Ege ve Akdeniz’de aşırı yağış

Nisan, nisan olduğunu yeni gösteriyor. O ılık, gök gürültülü sağanak yağışlar kendini göstermeye başladı.

Bugün ve yarın Ege ve Akdeniz’de, pazar günü doğu bölgelerde olacak. Su baskınlarına dikkat! Şöyle uzun vadeye baktığımızda ayın 21-22’sinden sonra normalleri aşan sıcaklıklar görülüyor. Hatta güneyde, kuzey bölgelerin yaz değerleri dahi oluşabilir. Ama hep söylüyoruz uzun vadeli öngörülerin tutarlılığı 3 günlük tahminler gibi değildir, daha düşüktür. Olursa değişimler önümüzdeki günlerde.

Ara ara bulutlar ve yağışlar olsa da bahar geldi. Baharın desenleri bu bulut ve yağışlar. Düşünün; güneş bulutlar arasından olsa da gözünüze vuruyor, sahilde arabayla ya da yürürken siz de içinizden "Buradan hiç ayrılmayayım, bina içerisine girmeyeyim, günümün tamamını bu güzel havanın tadını çıkartarak geçireyim" demiyor musunuz?

*

Bu haftaki yazımda uyarılardan sıyrılıp, baharın güzel yönlerinden, çiçekten, böcekten, aşktan bahsedecektim ama bir baktım yine atmosfer ve dünya ile ilgili araştırmaları karıştırıyorum. Meslek sevgisi ne yapacaksınız? Çiçeği, böceği, aşkı aşkologlara bırakmam, size kuraklık raporlarından bahsetmem gerektiğini düşündüm. İyi bir meteorolog, gerektiğinde duygularını bastırıp mesleğinin gereği olarak halkı aydınlatma noktasında fedakarlık yapmasını bilendir (meteorologlara bu misyonu şu an ben yükledim ama fena da olmadı hani).

Neyse, haftasonuna girerken anlatacaklarımla gerilmemeniz için önce havayı biraz yumuşatmak istedim zira anlatacaklarım gerçekten ciddi.

Konu: KURAKLIK. Dünya ciddi bir kriz eşiğinde. Birleşmiş Milletler raporunda Doğu Afrika’da uzun süredir devam eden kuraklığa bağlı yetersiz beslenme neticesinde binlerce kişinin öldüğünü açıkladı ve bölge genelinde 8 milyon kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Kuraklıktan etkilenen ülkelerin başında Etiyopya, Kenya, Cibuti, Somali, Burundi, Uganda ve Tanzanya geliyor.

Biz sıcakların gelmediğinden, bulutlardan ve yağmurdan şikayet ediyoruz. Böyle olmayıp da tersi de olabilirdi. Kuraklıktan olumsuz etkilenen bölgelerin başında Mandera geliyor. Bu günlerde sıcaklıklar 40 C derecenin üzerine çıkıyor. Yaz ayları geldiğinde ne olur siz düşünün. Daha yaza girmeden salgın hastalık oranı son zamanların üç katına çıkmış.

Bir araştırma sonucu da Amerika Uluslararası Kalkınma Dairesi’nden: "Hava durumu değişmezse Afrika’da kuraklıktan etkilenen 16 milyon kişinin en az yarısı susuzluktan ölebilir."

Hayati riskin Afrika’da olmasından dolayı konuya buradan başladım. Yoksa sıkıntı yalnızca Afrika’da değil, tüm dünyada. Bu yılı kurak geçirmesi beklenen bölgeler arasında; Almanya, Hollanda, Ukrayna kıyıları ve Türkiye’deki deltalar da var.

Küresel ısınmanın önde gelen etkilerinden biri; kuraklık sebebiyle tarım arazilerinin yok olması. Dünyada artık her şey gözümüzün içine sokularak yapıldığı için birçok şeyi kanıksadık, hiçbir şeyi yadırgamıyoruz. Bakın kullanılan 5.2 milyar hektar kurak arazinin yüzde 70’i çölleşme tehlikesi yaşıyor. Diğer bir deyişle dünyadaki tüm tarım arazilerin yüzde 30’u çöle dönüyor. Şu anki dünyanın gidişini, açlık oranını düşünün, bunun üzerine yüzde 30 daha ekleyin.

Savaşlarda bu kadar kayıp yok; her yıl 12 milyon kişi su kıtlığı ve kirli içme suyu sebebiyle ölüyor. İçme suyu arzı 1950’lerden bugüne üçte iki oranında azalmış. İnsanoğlu ise ekonomik gerekçelerle küresel ısınma konusunda bir konsensüs hálá sağlayamadı. Çok sevdiğim bir Kızılderili atasözü vardır: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
Yazarın Tüm Yazıları