TABİİ ki var! Türkiye'de Marksist felsefeyi hazmetmiş, Marksist düşünce sistematiğini ülke analizine uygulamaya çalışan, hatta bu felsefeye katkıda bulunan çok değerli arkadaşlarımız var.
Ancak, bu kıymetli düşünürler cari Türk solu içinde etkin değiller, hatta onlar ortada sol olarak endam eden siyasilere herkesten fazla kızgınlar.
* * *
Solun, evrensel düzeyde en önemli özelliği, egemen sınıflara hizmet ettiğine inandığı ve gelir dağılımının emeğin aleyhine gelişmesinde en önemli sorunsal olarak gördüğü devlet aygıtına karşı tavır almasıdır.
Dünyada sol; devlet aygıtı karşıtı politikalar üretir.
Evrensel sol kendisine en büyük rakip olarak statükoyu görür.
Bizde ise cari sol, ister DSP olsun, ister CHP; evrensel solun reddettiği bu iki kavramı değil dışlamak, bizzat onun kucağına oturuyor.
Türkiye'de cari sol hem köküne kadar devletçi, hem de sıkı sıkıya statükocu!
* * *
Ayrıca Türkiye devlet-millet ikilemini çözememiş nadir ülkelerden birisidir.
Bu ülkede siyasiler devlet-millet çekişmesinde birinden birini tutmak zorundadır.
Ancak; ülkede devlete kafa tutarak millet tarafından baş tacı edilmiş siyasi liderler hep sağdan çıkmıştır.
Millet siyasilerde iki özelliği bir arada görmek istiyor:
1) Devlete karşı milletin yanında duracak.
2) Milletin değerlerine saygılı olacak.
Potansyel olarak, dünyada sola bağrını açmış nadir milletlerden birisidir Türk milleti.
Ancak, dünyada sola karşı en kapalı toplumlardan birisi yine Türklerdir.
Temsili demokrasilerde genel eğilim iktidarın yönetim yıpranmasına kapılıp oy payı olarak gerilmesi, muhalefetin ise saha kenarıda oturma avantajını kullanarak ilerlemesidir.
Hatta bir sonraki seçimlerde sadece birkaç puan gerileyecek iktidar kendisini başarılı sayar.
* * *
Bizde sol, muhalefette erimeyi de becerebilen nadir siyasi hareketlerden birisidir.
3 Kasım seçimlerinden önce ‘‘tesettürlüden de oy istiyorum’’ diyen, ancak 3 Kasım sonrası politikaları ile bu talebinin siyasi tarihin en büyük aldatmacalarından birisi olduğu ortaya çıkan CHP dünyadaki değişimden zerre kadar ders almadığını her geçen gün milletin gözüne sokuyor.
CHP, dinozorlaşmış akıl danelerine ısrarla millet karşıtı politikalar yaptırarak, eski Türk filmlerindeki veremli kız misali her geçen gün eriyor.
Çaresiz CHP şimdi de sefil bir yönteme başvuruyor:
Milleti; cumhuriyetçi ve cumhuriyet düşmanı olarak ikiye bölmek!
Cumhuriyet tarihinde bugüne dek bu kadar açık bir şekilde bölücülük yapan başka bir siyasi parti olmamıştır.