HEP söyleniyordu. Annan Planı dışında bir de Denktaş Planı var ve 14 Aralık seçimleri sonrası açıklanacak. Nihayet plan çıktı ortaya.
Denktaş Planı'nın mantığı şöyle çalışıyor:
1) KKTC, statükonun son kalesi olarak; gerektiğinde her türlü aklın, izanın, hukukun dışına çıkılarak savunulmak zorundadır.
2) Rauf Denktaş, Türkiye'deki statükonun yetiştirdiği en nadide eserlerden olarak her şeyini borçlu olduğu statükoyu korumak uğruna gücünün son damlasına dek ‘‘çözümsüzlük çözümdür’’ ilkesini savunmak zorundadır.
3) 14 Aralık seçimlerinden çıkan netice, statükonun meclis içinde korunmasını hemen hemen imkánsız kılmıştır.
UBP+DP artık kendi aralarında hükümet kuramıyor.
Kaldı ki, seçimlerden CTP birinci parti çıktığına göre, hükümeti Mehmet Ali Talat'ın kurması, daha doğrusu görevin önce ona verilmesi eşyanın tabiatına uygun.
* * *
Bu mantığa göre Denktaş Planı diyor ki:
Hükümet anayasanın tanıdığı 2 aylık sürede kurulmamalıdır.
İki aylık eşik, hükümet kurulamadan atlatılırsa, Cumhurbaşkanı sıfatı ile Rauf Denktaş seçimleri yenileyebilir.
İki aylık süre; takvimleri 15 Şubat 2004'e taşır, 45 gün de yenilenecek seçimler için ek süre olarak ayrılırsa seçim tarihi 1 Nisan'a sarkar.
1 Nisan'a varıldığında zaten Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Rum Kesimi olarak AB'ye gireceği 1 Mayıs 2004'e ulaşılmış olur, Annan Planı çöpe atılır, Kıbrıs çözümsüz kalır, Türkiye AB'ye veda eder.
Rauf Denktaş görevini tamamlar, statüko Türkiye'yi içine kapama hedefine ulaşır, sıra AKP'nin üç parçaya bölünerek düşürülmesine gelir.
Ocak 2005'te ‘‘milli hükümet’’ hayata geçirilir.
* * *
Hükümet kurdurmama programı nasıl uygulanacak?
a) Dikkatler hükümetin kuruluşu dışında başka konulara çekilecek: Örneğin: Müzakerecinin statüsü ve kimliği.
b) Hükümetin kuruluşu ile ilgili olarak ‘‘imkánsız formüller’’ ortaya atılacak.
* * *
a) Rauf Denktaş'ın müzakereci sıfatı eski hükümetin istifası ile düştüğü ve anayasa gereği yeni müzakereci(ler)in yeni hükümet tarafından atanacağı açık olmasına rağmen Rauf Denktaş ‘‘müzakereci kim olcak?’’ sorusunu öne çekiyor, bu konu çerçevesinde ateşli polemikler yaratıyor ve hem AKP hükümetinin, hem de kamunun dikkatlerini esas soru olan ‘‘hükümet nasıl kurulacak?’’ sorusunun dışına taşıyor.
b) Çözümsüzlükten yana olan Derviş Eroğlu (UBP) ve Serdar Denktaş (DP) bir yandan yeni hükümetin kurulmasını istermiş gibi yaparken, diğer yandan milli hükümet (CTP+UBP+BDH+DP), diğer yandan CTP+UBP koalisyonları önerileri ile ‘‘olmazı isteyerek’’ çözümden yana olan Mehmet Ali Talat (CTP) ve Mustafa Akıncı'yı (BDH) köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.
‘‘Çözümsüzlük çözümdür’’ şiarının son formülü KKTC'de hükümetin kurulmasına 2 ay engel olmaktır.