Sürpriz, yine lodos!!!

Bugün Marmara ve Ege’de, yarın orta ve batı bölgelerin tamamında fırtına var. Gözü yaşlı lodos Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’e yağış taşıyacak. Pazar akşamı yağış Marmara’da da bekleniyor. Uzun vadeli bir öngörü; önümüzdeki hafta içinde sıcaklıklarda yine bir dalgalanma olabilir. Bu sefer dalgalanma daha çok Karadeniz’de hissedilecek.

İnanın lodos ihbarı vermekten sıkıldım ama bitmiyor, yine lodos yönünden fırtına bekleniyor. Bugün Marmara ve Ege’de, yarın ise orta ve batı bölgelerin tamamında fırtına var. Uyarıları teker teker sıralıyoruz, denizcilerin ve soba kullananların dikkatli olmaları gerekiyor. Ulaşımda problemler yaşanabilir. Bir ikincisi lodos migren hastalarının ataklarını tetikleyebiliyor, baş ağrılı günler olabilir. Gözü yaşlı lodos Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’e yağış taşıyacak. Pazar akşamı yağış Marmara’da da bekleniyor. Uzun vadeli bir öngörü; önümüzdeki hafta içinde sıcaklıklarda yine bir dalgalanma olabilir. Bu sefer dalgalanma daha çok Karadeniz’de hissedilecek.

*

İnsanoğlunun memnuniyetsiz olduğunu meteoroloji ile uğraşmaya başladıktan sonra daha iyi anladım. Üzerinize alınmayın, o bir grup Marslıdan bahsediyorum. Martın ilk haftası şöyle ucundan bir kar atıştırıyor, ardından feryat figan "yeter artık, bitmedi mi daha?", evet bitmedi. Allah aşkına mart ayında daha ne bekliyorsunuz? 35 derecelik sıcaklık mı? Şaka bir yana yaşadığımız sosyal koşullar, ekonomik durumlar, stres ve benzeri faktörlerle iyice memnuniyetsiz olduk çıktık. Ama unutmayın, radikal problemler dışında hayatınız sürüyor ve hep sizle sürüyor. Geçmişi hatırlasanıza! Bugüne kadar; onca zorluk, onca kaygı, onca güven, onca sıkıntı, onca üzüntü, onca mutluluk, onca hıçkırıklarla ağlama, onca kahkaha vardı etrafınızda. Ama hepsi etrafınızda ve o zamanda kaldı, aslolan ise sizdiniz. Ben herkesin ayrı ayrı lokomotiflerde olduğunu ve bilmediğimiz farklı yollarda yolculuk ettiğimizi düşünürüm. Geçtiğim her yeri ve her şeyi aşırı benimsersem, acıyı da mutluluğu da fazlasıyla derinlemesine yaşarım. Öte yandan bana acı ya da tatlıyı tattıran unsurların bazılarını zorlamalarımla değiştirsem de, birçoğu kontrolümün dışında gelişiyor, o zaman "Hayır, esas oğlan benim" derim ve bu unsurları yalnızca lokomotifin gezdiği istasyonlar olarak değer verip, nasıl hissetmek istiyorsam ona yönelirim. Bunu hayata sımsıkı sarılmamak olarak değerlendirmeyin, yalnızca "aslolan çekirdeği canlı tutmak" olduğunu unutmuyorum. Bu terapiyi neden yaptım? Bundan sonra bir kişi daha gelip bana "Niye yaa? Bitmedi mi şu kış?" ya da "Sıkıldım, bitsin bu yağmurlar" derse, işte o zaman, neyse... :)))

Aslında bu memnuniyetsizlik bizim toplumumuza özel değil. Dünyanın her yerinde mevcut. Hatta Hollywood, insanların hava konusundaki şikayetlerini bir film haline getirdi. Başrolünü Oscar’lı oyuncu Nicolas Cage’in oynadığı "The Weather Man", Türkçe adıyla "Fırtınalı Hayatlar" bugün vizyona giriyor. Bu yazımda "The Weather Man" filmi ile ilgili yorumlarımı yazmak istiyordum ancak yapamıyorum, haftaya. Zira CNN TÜRK’te yayınlanan "Afiş" programına filmle ilgili yaptığım yorum da yine bugün 18.25’te yayınlanacakmış. Yayın öncesinde yorumlarımın gazetede okunması durumunda programın reytingi düşebilirmiş. "Bana ne kardeşim sizin reytinginizden" tepkim, Nurgül Koç ve Nur Aydın hanımefendiler tarafından aldığım tehdit ve şiddetin altında kaldığı için (insaf, hem de dünya kadınlar gününde) yorum önceliğini Afiş programına bıraktırılıyorum. Eeee gazetecilik zor, ne sıkıntılar altında çalışıyoruz görün...
Yazarın Tüm Yazıları