F.Bahçe, bu defans anlayışıyla Sevilla önünde ne yapar. Önceki maçta Maldonado’yu oynatan Zico, Ç.Rize önünde şans tanımadı. Sizce oyun kurgusunda yarın akşam bir değişiklik olmalı mı?
MALDONADO, diğer oyunculardan çok farklı. Tek pas oynuyor ve iyi de top atıyor. Forvet ve orta sahadaki futbolcular bu tarz oyuncuyu çok sever. Bu tip oyuncuyla birlikte görev almak keyif verir. Öncelikle boşa kaçınca, top alırsın. Markajdan çıktığında, Maldonado ile oynuyorsan topa sahip olup pozisyona girersin. Bu da sana avantaj sağlar.
Ama orta sahada top sağa ve sola döndüğü zaman, ilerideki adam da markaja rahat girer. Etkisi de ortadan kalkar. Faullere de maruz kalırsın. Maldonado’nun oynaması çok önemli Fenerbahçe adına.
Çaykur Rizespor önünde görev almamasına çok şaşırdım. Bir hafta önce G.Birliği OFTAŞ maçında banko oynatmışsın. Adam da ilk 11’de görev almanın hakkını vermiş ve takımın en iyi ismi olmuş. Niye kesersin? Bu tip maçlarda oynatacaksın ki, takıma çabuk uyum sağlasın. Kaliteli bir oyuncu olduğu için de bu tarz şeylerde zorlanmaz.
Maldonado’nun Fenerbahçe’de yedek kalmaması lazım. Selçuk’un formda olduğu ve iyi oynadığı söyleniyor. Bunun için de Zico’nun, Maldonado’yu yedek bıraktığı belirtiliyor. Selçuk ile Maldonado arasında, gece ile gündüz kadar fark var. Şilili üst düzey bir futbolcu. Selçuk da Fenerbahçe’nin kendine göre savaşçısı. Maldonado’ya, Sevilla önünde görev alırsa büyük iş düşecek. Onun oynaması da Fenerbahçe’ye çok olumlu yansıyacak. Bu adam oynamalı ki maç kondisyonu da ortadan kalksın.
Maç ile idman bir değildir. Antrenmanda kaytarırsın, kaçarsın. Maçta bunu yapamazsın.
Lugano büyük tehlike
Fenerbahçe defansına gelince. Çok kötüler. Sezon başından beri aynı oyuncular birlikte oynamalarına rağmen dengeyi bir türlü sağlayamadılar. Benim gözüme de en çok batan Lugano. Adamın ağzı durmuyor. Eli kolu hep havada. Hakeme hep itiraz içinde. Ne kadar da çabuk Türkçe öğrenmiş bu. Nasıl anlaşıyor onu da anlamak güç. Uruguaylı her maçta atılmayı hak ediyor. Üstelik de antipatik oluyor.
Buna Zico başta olmak üzere yöneticilerin de "Ne yapıyorsun?" demesi lazım. Sevilla maçı Fenerbahçe için çok kritik. Defansa büyük iş düşecek. Ama ben Rize önündeki savunmayı hiç beğenmedim. Yarın akşam Fenerbahçe defansı gününde olursa, güzel bir sonuç alınır.
18 takım bu lige fazla
Konyaspor’la buzlu bir zeminde oynayan ve iki sakat (Uğur ve Mehmet Topal) veren G.Saray, zor şartlar altında gideceği Almanya’da B.Leverkusen karşısında ne yapar?
ALİ Sami Yen Stadı’nda ilk maçta gösterdiği performansı orada da sergileyebilirse kazanacak şansı var. Ancak, korkak bir oyun çıkarırsa o zaman işi zor olur. Dünkü maçta da gördük ki, Türkiye Ligi 18 takımı kaldıramaz. Arada milli maçlar oluyor, Avrupa Kupası maçları oluyor. Sahaların halini görüyoruz. Ne bir bakım var, ne de kardan korunacak bir durum... Bu durumda sakatlıklar da kaçınılmaz oluyor. Yazık değil mi G.Saray’a? Üç gün sonra çok önemli bir maç oynayacaklar. Böyle sahada ve bu şartlar altında sakatlıkların olması kaçınılmaz.
Bu adam G.Saray’a yakışmıyor
Galatasaray yöneticisi Tunca Hazinedaroğlu’nun, Ç.Rize-Fenerbahçe maçı öncesi hakemle ilgili ihbarını doğru buluyor musunuz? Federasyon nasıl bir yöntem izlemeli?
BU işler artık bitmeli. Böyle etrafı karıştıracak, herkesi rahatsız edecek durumlar ortadan kalkmalı. Burada Futbol Federasyonu’nun büyük hatası var. Geçmişten gelen bir hata bu. Kulüplere büyük cezalar vereceksin ki kimse çıkıp konuşamayacak. Bu iş sadece Türkiye’de var. Dünyanın hiçbir ülkesinde kulüp başkanları ve yöneticileri, federasyonları hakkında akıl almaz, abuk subuk yorumlar yapmaz.
Çünkü oralarda büyük cezalar var. Bizde, çıkıyor yönetici. Hakeme ağzına geleni söylüyor. Rakip futbolcuya sayıyor. O da yetmiyor diğer kulübün yöneticilerini hedef alıyor. Olacak iş değil. Entrikalarla dolu hayatımız var. Bizans oyunları oynanıyor.
Ç.Rize-Fenerbahçe maçı öncesi Tunca Hazinedaroğlu çıkıyor, Karadeniz ekibinin başkanı Abdülkadir Çakır’ı arıyor. Hakemi şikayet ediyor, ortamı geriyor. Herkesi hedef haline getiriyor. Hakemin sahadaki tutumuna bakıyorsun, hiçbir şey yok. Mükemmel maç yönetiyor.
Maçta bir şey yok. Ç.Rizespor Başkanı’nı niye rahatsız ediyorsun? Üstelik de Aziz Yıldırım’ın yanında. Olaya bakıyorsunuz, çok çirkin.
Esasında bu G.Saray adına çok çirkin. Çakır’ın arkadaşı olduğu için yapılmış bir şey söz konusu bile değil. Sporumuzda her zaman öncülük yapmış G.Saray’ı yönetenlere bak. Böyle bir idareci sarı kırmızılı kulübe yakışıyor mu? Ne yönetici seçmişler, kendilerine göre. Dediklerinin ıspatı falan da yok. Futbol Federasyonu durup dururken, elinde bir bomba buldu. Ortada garip bir durum var. Bunu da yapan garip bir adam.
Cimbom’a çok yanlış yapıldı
Yeni federasyon, göreve başlamadan iki sıkıntı ile karşı karşıya. Ç.Rize-F.Bahçe maçı öncesi yaşananlar ve Konya’daki erteleme tartışmaları federasyonfa nasıl yansır?
GALATASARAY’a burada büyük yanlış yapıldı. Federasyon olarak o maçı ileri bir tarihe erteleyeceksin. Dün oynatmayacaktın. Konya’da pazar günü o maçın oynanması mümkün değildi.
İstanbul’a gelerek Bayer Leverkusen’i düşünmeye başlayacaktı. Dün bu maçı oynattın ve G.Saray’ın da bütün planlarını alt üst ettin. Futbolcuyu yıprattın. Galatasaray’a karşı bunu yapma hakkın yok. Federasyonun bütçesi ve parası var. Kulüplere mali yardımda bulunur, saha zeminlerini kardan önlemek için branda sistemini kurdurursun.
Konya’daki maçın oynanmasında Ç.Rize-F.Bahçe sınavı öncesi yaşanan telefon krizinin de rolü var. Berbat bir telefonun devamı nereye geldi. Döndü, G.Saray’ın ayağına dolaştı.
Küfrü seviyoruz...
Yıldırım Demirören’in kendisine küfür eden taraftara galibiyet golü sonrası el kol hareketleriyle karşılık vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Statlardan küfürün kalkması için ne yapmak gerekir?
BİZDE küfür, normal bir konuşma tarzı olmuş. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’i seversin, sevmezsin. İyi veya kötü yapar. Küfür etmeye hakkın yok. Hele Beşiktaş Başkanı’na hiç hakkın yok. O camiayı temsil eden bir kişi. Bu çirkinliği ve gücü nereden buluyorlar, anlamak mümkün değil. O küfür edene de yakışmıyor. Beşiktaşlı olarak o tribüne geldiysen, kulüp başkanına karşı bu tarz bir davranışta bulunamazsın.
Küfür statlarımızdan eksik olmaz. Bizim karakterimizde var. Biz küfrü seviyoruz. "Nasılsın, iyi misin?" der gibi küfür ediyoruz. Statlar insanların deşarj olacağı, boşalacağı yerler değil. Küfür edilecek yer hiç değil. Bizde ise tersi oluyor.
Bir de beyanat veriyorlar, "Taraftar stres atıyor" diye. Git dağlarda stres at, orada boşal. Statlara girmeyin. Tribündeki yerini alıyorsan sporcuyu ve takımını alkışlayacaksın, tezahüratla destek vereceksin.