KİMSE yanlış anlamasın. Hükümette veya AKP'de veya CHP'de başka devlet adamı yok demiyorum.
Ancak, belki de bir örnek olarak, Cemil Çiçek çok dikkatimi çekiyor ve yiğidin hakkının yiğide verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
58. Hükümet'te Cemil Çiçek iki yönüyle dikkatimi çekiyor:
1) Böyle kritik bir dönemde Adalet Bakanı olarak!
2) Hükümet sözcüsü olarak.
* * *
İkinciden başlayalım:
Benim indimde hükümet sözcüleri çok zeki, Türkçesi ve mantığı düzgün, insan ilişkileri sağlam, ancak aynı zamanda kıvırtmayı bilen insanlardan seçilirdi.
Bana böyle bir seçim normal de gözükür. Sözcü sıkıştığında, kıvırdığı zaman hep içimden ‘‘ne yapsın adamcağız!’’ diye geçiririm.
Cemil Çiçek'te diğer nitelikler fazlası ile olduğu gibi, o hükümet sözcülüğüne yeni bir tavır getirdi.
Damıtılmış samimiyet!
* * *
AB kapısında Türkiye'nin en kritik bakanlığı bence Adalet Bakanlığı. Cemil Çiçek de samimi ve içten bir hukuk insanı.
Hikmet Sami Türk gibi, hukukun üstünlüğüne içten inanan, ayrıca hukuk nosyonu güçlü bir insan.
Bazı bakanların üzerlerinde bakanlık emanet ceket gibi durur. Cemil Çiçek, işini severek ve inanarak yapan bir insan duygusu veriyor.
Çiçek çok önem verdiğim bir tezimin sembolü:
Demokratik İslam!
Bazı ‘‘değiştiğini’’ söyleyen AKP milletvekilleri ancak ‘‘Müslüman demokrat’’ olabildiler.
O gerçek bir demokratik İslam siyasetçisi.
Muhafazakár ve çağdaş!
Bu iki kavramın bir araya gelemeyeceğini söyleyen dostlarıma onu örnek verdiğimde; AKP'li olmayanlar bile meramımı anladıklarını söylüyorlar.
Cemil Çiçek çağdaş! Zira o, çok az Türk'e nasip olduğu şekilde, ‘‘kendisi gibi düşünmeyen veya davranmayan’’ insanların da olduğunun farkında.
Herkese ‘‘herkesin hukukunu savunduğunu’’ ikna eden bir tavır içinde. Hemen herkesin sadece kendine demokrat olduğu bir ülkede bu çok önemli.
Çiçek'in bir tavrını da kıskanıyorum.
Söyleyeceği lafı katiyen esirgemiyor, ama benim gibi ‘‘son söylenmesi gerekeni baştan söyleyip’’ bir avuç inciri de berbat etmiyor.
Yeri geldiğinde tabuları yerle bir ediyor, ama bunu kimseyi incitmeden ve hemen herkesi ikna ederek söylüyor.
* * *
Atatürk'ün bize verdiği en büyük görev muasır medeniyet standardıdır. Bu ödevin somut hedefi de AB üyeliğidir.
Türkiye'nin cumhuriyetten sonra en önemli edimi AB'dir.
Bu ödeve inanan herkes, Cemil Çiçek'e önem versin!