21. yüzyıla, onun dayattığı teknolojiyi -bilişim teknolojisi- hem üretip hem tüketerek; bu amaçla teknolojiyi hem hazmederek hem de ortaya çıkardığı yeni düşünce sistematiklerini öğrenerek -eğitim- hazırlanmak zorundayız.
Ancak, bu arada bir özelliğimizi de unutmamalıyız:
Biz hálá insanız!
Her şeyin üzerinde insan olduğumuzu unuttuğumuz anda içi boşaltılmış insana dönüştüğümüzün farkında olmak, 21. yüzyıla hazırlanmanın en doğru yöntemidir.
İçi boşaltılmış insan durumuna düşme ihtimali; 20. yüzyılın son çeyreğinde teknolojinin tek doğru olarak algılanmaya başlaması ile bizi içimizden kemirmeye başlamıştır.
İnsan olduğumuzu bize hatırlatacak, bizi insan olarak zenginleştirecek tek yöntem ise kültürdür.
Kültür, tarih sürecinde damıtılmış insanlık bilgisidir.
Kültür öğretisine, geniş anlamıyla ‘‘insan olma öğretisi’’ de denebilir.
* * *
Kültürün mesajının; insanlar tarafından en kolay hazmedilme yöntemi ise güzel olan her şeyin içinde eridiği sanattır.
Sanat kendisini edebiyatla, resimle, heykelle, musiki vb. ile var eder.
Ancak, 21. yüzyılda kitlelere ulaşma yöntemi TV ve türevleri ile rekabet etmek zorundadır.
21. yüzyılda insan kalabilme mücadelesini kitleler önünde en kolay verecek iki sanat dalı ise tiyatro ve sinemadır.
Son zamanlarda Türk sinemasının büyük hamleler yaptığını ve bu hamlelerini piyasanın arz-talep kuralları çerçevesinde başardığını memnuniyetle görüyoruz.
Ancak, dünyanın herhangi bir yerinde tiyatronun salt piyasa koşulları ile şekillenemediği bir gerçek.
Bu gerçeği benim gibi ateşli bir piyasa ekonomisi savunucusu dahi kabul etmek zorundadır.
* * *
İnsanlık mesajını 21. yüzyılda TV ve türevleri ile rekabet içinde ayakta ve zinde tutabilecek en önemli sanat dalları, sinema ve tiyatrodur.
21. yüzyılda devletin müdahil olması gereken nadir alanlardan birisi şüphesiz tiyatrodur.
Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin, DT'nin aralarına Gaziantep'in de katılması ile 13 yerleşik ortamda hizmet verdiğini, 30 sahneye sahip olduğunu, her yıl ortalama 120 prodüksiyon gerçekleştirdiğini ve 70-80 yerli oyunun oynandığını, 700'ü oyuncu olmak kaydıyla 2000 çalışanının bulunduğunu, yılda 5000 kez perde açtıklarını söylüyor.
Genel Müdür'ün gönlü daha fazla sayıda yerli oyun yazılmasını istiyor.
* * *
Entelektüel Kültür Bakanlarından Erkan Mumcu liderliğinde, ‘‘Kültürün 21. yüzyılda ve onun dayattığı koşullarda insanımıza neler katabileceği’’ yukarıda takdim ettiğim perspektif çerçevesinde tartışmaya açılmalıdır.
Benim ilk önerim: Her ile bir devlet tiyatrosu!
Türk tiyatrosunun anası da babası da devlet tiyatrosu!