardır yazıyor. Son olayı ‘kader’ olarak değerlendirmek ya da ‘münferittir’ demek insanların aklıyla alay etmek olur.
Kalıp mesajı yaz, yolla rehberdeki yüzlerce kişiye gitsin.
Öyle bir hal aldı ki aynı mesajı atan onlarca kişiye rastlamak mümkün.
Şöyle de bir gerçek de var. Pek çok kişi bu mesajların ‘kalıp’ olduğunu anladığı saniyeden itibaren okumayı bırakıp siliyor.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’a dini içerikli hazır mesajlarla ilgili sohbet ettik. Öne çıkanlar şöyle:
* Bu mesajlar Allah’a gönderdiğiniz mesajların da kalitesini gösteriyor, yani dualarınızın kalitesini.
*Hazır mesajlar maalesef biraz samimiyetsizlik göstergesi. Madem duanızı mesajla gönderiyorsunuz, içinizden gelenleri yazın.
* ‘Allah’a dua etmeye vaktim yok. O yüzden hazır dua yolluyorum’ gibi bir şey hazır mesajları yollamak.
4 gün sonra yapılacak TBMM Başkanlığı seçimi olası koalisyon senaryoları hakkında kuşkusuz önemli ipuçları verecek.
AK Parti’nin içinde bulunacağı bir Hükümet’in kurulma ihtimali daha yüksek gözükse de geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ‘Siyasette 24 saat uzun bir zamandır’ sözünü kulak arkası etmemek gerekir.
Geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimde kendi deyimiyle ‘doğal koalisyonu’ CHP çatısı altında yaparak Başkent’te yüzde 43 oy alan Mansur Yavaş’la koalisyon ihtimalleri, partilerin çıkarması gereken dersler ve halkın beklentileri üzerine konuştuk.
* Seçim sonuçlarıyla ilgili kısa bir değerlendirmenizi alarak başlayalım...
Bu seçimde halk çok önemli bir refleks gösterdi. İktidarın son dört yılda güç zehirlenmesi olarak tabir ettiğimiz kutuplaştırma ve ötekileştirmesi vardı. Baskıcı uygulamaları da oldu. Genç bir kızın bozkurt işareti yaptı diye gözaltına alınması, arkalarına dönerek demokratik tepki gösteren kadınların; herhangi bir şekilde hakaret içermeyen protestoları yapanların Cumhurbaşkanı’nın korumaları tarafından gözaltına alınması toplumda, ‘Nereye gidiyoruz’ düşüncesine neden oldu. O günlerde attığım bir tweet’te ‘Halka güveniyorum’ demiştim. Tüm seçimlerde en doğru ayarı verdiğini düşündüğüm halkımız yine en doğru ayarı verdi. Seçmenin siyasileri çok iyi okuduğu ortaya çıktı.
* Vatandaşın sizce mesajı ne oldu?
Hükümet’in bazı uygulamalarını beğenmediğini belirterek, ‘Bu ülkede tek başına olmamalısın’ dedi. Öte yandan vatandaş muhalefeti bir yere konumlandırdı. Hal böyleyken siyasilerin birbirine uyumsuz davranmaları çok kötü bir hadise. Halk memnun olmadığı uygulamalar konusunda muhalefete görev verdi. Bu şikayetleri gidermek için Hükümet’i de kurmaya gerek yok. Muhalefet Meclis Başkanı’nı seçtirip, bir çok karar çıkarabilir. ‘Ben onun oy verdiği yere oy vermem’ anlayışı olmamalı. HDP şimdiye kadar da Meclis’teydi. Zaman zaman MHP ve HDP aynı yönde oy kullanmak suretiyle kanunlar çıktı. Şimdi de vatandaşın beklentisi iyi okunmalı ve Meclis Başkanı seçilir seçilmez öncelikle vaatler ve beklentiler karşılanmalı.
VAATLER HÜKÜMET KURMADAN DA YERİNE GETİRİLEBİLİR
Her ne kadar sorun çözülmüş gözükse de aslında 1-5 yıl arasında ertelendi.
Vatandaşın belini büken asfalt payıyla ilgili teknik tüm değerlendirme ve hatırlatma bugün Fatih Tekeci’nin köşesinde var.
Tekeci’nin köşesinde vatandaş lehine iki mahkeme kararı olduğunu da yer alıyor.
İlk karara göre belediye asfalt katılım payı bedelini yanlış hesaplamış.
İkinci kararda vatandaştan evi aldığı 2014 yılından önceki asfaltın bedeli talep edilmiş.
Her iki durumda da haklı olan vatandaş.
Yukarıda da belirttiğim gibi sorun çözülmedi. Büyükşehir Belediyesi ‘yetkim erteleyecek kadar, asfalt katılım payınının iptal yetkisi TBMM’de’ diyerek zaman kazandı ve topu Meclis’e attı.
Sandıktan çıkan ders özetle aynıydı:
“Sakin olun. Siyaseti bu kadar gergin hale getirenler bu sürecin sorumlusu sizsiniz. Sorumlusu olduğunuz siyasette uzlaşı yolu bulun.”
Seçim sonrası senaryolar çizilmeye başlandı. Koalisyon yapılıp yapılmayacağı merak konusu. Ya da erken seçime gidilip gidilmeyeceği.
Liderler koalisyon için birbirini yokluyor. HDP, ilk tartışılması gereken AK Parti-CHP koalisyonu derken, MHP, AK Parti-CHP-HDP koalisyonu olmalı diyor. Kimileri AK Parti-MHP koalisyon yapmalı derken, bazılarına göre de CHP-MHP dışarıdan HDP desteğiyle hükümeti kurulmalı düşüncesinde.
Halkın sandıkta verdiği karar da koalisyon yönünde. Bundan sonra sistemi tıkamaya çalışan kuşkusuz kaybedecek.
* * *
TBMM’ye 14 milletvekili gönderecek olan Ankara ikinci bölgede (Altındağ, Ayaş, Beypazarı, Çubuk, Çamlıdere, Güdül, Kalecik, Kazan, Keçiören, Kızılcahamam, Nallıhan, Pursaklar, Yenimahalle) AK Parti’deki son durumu bölgenin en büyük ilçesi olan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, CHP’deki son durumu Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, MHP’yi bölgenin birinci sıra milletvekili adayı Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ve HDP’deki gelişmeleri de İl Eş Başkanı Lokman Ergün’le değerlendirdik.
KARŞIMIZDA BİR İTTİFAK VAR
Mustafa Ak (AK Parti): Temiz bir kampanyayı geride bıraktık. Özellikle diğer partilerle diyalog açısından gayet iyi bir seçim dönemi geçti. Bütün çalışmalar oy sayısını artırmak ve bir önceki seçimde çıkan milletvekili sayısının üzerine çıkmak üzerine kurulu. Şu anda AK Parti’nin karşısında bir ittifak var. Bunu yerel seçimde de yaşamıştık. AK Parti’nin milletvekili sayısını nasıl düşürürüz çabasındalar. Muhalefet kendi oylarından feragat ederek HDP’yi baraj üstü yaptırmaya çalışıyor. AK Parti dışına tek başına iktidar olma hedefi olan ikinci bir parti yok. Bu seçim sürprizler yaşanacak, ama birilerinin istediği gibi değil. Beklenenin de çok üstünde oy alacağız.
Muhalefet boş vaatler dışında hiç bir alternatif üretemedi. 13 yıldır yapılanlar ortada. AK Parti’nin halk nezdinde temiz ve güzel bir sicili var. Halkı kandırmayan tek kadro hareketi halen AK Parti.
Her geçen günün AK Parti lehine işlediğini düşünüyoruz. Tepki almıyoruz. Sadece bazı anketlerde kararsız sayısının çokluğu dikkat çekiyordu. Fakat son 1 haftada kararsızlar epey düştü. İkinci bölge olarak AK Parti oylarında herhangi bir azalma olmadan birinci parti çıkacak. İkinci bölgenin lokomotifi olan Keçiören’de Başbakanımızın yaptığı son miting gösterdi ki teşkilatımızın ve halkımızın heyecanı ile teveccühü artarak devam ediyor.
ANA BELİRLEYİCİ EKONOMİ OLUR
Fethi Yaşar (CHP): Seçim süreci Yenimahalle ve ikinci bölgenin tamamında uygar bir şekilde geçiyor. İnşallah son güne kadar böyle devam eder.
Başkent’teki siyasi tabloyu iki parçaya ayırdık.
Bugünkü ilk bölümde, 18 milletvekili çıkacak olan Ankara 1. Bölge’nin (Bala, Çankaya, Elmadağ, Etimesgut, Evren, Gölbaşı, Haymana, Mamak, Polatlı, Sincan, Şereflikoçhisar) öne çıkan milletvekili adaylarına kulak vereceğiz.
SİYASİ MÜHENDİSLİĞE MİLLET BOYUN EĞMEZ
Murat Alparslan (AK Parti):
Adaylar belli olduktan sonra arazinin hakimiyeti tamamen partimize geçti. Yazılı, görsel ve sosyal medyayı iyi kullandık. Bilimsel metotları uyguladık. Ama en önemlisi seçmene her zamanki gibi temas ettik. Gönüllere hitap ettik.
Vatandaşımız sadece seçim zamanlarında değil her zaman AK Parti teşkilatlarını yanlarında gördüğü için de bizi bağrına bastı.
Diğer siyasi partileri sahada göremedik. Gittiğimiz her yerde heyecan da dinamizm de yüksek seviyedeydi. Bunun aksi yönde psikolojik bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ama halkımız her şeyin farkında. Diğer partilerin adayları yalan yanlış bir şeyler söyleriz korkusuyla sahaya çıkmamaya dikkat ediyor.