BENİM gibi TC Hükümeti'ni ‘‘Kıbrıs'ta politikasız olmakla’’ suçlayan kişilerin duraksamak durumunda olduğu bir hafta yaşıyoruz.
Hükümet, Kıbrıs konusunda nihayet Annan Planı çerçevesinde tavır aldı, başta Rauf Denktaş olmak üzere, tüm taraflar da bu kesin tavır karşısında duruşlarını yeniden belirlediler.
Bir kısmı, en hafif deyimle, döndüler!
* * *
Yanlışın neresinden dönülürse kárdır ama kimse kaybedilen zamanın hesabından kaçamaz.
Artık Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB üyesi olma tarihi olan 1 Mayıs 2004'e sadece 3.5 ay var.
Bu durum da TC ve KKTC'nin zaman kısıtı karşısında esas taviz veren taraf olma mecburiyetini yaratıyor.
Aralık 2002'de Rauf Denktaş'ın kör inadı nedeniyle müzakere masasına oturmayan Türk tarafı, Rum tarafının Annan Planı çerçevesinde tavır belirlemeden AB üyeliğini kapmasına yardımcı olmuş, dönemin Rum Kesimi lideri Klerides'e ‘‘Dostum Denktaş bana hayatımın en anlamlı yılbaşı hediyesini verdi’’ dedirtmiştir.
* * *
Annan Planı ile ‘‘anan baban planı’’ diye dalga geçen, şimdi sözünden çıkmayacağını söylediği Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşımına sadece 2 hafta önce ‘‘ahlaksız teklif’’ diyen Rauf Denktaş, söylediklerinin tam tersi, kendisine telkin edildiği geçen pazar günü ‘‘normal yurdum insanı’’ olarak istifa müessesesini kullanmamış, tıpkı danışmanı gibi vurdumduymaz davranmıştır.
Bugün KKTC'de Annan Planı'nı esas alan tavırlar sergileyen TC Hükümeti de önce kendi ‘‘mutaassıp tabanından’’ korkarak Kıbrıs meselesine salt milliyetçi refleksle yaklaşmış, ‘‘AB üyeliği-Kıbrıs ilişkisi’’ gerçeği karşısında ise Kıbrıs'ta Aralık 2003 seçimlerini muhalefetin kazanmasına umut bağlamış ancak seçim sonucunda kestaneleri ateşten alacak birisi bulunamayınca sonunda ABD'nin tehdidi haline gelen zorlama karşısında çark etmiştir.
* * *
Şimdi Rauf Denktaş ve şahinler son bir oyun deneyecekler.
Daha evvel müzakere etmedikleri Annan Planı'nı bu sefer mayısa kadar ‘‘müzakere ediyormuş gibi’’ yapacaklar!
Annan Planı'nı bizden daha fazla istemeyen Rum Lideri Papadopulos, Türk tarafı statükonun en büyük umududur.
Şimdi Türk ve Rum statükocuların ortak hedefi; Rum Kesimi'nin Annan Planı çerçevesinde taviz vermeden AB'ye girmesi, Annan Planı'nı ‘‘müzakerlere rağmen neticelendiremeyen’’ Türkiye'nin ise Aralık 2004'te AB'den müzakere tarihi alamamasıdır.
Böylece, Türkiye nihayet şahinlerin istediği şekilde içine kapanacak, ‘‘verdiği tüm tavizlere rağmen Türkiye'yi AB'ye sokamayan AKP’’ de bölünecektir.
* * *
Rauf Denktaş müzakere masasında olduğu sürece ben bu şüpheyi hep taşıyacağım ve uyarılarımı yapacağım.
Statükonun son çare olarak gördüğü ‘‘bu sefer de müzakereleri kitleyelim oyununu’’ bozacak tek çare, TC ve KKTC hükümetlerinin benim ifade ettiğim şüpheyi bünyelerinde devamlı uyanık tutmalarıdır.