Atamalar!

İKTİDARA getirilen ‘‘irtica’’ elştirilerini, donmuş beyinlerin basmakalıp çamur atma gayretleri olarak görüyorum. Statüko bir türlü kafasındaki şablondan kurtulamıyor.

‘‘Benden yana olmayan, hatta bana biat etmeyen herkes irtica ve bölücülük yanlısıdır.’’

Bu mantığın son dáhiyane buluşuna göre, ‘‘Atatürk, cumhuriyeti gençlere emanet etmiştir ama gençleri de muhakkak bize emanet etmiş olmalıdır’’.

Bu bağlamda 23 Nisan ve 19 Mayıs'ta yaşanan gerginlikler bana amaçlı ve palyatif gerginlikler gözüküyor.

* * *

Statüko muazzam bir çelişki içinde. Gerici ve irticacı diye suçladığı hükümet, Atatürk'ün ‘‘muasır medeniyet’’ hedefini kolluyor ve AB'ye üyelik için samimi gayret gösteriyor!

Esas karşıt olduğu kavram ‘‘AB üyeliği’’ olan statüko ise içine düştüğü çelişkiyi aşabilmek için yine klasik takıyye ipine sarılıyor.

Bakın, akılları nasıl çalışıyor:

‘‘Bu iktidar ve yandaşları, AB'ye girebilmek için neden böyle ısrar ediyor, rica minnette bulunuyor, yalvarıp yakarıyor?

Çünkü o zaman TSK'nın etkinliği ve ağırlığı azaltılacak. Cumhuriyet rejiminin, devrimlerin ve ülke bütünlüğünün koruyucusu olan en güvenilir ve sağlam kurum böylece devre dışı bırakılacak. Meydan ‘fikir ve ifade özgürlüğü' adı altında irtica ve bölücülüğe kalacak. Süreç başladı bile.’’

Sonunda faşizan taleplere sığınmaya başlayan statüko, millete ‘‘fikir ve düşünce özgürlüğü’’nü fazla görüyor, askeri vesayet istiyor.

* * *

Bu tip akıl ve izan dışı suçlamaların dışında, hükümet ile ilgili haklı bir eleştiri, belki de bir örnek olarak seçilerek, pazartesi günkü basın toplantısında Org. Hilmi Özkök tarafından dile getirildi.

Atamalar!

Ben atamalara ‘‘mürteci insanlar’’ atanıyor denerek karşı çıkılmasını kabul etmiyorum.

Ancak, atamalarda çok belirgin iki özellik beni de rahatsız ediyor:

1) AB yolunda mücadele veren hükümetin bazı atamaları -katiyen hepsi değil- ‘‘işi ehline teslim et’’ yönteminden çok ‘‘işi kendini sana teslim etmiş olana teslim et’’ intibaı yaratıyor.

2) Atamalarda R.T. Erdoğan’ın İstanbul Belediyesi'ndeki ekibi çok ağırlıklı yer tutuyor. Bu tarafgirlik de diğer insanları üzüyor ve motivasyonu azaltıyor.

* * *

Bazı görevler gerçekten çok geniş bir kitleden onay alacak insanların yapması gereken görevler.

Bunların başında, hálá boş olan, TRT Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı geliyor.

Ben adı geçen adaylar hakkında katiyen herhangi bir iddia taşımıyorum.

Ancak, bu görevlerin özel hassasiyet isteyen görevler olduğunu söylüyorum.

Bana göre hükümet, bu iki atamada topluma, ilgili tüm unsurların mutabakatını aldığını gösterebilmeli!
Yazarın Tüm Yazıları