BUGÜN AKP'nin düzenlediği ‘‘Muhafazakárlık ve İslam’’ konulu uluslararası sempozyum başlıyor.
Ben de bugün; konuya 1999'dan beri eğilen bir kişi olarak, sizlere 2001 yılında, AKP iktidarından 2.5 yıl önce yayınladığım bir makalemden parçalar sunacağım.
* * *
‘‘...Müslüman demokrasi terimini herkes gibi ben de kullandım. Batı'daki Hıristiyan demokrat gelenekten esinlenerek, İslam geleneğini demokrasi ile uyumlu hale getirmek için bu terimi yarattık, hatta sanırım yazılı basında ilk kullanan benim.
Ancak, yaşanan tecrübeler çerçevesinde ben artık bu terimin yanlış olduğunu düşünüyorum.
Müslüman demokrasi denince; esasında evrensel bir kavram olan demokrasinin, sanki Müslümanlara uygun ayrı bir versiyonu varmış gibi bir duygu yaratılıyor.
Terimin içindeki bu ima hem yanlış, hem de tehlikeli!
Yanlış, zira demokrasinin prensiplerinin dinlere göre değişmesi
mümkün değildir...
* * *
...Şahsi görüşüme göre; 21. yüzyılda tüm dünyayı ilgilendirecek olan ‘‘Batı medeniyet çığırı ile İslam medeniyet çığırını Anadolu köprüsü üzerinde birbirine bağlama projesini’’ yakalayan Türkiye'de, demokratik İslam kullanılması gereken doğru terimdir.
Bu terim de hemen akla ‘‘demokratik olmayan İslam var mıdır?’’ sorusunu getirir ki, cevabı ‘‘evet’’tir! Herhangi bir dinin demokratik olma mecburiyeti olmadığı gibi, pekálá İslam'ın da böyle bir mecburiyeti yoktur.
...Demokratik İslam terimi; demokratik bir dünyevi düzende ilahi bir din olarak İslam'ın nasıl yaşanacağını irdeleyecektir.
...Hatta meseleyi daha da açarsak; temel sorunsal: İslami yaşam tarzı ile demokratik rejim arasında bir çelişki olup olmadığını araştırmaktır!
* * *
...Ayrıca, sevinçle görüyorum ki; bu tarihi görevin dış dinamikleri kadar iç dinamikleri de gelişmiş durumda!
Türkiye'de yaşanan yepyeni bir sosyo-ekonomik gelişim, İslam ile demokrasinin kucaklaşmasını, dış dinamiklerden daha da fazla istiyor.
Nedir bu yeni sosyo-ekonomik gelişim?
Muhafazakár değişimciler!
Türkiye, tarihinde ilk defa devlet aygıtından kopuk bağımsız müteşebbis sınıfı yaratıyor.
Bu sınıf Anadolu'da yeşeriyor.
Rahmetli Turgut Özal'ın açtığı yolda ilerleyen bu sınıf:
a) Kendi dinamikleri ile sermaye birikimini sağlıyor.
b) İşbirlikçi kapitalizmin devlet rantından faydalanamıyor.
c) İhracat merkezli üretim yaptığı için dış dünyaya çok açık.
d) İslami yaşam tarzına sıkı sıkıya bağlı...’’
* * *
Ben AKP olgusuna en başından beri değişik bir açıdan bakıyorum. AKP iktidarı:
i) Ülkemizde Anadolu burjuvazisi ile Ankara-İstanbul ittifakına dayanan yerleşik burjuvazi arasında yaşanan bir yeniden paylaşım mücadelesidir.
ii) Dünyada Müslüman ülkelerin küresel dünyaya katılma denemesidir.