Yağışlar doğuya ilerliyor

Bu kadar ısınma bana yetmedi diyorsanız, nisanın 6 ve 7’sini bekleyin. Kemiklere ulaşamasa da içinizi bayağı bir ısıtacak sıcaklar gelecek.

Bir günlük serinlemeyle gelen yağışlar doğuya ilerliyor. Bu haftasonu doğuda problemlere yol açabilecek güçlü sağanak yağışlar bekleniyor. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da miktar olarak fazlaca beklenen bu yağışlar, su baskınlarına yol açabilir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde riskli alanlara dikkat.

Havadaki farklı parametrelerin dalgalanmaları bazen metabolizmamızı altüst edebiliyor. Bahar mevsiminde bu hava-insan etkileşimi daha fazla oluyor. Basınç ve sıcaklık dalgalanmaları, çok süratli hareket eden hava sistemleri, atmosfer bünyesinde zaman zaman bulunan polenler, alerjenler, hep sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Baharda bir ılık, bir soğuk yediğimiz zaman üşütüyoruz, zayıflayan bünyemiz bakterilere, mikroplara yenik düşüyor. Ara ara etkili olan soğuk havalar nedeniyle bazıları geldiğine bir türlü inanmasa da, içinde bulunduğumuz bahar mevsiminde oluşan sıkıntılar, yalnızca gripal enfeksiyonlar ve soğuk algınlıkları kadar masum değil. Aslında ciddi risk diyebileceğimiz problemler de mevcut. Bu risk nedenlerinin başında "nanobakteriler" geliyor.

Her zaman yalnızca hava bizleri etkilemiyor, doğanın atmosfere bir takım partiküller yolladığı (bitkilerin atmosfere saldığı mikro partiküller) gibi insanlar da atmosfere birtakım atıklar bırakıyor (kusura bakmayın en kibar haliyle bu şekilde anlatabildim). Tabii indirekt olarak kendi kendimizi etkiliyoruz. Nasıl mı?

Bakın nanobakteriler bu devinime iyi bir örnek! Havadaki nanobakteri çevrimi şu şekilde gerçekleşiyor: Nanobakteriler insan vücudunda oluyor, dışarıya idrar ile atılıyor. İdrardan kanalizasyona, kanalizasyonlardan buharlaşma yolu ile de havaya karışıyor. Nanobakterilerin, böbrek taşına, damar tıkanıklıklarına, hatta rahim kanserine dahi neden olma ihtimali var biliyor musunuz? Araştırmalarda rahim kanseri hastalarına yapılan biyopsilerde nanobakteriyel gelişim görülmüş. Bu tür ciddi problemler oluşturma ihtimali bulunan nanobakteriler, nemli ve sıcak havaları seviyor ve bu ortamlarda daha fazla canlı kalabiliyor. Ilık bulutlar nanobakteriler için adeta cennet.

Kışın nem ve bulutluluk fazla ancak sıcak yok, yazın sıcak var ancak güneşli gün sayısı fazla. Geriye bahar kalıyor, baharda hem ılık hava, hem de fazlaca bulutluluk ve dolayısıyla nem var. Gerek hava değişimleri olarak, gerekse nanobakteriyel anlamda bahar sıkıntılı bir mevsim. Şimdi diyeceksiniz ki; "Bir diyorsunuz bahar yağmurları iyidir, faydalıdır girin altına, sonra da diyorsunuz ki nanobakteriler baharda bulutlarda bulunur, yağmurla yere inebilir dikkat". Vallahi benim de aklım karıştı ne yapsak? Seçim sizin :)

Bir de "küresel Isınma" var, Türk filmlerinde rahmetli Erol Taş’ın canlandırdığı kötü adam karakterleri gibi, hangi taşı kaldırsak altından küresel ısınma çıkıyor. Küresel ısınmanın etkileri arttıkça bahar mevsimlerinde nanobakterilerin oluşturduğu sıkıntılar da katlanarak büyüyecek.

Bu nedenle sağlık problemlerinizi o ya da bu sebebe bağlayıp üzerini örtmeyin, bahardandır deyip geçmeyin. Vücudumuz ne "Bunun sebebi bahar, daha fazla mücadele edip yeneyim şu mikrobu" diyor, ne de mikroplar ve bakteriler "Bahar mevsimindeyiz, bu seferlik az zarar vereyim" diyor.

Bu arada iki gün önce şahit olduğum bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. İstanbul’da TEM’den gelip Bayrampaşa ve Vatan Caddesi’ne bağlanan ara bağlantı yolu üzerinde bir kaza olmuştu. Allah’tan can kayıplı bir kaza değildi ama trafiği tıkıyordu. Çekicilerin gelmesine de bayağı bir vakit vardı. Hemen çekilemeyince, arabaların şoförleri ile polis memurları araçları iterek kenara aldılar. Trafik polisinin kaza mahallinde araba ittiğini, bu seviyede insancıl hareketi dünyanın başka neresinde görebilirsiniz acaba? Yani filmler dışında.
Yazarın Tüm Yazıları