‘Bensiz vatan ne yapar?’ sendromu

BÖYLE bir sendromun var olduğuna artık iyiden iyiye inanıyorum. Önemle kamu görevi yapan ve genellikle askerlik veya hukuk görevi ifa eden bazı insanlar emeklilik dönemi yaklaştığında iyiden iyiye dertlenmeye başlıyorlar.

- Vatan bizsiz ne yapar?

Onlar görevleriyle ve giderek vatanla öyle özdeşleşiyorlar ki; sonunda onlar vatan, vatan da onlar oluyorlar.

Bazı oğlan anaları gibi vatana kız beğenmiyorlar!

Bir sürü örneğini gördüğümüz ‘‘bensiz vatan ne yapar sendromunun’’ son örneği MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç!

Ağustosta emekli olacak ya, dertlere düştü.

- Benden sonra vatan ya davulcuya kaçarsa?

* * *

Aynı güdüleri Yekta Güngör Özden, Vural Savaş, Mümtaz Soysal ve bazı emekli askerlerde de görüyoruz.

Millet onları ciddiye almıyor, kurdukları partilerin yüzüne bile bakmıyor; ama onlar bıkmadan usanmadan devleti kurtarıyorlar, Kıbrıs'a don biçiyorlar, ABD'nin Irak'ta nasıl çuvallayacağını, ABD Irak'a çoktan girmiş olsa dahi yazıp duruyorlar.

Onlara göre, kendileri gibi düşünmeyen herkes de vatan haini!

Ben son zamanlarda yaptığı çıkışlarla Tuncer Kılınç'ı ibretle izliyorum.

Kendisinden iki gün ses çıkmasa, ‘‘Acaba Paşa'ya bir şeyler mi oldu?’’ diye dertlere düşüyorum. Paşa; İran ile ittifak kuruyor, sivil toplum kuruluşlarını TSK'ya bağlıyor, satılmış gazetecilerden bahsediyor.

‘‘Kimse bu teklifleri ciddiye almıyor ki!’’ demeyin. Ben alıyorum!

Koskoca MGK Genel Sekreteri satılmış gazetecilerden dem vurursa, lafının üzerine yatmak yerine, bu satılmışların listesini, gerekçeleri ile açıklamasını istemek, onları mahkemeye vermesini beklemek hakkım değil mi?

Ya bu kişiler milli güvenliği tehlikeye sokuyorlarsa?

* * *

Paşa en son müsteşarlığını yaptığı 5 adet Milli Savunma Bakanı'nın, hepsinin kıymetli çocuklar olduğunu, ama ülkeyi değil, partilerini düşündüklerini söylemiş.

Açıkçası, bakanları ağır suçlamış!

Milletin parası ile millete hizmet etmekle görevli bir insan milletin seçtiği bakanları, hem de bir dönem emrinde çalıştığı bakanları suçluyor!

Haklı dahi olabilir!

Ancak görevde iken bu açıklama ne ciddiyetsizliktir, anlamak mümkün değil. Ülkeye neye mal oluyor, o düşünmüyor ama başkaları da mı düşünmüyor?

Paşa ve onun gibi düşünen emekliliğin eşiğindeki askerler böyle açıklamalar yaptıktan sonra yabancı gazetelerin, yabancı gözlemcilerin ‘‘Türkiye'de darbe mi olacak?’’ diye sormasına neden şaşırıyoruz, bunu da ben anlamıyorum.

Son açıklaması ile Paşa bana ister istemez sordurdu:

Her türlü meslek haysiyeti beğenmediği amirin emrinde çalışmaya devam etmek yerine o görevden istifa etmeyi gerektirmez mi?
Yazarın Tüm Yazıları