AB önünde esas soru: 21. yüzyıla hazırlanıyor muyuz?

HÜKÜMET; AB önündeki çakıl taşlarını bir bir temizledikçe bize sadece teşekkür etmek düşüyor.

Ancak, galiba hepimiz Türkiye'nin önündeki en büyük 21. yüzyıl projesi olan AB üyeliğinde sadece görünen şekil şartları ile uğraşıyoruz. Halbuki...

AB yolunda ve 21. yüzyılın eşiğinde Türkiye'nin en büyük ödevi insanımızı yeniden yaratmaktır!

Daha açık bir deyimle görev insanı ters yüz etmektir.

Elimizdeki insan sermayesi ile ne AB'nin, ne de 21. yüzyılın saygın ve etkin bir ülkesi olabiliriz.

Eğer, aklımızın bir köşesinde, zerre kadar dahi olsa bir 21. yüzyıl projesi var ise, muhakkak ki şu üç konuda akıl yormak ve bir şeyler yapmak zorundayız:

1) Bilişim teknolojisi,

2) Eğitim,

3) Kültür.

* * *

Ben kendimizi AB önünde bu kadar şanslı hissettiğimiz bir haftada, iki gün keyif yaşadıktan sonra, günlük gailelerin dışına çıkıp yeni ödevlerle uğraşmak istiyorum.

Bilişim teknolojisi ile başlayacağım.

Bilişim teknolojisi ile uğraşan insanlarımız var, ancak onlar daha çok özel sektörde bulundukları için insanlara büyük ölçekte ulaşmaları mümkün değil.

Kamuda da benim bildiğim Yalova'yı kocaman bir bilişim şehri yapmaya çalışan Belediye Başkanı Yakup Koçal ve danışmanı Süleyman Balkan gibi öngörüleri çok güçlü insanlarımız var ama bunlar iki elin parmakları kadar azlar.

Bilişim teknolojisi denince de aklıma, ABD, İrlanda ve Japonya'dan önce; Karl Marx'ın ‘‘İnsanlar ancak akıl erdirebildikleri meseleleri kendilerine mesele ederler’’ sözü çerçevesinde bizim Avrasyacıların bir kısmının bihaber olduğu Asya'nın yükselen 2 yıldızı geliyor:

Hindistan ve Çin!

* * *

Bu iki ülke; bilişim teknolojisine büyük yatırım yaparak, insanlarını bu yöne kanalize ederek 21. yüzyıla girebileceklerini bizden çok önce çözmüşler.

Öte yanda biz ‘‘Gelin Güneydoğu'ya nitelikli sanayi bölgeleri kuralım’’ diyen ABD'ye ‘‘Yok boş ver sen bizim tekstil kotalarımız artır’’ derken dünyaya hem öngörümüzün zayıflığını, hem de tekstilde de ABD sanayisini dahi altüst eden Çin gerçeğini görmediğimizi vurguluyoruz.

Hele hele bilgi teknolojisini ilkokul seviyesinde dahi algılayamayan eski solcu-yeni gericilerimizin ABD'nin nitelikli sanayi bölgesi kurma teklifini ‘‘Vay! CIA Kürtleri kışkırtmak için bölgede dinleme merkezi kuruyor’’ diye bangır bangır bağırarak geri püskürtmeye çalışmaları da Anadolu ağzı ile ‘‘hem gülüşlü, hem ağlayışlı’’ eski Yeşilçam filmlerine benziyor.

* * *

‘‘Bilgi teknolojisi’’, ‘‘Çin’’, ‘‘Hindistan’’ gibi kelimeleri ağızlarına almayan Avrasyacılar ile eski sol-yeni gerici entellerin ‘‘İstemezük’’ durağında nasıl buluştuklarını ise bunların düşünce haritalarını biraz çözünce daha iyi anlıyorum.

Çarşamba günü Çin ve bilgi teknolojisini irdeleyeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları