Eğitimde yapılması gerekenler

ÖZEL Okullar Derneği'nin artık bir gelenek haline getirdiği Antalya Sempozyumu'nda bu yıl tartışılanlar benim zihnimde şu kanaatleri oluşturdu veya pekiştirdi.

1) 21. yüzyıla giden Türkiye'de eğitimin merkezi bir yapıda inat ederek sürdürülmesi imkánsızdır.

Eğitim ivedilikle yerel yönetimlere devredilmelidir.

Yerel ihtiyaçlar ile küresel dayatmaları bir arada hazmetmeyecek, baş döndüren, hızla değişen teknolojiye anında tepki vermeyecek eğitim 21. yüzyıla katiyen yetişemez.

Bu açıdan iddialı bir ‘‘kamu reformu’’na soyunan hükümetin, eğitimi yerel yönetimlere devretmeyerek bu konuda statükoya mağlup olması, ‘‘iktidar olma’’ iddialarıyla çelişmektedir.

2) Eğitimde merkezi yapının görevi araştırma-geliştirme (talim-terbiye), standart ve norm geliştirme ve denetim ile sınırlı olmalıdır. (Genelkurmay!)

Elinde yasama-yargı-yürütme yetkisini tutan merkezin, yerel yetkililerden korkması akıl ile izah edilemez.

3) Bedava eğitim safsatası Anayasa'nın eşitlik ilkesini değil pekiştirmek, daha beter bozmaktadır. Devletin büyük şehirlerin zengin muhitlerinde bedava eğitim hizmeti vermesi; vergi mükellefine darbe, esas hak sahibine de büyük haksızlıktır.

* * *

4) Devletin asli görevi sadece ödeme gücü olmayan ailelerin okul ücretlerini karşılamaktır. Eğer eğitim paralı olur ve ödeme gücü olanlar ödemeyi yaparlarsa, ödeme güçlüğü çeken ailelere daha fazla kaynak ayrılabilecek, böylece bu ailelerin sadece okul ücretleri ödenmeyecek, ayrıca onlara defter-kitap-harçlık yardımı yapılabilecektir.

5) İster özel, ister kamu karşılasın, eğitim hizmeti de bir üretim faaliyetidir.

Okulların arzulandığı gibi verimlilik ve kalite kavramları ile bezenmesi isteniyorsa, tüm eksikliklerine rağmen daha iyisini öneremediğimiz piyasa koşulları okullara da yön veren asıl yönerge olmalıdır.

Okullar kendi ücretlerini kendileri tayin edebilmeli, öğretmen istihdamını ve ücretlendirilmesini öğretmen-veli-yönetici üçleminde kendi yapabilmelidir.

* * *

6) Böyle bir anlayışın başarılı olabilmesi için eğitim kurumunun eğitim yönetimi konusuna daha çağdaş ve profesyonel bir gözle bakması lazımdır.

Okul müdürü tecrübeli öğretmenden çok daha fazla bir insandır.

7) Özel okullarda (veya paralı kurumlarda) öğrenci okutan veliler, ödedikleri vergilerin eğitime giden payını ödememelidirler. Aksi halde şimdi olduğu gibi çifte ödeme yapılmaktadır.

Örneğin; eğer eğitimin bütçede payı % 15 ise, eğitilmiş insanın katma değerinin 2/5'inin kendine kaldığı, 3/5'inin kamuya mal olduğu varsayımı ile bu veliler 0.15x0.40 (2/5)= % 6 daha az vergi ödeme hakkına sahip olmalıdırlar.

* * *

Tüm varlığım ile inanıyorum ki, Türkiye'nin 21. yüzyılda hangi ligde oynayacağına ivedilikle eğitim kurumu karar verecektir.
Yazarın Tüm Yazıları