FENERBAHÇE için başlangıç kötü. İstanbul BŞB tarafından bakarsan ise fevkalade iyi.
İlk maçlar her zaman zordur. Hele İstanbul BŞB gibi lige yeni çıkmış bir takım için daha da zordur, ama onlar iyi oynadılar ve haklı bir galibiyet aldılar. Tebrik etmek lazım.
Fenerbahçe geriye oynayarak, topa sahip olduğunda oyunun hakimi olduğunu zannediyor. Ama bakıyorsun rakip defans zaten kontrollü oynuyor. F.Bahçe bu kadar geriye top yapıp ileri şişirince de meşin yuvarlağı rakibe kaptırıyor. F.Bahçe çok pas yaparak, hem kendi kendini yoruyor, hem rakibe savunmada yerleşme fırsatı veriyor. İlk yarıda Tümer’in 3 metreden kaçırdığı pozisyon vardı. Tümer atamadı, ama onun dışında pozisyonu da yoktu F.Bahçe’nin.
Farkında değil
F.Bahçe hem iki pası yapamıyor, hem de Roberto Carlos alındı ya, sanki herşey Carlos’tan bekleniyor. Neticede o çok kaliteli bir sol bek. Orta yapar, şut atar. Yanındakine de pas verir. Carlos’u alacaksan takımına, o büyük bir isimse ona göre yanındaki oyuncuları da süsleyeceksin ki, klası ortaya çıksın. F.Bahçe’nin kalecisi bile Carlos ile oyunu başlatamıyor. Serdar topu oyuna sokacak, bakıyorsun en iyi adam Carlos, ama kaleci onun farkında bile değil.
Aurelio ileriye oynadığı zaman tehlikeli, Fenerbahçe’ye yararlı. Geriye döndüğü zaman takıma faydası olmuyor ki. Fenerbahçe 2 metrede paslaşmaya çalışıyor. Rakip 2 kişiyi bir kişiyle marke ediyor. Bakıyorsun dün gece İstanbul BŞB F.Bahçe’den daha çok koştu, daha iyi mücadele etti, F.Bahçe’nin isminden, yıldızlarından, taraftarından korkmadan hücum etti, fazla da pozisyona girdi.
Tabii bu bir başlangıçtı. Fenerbahçe’nin büyük bir kaybı var mı, yok. Ama dediğim gibi başlangıç kötü. Belki bu kadar kötü başlangıç çarşamba günü Anderlecht maçına olumlu tesir eder.