KIBRIS meselesini inceledikçe görüyorum ki; Türkiye'nin uluslararası arenada yalnızlığının nedeni altına imza attığı uluslararası hukuku yok saymasıdır.
Bir Anayasa hukukçusu olarak Mümtaz Soysal'ın bile işine gelmeyen uluslararası kararlara ‘‘Siyasidir!’’ diyebilmesi, Loizidu davasında yaptığı gibi başını kuma gömerse görülmeyeceğini sanması, Türkiye'yi dünyada sadece yalnız bir ülke haline getirmiyor, ülkenin itibarının da önünü de tıkıyor.
1984'te KKTC'yi tek taraflı olarak ilan edince, o güne dek Kıbrıs ile ilgili imzalanmış tüm antlaşmaları elinin tersiyle itmiş olan Rauf Denktaş'ın işine gelince ‘‘1960 Anlaşması'ndan’’ bahsetmesi de zaten yerlerde sürünen uluslararası itibarını bir kez daha zedelemiyor, Türkiye'yi de ne dediği belirsiz bir ülke yapıyor.
* * *
Bakınız; uzun süre bizden gizlemeye çalıştıkları, Türkiye'ye 20 ile 200 milyar dolar arasında bir tazminata mal olacak, şimdi sıkışınca ödemeyi kabul ettikleri, ancak öderken de hálá ‘‘sırf Avrupa Konseyi'nin şerefini kurtarmak için ödüyoruz’’ diyerek kendilerini yedi düvele güldüren Mümtaz Soysal-Rauf Denktaş aklı Loizidu davasını kabul ederek neleri kabul etmiş oluyor?
* * *
AİHM kararında:
‘‘...uluslararası normlar ve BM kararlarını dikkate alarak KKTC'nin ayrı bir devlet olmadığına ve sadece Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Hükümeti olarak kabul edildiğine dikkati çeker.
...davacının mülkiyet hakkını kaybetmediği ve tapulu mülkünü serbest kullanma hakkının devam ettiğine karar verir.
...Türkiye Hükümeti'nin davacının taşınmaz malının kontrolünü, Türk Ordusu'nun Kuzey Kıbrıs'ı denetimi altına aldıktan sonra KKTC'nin kuruluşuyla kaybettiğine ve ayrıca davacının mülküne gitmesinin birkaç kez Türk Ordusu tarafından engellendiğini de kabul ettiğine işaret ederek...
...Türkiye'nin çok miktarda askerini Kuzey Kıbrıs'ta aktif olarak bulundurduğunu, Ada'nın bu kısmını kontrolü altında tuttuğunun bariz bir şekilde meydanda olduğunu ve dolayısı ile Türkiye Hükümeti'nin, davanın esasları itibari ile KKTC'nin aldığı kararlardan ve uyguladığı politikalardan ayrı tutulamayacağına işaret eder...
...dolayısıyla Türkiye'nin AİHK'de kabul ettiği hak ve özgürlüklerin korunması hususundaki sorumluluğu sadece TC sınırları içerisinde geçerli olmayıp Kuzey Kıbrıs'a da taşmaktadır.
...davacının mülkiyeti üzerindeki haklarının Türkiye tarafından ihlal edildiğine, bu tecavüzle ortaya çıkan zarar ziyandan sorumlu olduğuna karara verir’’ diyor.
* * *
Loizidou davası; bizim aklı evvellerin bugüne dek reddettikleri tüm hususları karar metnine yansıtıyor.
Kimse yan çizmesin; bu tazminatı ödemeyi kabul eden Türkiye Cumhuriyeti tüm bu kararları da kabul etmiş olmaktadır.
Bizim cebimizden hovardalık edenler şimdi hangi yüzle ‘‘Kıbrıs davasını’’ savunmaya devam edecekler, çok merak ediyorum.