SÜLEYMANİYE'de derdest edilen 11 askerimizle ilgili meselenin ele alınacağı ve Türk ve ABD taraflarının asker ve dışişleri seviyesinde temsil edileceği bir komisyonun kurulması çok hayırlıdır.
Neyin ne olduğu, meselenin nasıl aşılacağı; medeni dünyada, Süleymaniye'de ABD'nin yaptığı gibi itişerek değil, konuşarak anlaşılır.
Taraflar iddiaları açıklasınlar, iddialarını destekleyen belgeleri ortaya koysunlar, birbirlerine meramlarını anlatsınlar.
Ancak, komisyonun teşkili ile ilgili olarak Ertuğrul Özkök'ün (08/07) uyarısı ve önerisi çok önemli.
Meseleye muhatap olanlar zaten asker ve dışişleri mensupları!
Bu grupların birbirleri ile ilgili iddia ve şüphelerini birbirlerine anlatmaları çok anlamlı değil.
Böyle bir toplantı tarafların birbirini sadece suçladığı, hatta tutanakları kamuoyundan gizlenen bir toplantıya dönüşebilir.
* * *
Ertuğrul Özkök'ün önerisi doğru:
Komisyonda muhakkak her iki ülkenin seçilmiş temsilcileri de bulunmalıdır.
Türk heyeti iktidar ve muhalefet milletvekillerinden oluşmalıdır.
İddiaları milletvekilleri dinlemeli ve bu iddialar kamuoyuna açıklanmalıdır.
Kimin hangi iddialarında haklı olduğunu kamuoyuna milletvekilleri açıklamalıdır.
* * *
Akıllara takılan sorular şunlardır:
1) ABD'nin PKK'yı kontrol altına aldığına ve Türkmenlerin haklarını koruyacağına dair sözleri hangi açılardan eksik bulunmaktadır ki, biz hálá Kuzey Irak'ta asker tutmakta ısrarlı davranıyoruz?
2) ABD'den somut taleplerimiz nelerdir? Hangi koşullarda onlara güvenebiliriz.
3) Özel Tim derdest edildiği binada ne yapıyordu? Yanlarındaki siviller kimlerdi?
4) Bağdat'a götürülenler sadece 11 askerimiz değil, toplam 24 kişiler. Diğer 13 kişi kimlerdir? Onlar hakkında da ne gibi iddialar var?
5) Askerlerimiz derdest edildiğinde sivil mi idiler, öyle iseler neden?
6) Aynı gün Süleymaniye'de başka nereler basıldı?
7) Derdest edilen askerlerimiz arasında bulunan albay, Reuters'ın aktardığı gibi, daha önce hem ABD, hem de İngiltere tarafından bölgede istenmeyen adam ilan edildi mi, edildi ise neden?
8) Tam berrak olmamakla beraber, ABD'nin iddia ettiği üzere; Türk tarafı birkaç yıl önce Nahçıvan'da yaptığı gibi, gizli eylem içinde miydi? Eğer bu iddia geçerli ise, ABD bu vahim iddiasını nasıl ispat edecek?
9) Eğer yapılmış ise; Özel Tim'in gizli eylemlerinden hükümet haberdar mıydı? Burada detaylı bilgi sahibi olmayı kastetmiyorum, ‘‘Kuzey Irak'ta gizli eylem yapma politikasından hükümet haberdar mıydı?’’ sorusunu soruyorum.
* * *
Bu vahim olay bu sorular cevaplanmadan anlam kazanamaz. Sorulara millet adına cevap arayacak makam da TBMM'dir.