21. yüzyıla ve onun alt kurumu AB'ye alnımızın akı ile girmenin tek yolu, insan politikalarımızı tersyüz etmektir.
Bunun için de Türkiye acilen bilgi teknolojisi, eğitim ve kültür politikalarını yeniden inşa etmek zorundadır. Bugün bilgi teknolojisi ile ile ilgili bazı rakamlar vereceğim.
Türkiye, içinde cep telefonu faturalarımız da dahil olmak üzere, bilgi teknolojisinde kriz öncesi 1.9 milyar dolarlık bir iç piyasa oluşturmuş. Yazılım ve donanımın payı ise takriben % 30-35; 300-350 milyon dolar! Kriz sonrası toplam rakam 1.2 milyar dolara düşmüş. Bu rakam takriben her yıl % 15 oranında artıyor.
* * *
Bilişim teknolojisinde diğer ülkelerin kat ettiği mesafe açısından ABD, Japonya veya ABD yatırımlarını çeken İrlanda'dan değil Hindistan ve Çin'den bazı rakamlar aktarmak istiyorum.
Hindistan'ın 2002-2003 dönemi bilgi teknolojisi ihracat rakamı -üretim değil, ihracat!-7.2 milyar dolar! Bu rakam bir önceki döneme göre % 18.4 oranında büyümeyi ifade ediyor.
Global dünyanın 2008 yılı itibarıyla 2 trilyon dolarlık bilgi teknolojisi üretmesi bekleniyor. Hindistan ise 50 milyar dolar ihracatı hedefliyor. Tüm hazırlıklarını bu hedefe göre yapmış.
Uzmanlar, Hindistan'ın olağanüstü başarısını bilgi teknolojisi alanında insana yaptığı yatırıma bağlıyorlar.
* * *
Artık her yıl Hindistan'dan 3 misli fazla mühendis yetiştiren -her yıl 325 bin mühendis mezun oluyor- Çin ise ısrarla Hindistan'ı takip ediyor.
Çin'in yazılım pazarı 1995'te 819 milyon dolar iken bu rakam 2001'de 3.5 milyar dolara çıkmış. Çin'in bilgi teknolojisi ihracat rakamı 1999'da 2.12 milyar dolar. Bu rakamı 2010'da 10 misli artırmayı hedefliyorlar.
Ayrıca Çin, Hong Kong ile beraber dünyadaki elektronik piyasasında yer alan 12 temel ürünün 8'inde dünya şampiyonu olmak üzere.
Çok yakında dünyada üretilen DVD oynatıcılarının ve dijital kameraların, masaüstü ve dizüstü bilgisayarların yarısından fazlasını; mobil telefonların, renkli TV'lerin ve araç müzik çalarların dörtte birini Çin üretecek.
Çin'in bu hedeflere ulaşacağını tüm uzmanlar kabul ediyorlar.
* * *
Çin, yıllık ortalama 50 milyar doları bulan doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile şimdiden 500 milyar dolar stoku ülkesine çekmiş durumda. Bu rakamlar da Çin'in ihracatının 1990-2003 yılları arasında 8 misli artarak 380 milyar dolara ulaşmasını sağlamıştır. (Bizde ihracat, rekor kırdığı 2003 yılı itibarıyla 47 milyar dolar.)
Çin, know-how konusunda da ülkesini çekici bir global merkez haline getirmiş. Know-how ithalatını ne kadar akıllı kullandıklarına en iyi örnek ise yazılım sektörü. Bu sektörde IBM'in Çin'de sermaye payı % 6'ya, Hewlett-Packard'ın payı % 3.8'e düşerken yerli bir firma olan Legend'in payı ise % 26'ya yükselmiş!
Bilgi teknolojisi üretmeyen hiçbir ülkenin 21. yüzyılda 1. ligde yeri yoktur!