Yine aşırı yağışlı bir sistem geldi, yıktı-döktü ve can kaybına neden olup nispeten zayıflayarak doğuya çekildi.
Hafta içinde Akdeniz’de sel vardı. Maddi hasar bir kenara, maalesef iç acıtan can kayıplarına da neden oldu. Bu kayıpların bir kısmı sele kapılma sonucu, bir kısmı da trafikte meydana geldi. Sürücülere yağışlı günlerde hızınıza her zamankinden çok daha dikkat edin diyoruz. Bakın yağışlı günlerde birçok kişi yağmurda zahmet çekmemek için özel araçları ile trafiğe çıkıyor ve zahmetin büyüğünü asıl o zaman çekiyor. Hele büyük şehirlerde insanlar neredeyse artık kontak kapatacak hale geliyorlar. Yoğun trafik yağışlı günde yaşayacağınız en iyi sonuç, olası bir kazayı düşünün artık. Bugün Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu’da yağış var. Batıda, yer yer Marmara’da kendini gösterse de tüm gün sürmüyor.
*
Tüm yılı kuraklıkla geçirdik şimdi yağış rejimi dengeye yavaş yavaş girmeye başladı. Art arda yağışlar geliyor. Cumartesi Kıyı Ege’den Türkiye’ye tekrar yağışlar girecek, pazar yine Ege’de şiddetini artırarak devam edecek, ardından orta ve batı bölgeleri yine saracak. Tabii sistem hareketinde ciddi bir değişim yapmazsa, çünkü uzun vadeli bir tahminden bahsediyoruz.
Geçen hafta üzücü bir uçak kazası yaşadı ülkemiz. Her can kıymetli, biz ise 57 canımızı kaybettik. Bu insanlar birilerinin anneleri, birilerinin babası, birilerinin çocukları, birilerinin kardeşiydi, bazıları ise Türkiye’nin beyinleriydi. Ölenlere rahmet, ailelerine ve hepimize sabır diliyorum.
Uçak kazasında ilk söylenen meteorolojik bir etkinin olmadığıydı. Evet bu kazada meteorolojik bir problem yoktu belki ama dikkat ederseniz birçok zaman meteorolojik nedenlerle kaza ile sonuçlanmasa da uçakların iniş-kalkışlarında sıkıntılar yaşıyoruz, rötarlar hatta iptaller oluyor. Bu meteorolojik nedenlerin başında aşırı kar artı yanında buzlanma ve sis yer alıyor.
Sizce bunlar ülkemizde etkili olan hava koşulları sebebi ile mi bizim kaderimiz oluyor? Yoksa yine bir yerlerde bir hata mı yapıyoruz? Bakın Güneydoğu’da sisten dolayı hava ulaşımı aksıyor desem aklınıza ilk hangi şehir gelir? Düşündünüz mü? Sanırım beklememe gerek yok, bir çok kişi Diyarbakır demiştir bile! Peki neden Diyarbakır?
Bakın sis nasıl oluşuyor? Havada nem ve ne kaynaklı olursa olsun partikül olması yeterli. Bir ayazda bu su buharı partikül üzerinde yoğuşuyor ve sakin havada dağılmadan kalıyor. Bu partikül dere yataklarından çıkan kirleticiler de olabilir, denizlerden buharlaşma sonucu çıkan tuzlar da olabilir, sanayi bacalarından çıkan atıklar da olabilir!
Biraz önce Diyarbakır’dan bahsettim. Diyarbakır Havaalanı’nda sis neden oluyor? Çünkü havaalanının yakınlarında Zaho Deresi var. Buharlaşma sonucu havaya partiküller yayılıyor, havada buharlaşmadan dolayı su buharı da var, üzerine gece sıfırın altına inen sıcaklık eklenince sis oluşuyor. Tek örnek Diyarbakır mı? Ankara Esenboğa! Sıklıkla sis olur, Esenboğa’nın yakınlarında eskiden bataklıklar vardı ve yine yakınlarında Çubuk Barajı var, hem partikül, hem su buharı mevcut. Isparta! Sıklıkla sis olur, Isparta havaalanına inecek uçaklar göl üzerinden geçiyor. Denizli Havaalanı! Sıklıkla sis olur, Çardak ilçesinde göl kenarında. Trabzon Havaalanı! Sıklıkla sis olur, Deniz kenarında. Van! Sıklıkla sis olur, Van Ferit Melen Havaalanı Van gölü kenarında. Araştırsak belki dahalarını da sıralayabiliriz.
Mantık çok basit, bir bölgede dere yatağı, göl veya deniz varsa o bölgede yaz ayları dışında her yüksek basınç sis oluşturabilir. Bugüne kadar yapılan yapıldı, belki sisli günlerde de iniş yapılabilecek sistemler satın alınacak ama en doğrusu sistem değil, uzman görüşü almak. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Meteoroloji Mühendisliği orada duruyor ve görüş alınmak istendiğinde, proje üretilmesi gerektiğinde bilgilerini ortaya koymak üzere bekliyor.