KKTC'de 1974'te 120 bin nüfus vardı. Şimdi bu rakam takriben 210 bin!
40 bin asker, 100 bin Türkiyeli, 70 bin Kıbrıslı!
Bu rakamlar çerçevesinde bir de şu rakamlara dikkat edin:
‘‘Milliyet'in Rum pasaport dairesinden aldığı bilgiye göre bugüne kadar yaklaşık 200 bin nüfuslu KKTC'den 100 bin 73 kişi kimlik, pasaport ve doğum belgesi almak için başvurdu.
Başvuranlardan 23 bin 500'ü kimlik kartı, 8 bin 253'ü Rum pasaportu, 68 bin 594'ü de doğum belgesi aldı. Rum İçişleri Bakanlığı'ndan Kiriakos Triandafillidis, Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının yaptığı başvuruların, hak sahibi olmamaları nedeniyle reddedildiğini söyledi.’’ (Milliyet-28.11.2003)
Demek ki, gerçek 70 bin Kıbrıslıının hepsinin pasaport istediğini var saysak dahi; ‘‘Kıbrıs meselesine’’ kelle koyan ve Türkiye'den ithal edilen Denktaş taraftarı en az 30 bin kişi bir yandan ‘‘kahrolsun AB!’’, ‘‘Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır’’ diye bağırıyor, diğer yandan AB vatandaşlığı için kuyrukta!
* * *
Dönelim Loizidu davasına:
Türkiye, AİHM'nin 1996'da aldığı Loizidu'nun mülkiyet hakkının iadesi kararını uygulamaya önce yanaşmadı, Mümtaz Soysal ‘‘Karar siyasidir’’ diye fetva verdi ancak Türkiye 1998'deki tazminatın ödenmesiyle ilgili karara uyacağını beyan etti.
Ancak, Türkiye bu tazminatı bugüne dek çeşitli nedenlerle ödemedi.
Ne zaman ki AİHM'nin kararı çerçevesinde Avrupa Konseyi Türkiye'yi Konsey'den kovmanın eşiğine geldi, işte o zaman Türkiye'nin etekleri tutuştu.
Türkiye kararı çoktan kabul etti de; şimdi ‘‘Bari bu kararın emsal teşkil etmemesi için ne yapılabilir?’’ diye kafa yoruyor, Konsey'in önüne çeşitli önerilerle çıkıyor.
Buna göre de Avrupa Konseyi iki yeni karar tasarısına yoğunlaşmış durumda. Gazetelere göre:
1) İlk tasarıda, Ankara'nın tazminatı ödemesi halinde, Türkiye'nin AİHM'nin tazminatla ilgili kararını yerine getirdiği kaydedilip, dosyanın kapandığı vurgulanıyor.
2) İkinci tasarıda Komite'nin AİHM Loizidu kararının mülkiyetin iadesini içeren genel hükmüne ilişkin bölümünün Ankara'nın ‘‘2005 sonundan önce konu gündeme alınmasın’’ önerisi de dikkate alınıp ‘‘zamanı gelince’’ inceleneceği belirtilecek.
Rumlar ve Yunanistan buna karşı çıkıyor.
Uzlaşma olmazsa, Türkiye kınamadan Konsey'den ihracına uzanan yaptırımlarla karşılaşabilir.
* * *
Loizidu kararının detaylarını daha sonra yazacağım. Ancak, şimdi sadece bir paragrafını vereyim.
Artık Türkiye'nin de kabul ettiği dava sonucuna göre:
‘‘......davacının taşınmaz malının kontrolünü, Türk ordusunun Kuzey Kıbrıs'ı denetimi altına aldıktan sonra ve KKTC'nin kuruluşu ile kaybettiğini kabul ettiğine ve ayrıca davacının mülküne gitmesinin birkaç kez Türk ordusu tarafından engellendiğini de kabul ettiğine işaret eder...’’
* * *
Statüko, KKTC'de kendi eliyle ördüğü duvarları yine kendi eliyle yıkıyor, sonra da sıkılmadan başkalarına kızıyor!