İZMİR’deki özel hastaneler arasında gündüz çalışanlar için akşam poli-kliniğini hayata geçirerek bir ilke adım atan Egepol Hastanesi, şimdi de kuvöz sayısını 10’dan 30’a çıkararak 2013 yılına “Bebek Dostu Hastane” olarak girdi. İzmir’de eksikliği yaşanan yoğun bakım ünitesi ve yenidoğan kuvözlerinin sayısını artırarak bebek ölümlerini azaltmak için önemli bir yatırıma imza attıklarını söyleyen Egepol Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Necip Nasır, daha önce tedavi için Isparta, Çanakkale ve Antalya gibi kentlere giden hastaların, şimdi İzmir’de tedavi olabildiklerini kaydetti.
Üç yılda 8 bin doğum
Egepol Hastanesi’nin 2009 yılında hizmete girdiğini, açıldığı günden bu yana gerçekleştirilen yaklaşık 8 bin doğum ile tercih edilen bir hastane olduğunu ifade eden Başhekim Dr. Nuri Nasır da, yeni açılan yenidoğan ve erişkin yoğun bakım ünitelerinde kapasiteyi yüzde 300 artırdıklarını belirterek, “İzmir’de ciddi bir ihtiyaç olan yoğun bakım
yatağı eksiğinin giderilmesine katkıda bulunduk. Yeni teknoloji cihazlarla donatılan bu ünitelerimiz için ilave uzman hekim istihdamı yapıldı. Hastanemizde hizmet verecek olan 43 yoğun bakım yatağı, sadece İzmir’in değil tüm Ege Bölgesi’nin ihtiyaçlarını karşılama noktasında destek sağlayacak” diye konuştu.
Bebekler gözetim altında
Egepol Hastanesi Başhekimi Dr. Nuri Nasır, yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki bebeklerin 24 saat sürekli olarak çocuk uzmanı ve hemşirelerin gözetiminde olduğunu belirtti. Yaklaşık 19 branşta 45 doktorla yılda 300 bin hastanın bakıldığı Egepol’ün SGK ile anlaşması bulunuyor.
Universal Ege Sağlık Kardiyoloji Ekibi, 2013’e girerken hastane yöneticileri ile biraraya gelerek kutlama yaptı. 2012 yılını değerlendiren Universal Hastaneler Grubu Ege Bölge Koordinatörü Dr. Ulvi Ünal, “Geride bıraktığımız yıl 3 bine yakın anjiyo, balon ve stent uygulaması yaptık, Hekimlerimiz ve sağlık personelimiz acil durumlarda gece gündüz, tatil, bayram demeden çalıştı. Acil kalp krizi vakalarında zamanında tıkalı damarları açarak hastalarımızı sağlığına kavuşturdu” dedi.
Kutlamaya katılan Universal Hastaneler Grubu Merkez Medikal Direktörü Dr. Alper Demirarslan da İzmir’in ilk özel hastanesi olan Ege Sağlık Hastanesi’nin çalışanlarını başarılı çalışmalarından dolayı kutladı.
Ani ölümlere son
Universal Ege Sağlık Hastanesi Kardiyoloji Bölümü, kalp hastalığı tedavisinde devrim niteliğinde yeni bir uygulamaya geçerek, kalp yetmezliğinde de kalp pili tedavisi uygulayarak ani ölümleri önlüyor.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Akın, “Artık kalp yetmezliğinde de kalp pili tedavisi uyguluyoruz. Konvensiyonel kalp yetmezliği tedavisinde kalp içi defibrilatör denilen şok cihazları ani ölümü önlemede tercih edilebilecek bir tedavi yolu oldu. Ülkemizde 3 milyon koroner kalp hastası, 12 milyon civarında hipertansiyonlu hasta ve 4 milyon kadar da diyabetik hasta var. Kalp içi şok cihazlarının, kalp pilleri ile birlikte uygulandığı durumlarda ani ölüm oranı ve hastaneye yatışoranları belirgin ölçüde azaldı” diye konuştu.
SGK ile anlaşma
İZMİR’de 2010 yılında açılan Özel Tınaztepe Hastanesi’nın Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Kurucusu Prof. Dr.İsa Durmaz ve ekibi ile Kardiyoloji Kliniği Krucusu Doç. Dr.Ozan Kınay ve ekibi, iki yılda 10 bin kişiyi yaşama döndürdü. 1000’in üzerinde açık kalp ameliyatının gerçekleştiği Göğüs Kalp Damar Cerrahisi’nde 1300’ün üzerinde damarla ilgili cerrahi operasyon yapılırken, kardiyoloji ekibi de 7 bin 500 kişinin koroneranjio, mitral kapak, balon, stent, perkütan girişimler, periferik anjio (bacak damarlarına), dializ hastalarına venografi (toplardamar grafisi) ile kalp damarlarına girdi. Prof. Dr. İsa Durmaz, vatandaşları uyararak “Kalp saglığınıza önem verin” dedi. Prof. Durmaz, son yıllarda, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp ve damar hastaliklari giderek arttığını belirterek, “Koroner arter hastalığı olanların enfarktüs geçirmeden ameliyat olması gerekmektedir. Çünkü enfarktüs geçirdikten sonra ölen hücreler tekrar canlanmıyor. By-pass da yapılsa, kalpte kalıcı bir skele ve kalp yetmezliği gelişmemesi için enfarktüs öncesi by-pass olması gerekli” dedi.
Kalbi nasıl koruruz
Prof. İsa Durmaz, kalbi korumak için “sigara içmeyin, tansiyon varsa tedavi ettirin, şekeri regüle edin, kan yağları yüksekse tedavi ettirin, aktif bir yaşam sürün, yağlı yemeyin, karbhhidrattan kaçının, obez olmayın, kilonuzu koruyun, bunun için de Akdeniz diyetine ağırlık verin” dedi. Doç. Dr. Ozan Kınay da, hareketli olmanın kalbi sağlamlaştırdığına değinerek, “Kalbi en çok yoranların başında kilo, diabet, stres, hareketsiz yaşam, negatif enerjive sigara geliyor. Ben bütün hastalarıma 2013 yılında bir farkındalık yarat, kendini yenile mesajı veriyorum ve yılda bir kalp check-up yaptırın diyorum” şeklinde konuştu.
NELER YAPILIYOR
Özel Tınaztepe Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi ve Kardiyoloji Kliniği’nde, by-pass ameliyatları, varis ameliyatları, anjio, kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, koroner anjiyografi, ekokardiyografi ve tüm kalple ilgili tüm işlemler yapılıyor. 8 koroner, 3 kardiyovasküler, 10 genel, 10 yenidoğan olmak üzere toplam 31 adet yoğun bakım yatağının mevcut olduğu hastanenin 105 yatak kapasiteli olduğunu söyliyen yetkililer, tüm SGK’lı hastaların hastanede bakıldığını kaydetti.
İZMİR Kahramanlar’da faaliyet gösteren Egon Dahiliye Dal Merkezi Sorumlusu Dr. Sevinç İnci, guatri, şeker, diabet, tansiyon, kalp, akciğer ve astım, kolesterol yüksekliği olan hastalara baktıklarını ve hasta takibi yaptıklarını söyledi. Tüm kan tahlillerinin yapıldığını belirten Dr. Sevinç İnci, “Merkezimizde, ayrıca diabet riski olanlarda, insülün direnci, şeker yüklemeleri de yapılıyor. Ne yazık ki çoğumuz hastalıklarımızın farkında değiliz. Genellikle iş işten geçtikten sonra doktora gidiyoruz. Halen dünyada 972 milyon yüksek tansiyon, 246 milyon şeker hastası var. Ülkemizde ise her 3 kişiden biri tansiyon hastası. Bunların ancak yüzde 40’ı hastalığının farkında. Farkında olanların da yüzde 30’u düzenli ilaç alıyor. Şeker hastalığı, hele gizli şeker ise başlıbaşına bir sorun. Şişman ve 40 yaşın üzerinde iseniz mutlaka şu risk faktörlerini (yüksek tansiyon, kan yağlarında yükseklik, aile öyküsü, gebelik diabeti geçirmiş olmak) taşıyorsanız, 2- 3 yılda bir gizli şekeriniz tesbit edildiyse, her yıl test yaptırmalısınız” diye uyardı.
SGK’lılara bakılıyor
Dahiliye uzmanı Dr. Sevinç İnci, Egon’da tüm SGK hastalarına bakıldığını belirterek, “Çok nezih bir ortamda sıra beklemeden randevu sistemi ile 500 metrekare alanda doktor odaları, hasta bekleme üniteleri tam teçhizatlı laboratuvarlarda tüm kan tetkikleri yapılıyor. Hafta içi 09.00’dan 17.00’ye kadar bize 0232-404 03 43 numaralı telefondan ulaşabilirler” dedi.
Gözlükten kurtulmada i-lasik teknolojisi
HALK arasında “çizdirme” olarak bilinen lasik ameliyatı tüm dünyada en yaygın gözlük atma yöntemi olarak biliniyor. Her yıl milyonlarca insana uygulanan, sonuçları başarılı olan bu ameliyat i-lasik ya da intralase tekniğiyle daha güvenli hale geldiğini belirten Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nden Dr. Bilgehan Sezgin, “Öncelikle gözün lasik için uygun olması gerekir ve i-lasik tekniği ile ameliyat eskiye göre daha güvenlidir. Ayrıca, komplikasyonlar çok azalmıştır. Çünkü i-lasik tekniği doktor için de güvenli yöntemdir. Ameliyat sonrası batma, sulanma gibi hafif şikayetler olabilir. Ertesi gün hastalarımız tüm günlük aktivitelerine devam edebilir. Hastalarımız bu ameliyatlar sonrası gözlükten kurtulmanın hayatlarında yeni ve keyifli bir dönemi başlattığını vurgulamaktadırı” dedi.
Gediz Üniversitesi'nden 200 yataklı tıp fakültesi
İzmirli 83 yaşındaki Hatice Bahriye Yağcı, Anadolu Caddesi üzerinde, Çiğli Egekent Kavşağı’nda 80 milyon lira değerindeki arazisini Gediz Üniversitesi’ne bağışladı. Üniversite yönetimi de 44 dönümlük araziye yaklaşık 60 milyon TL harcayarak 200 yataklı en son teknolojiye sahip bir tıp fakültesi yapacak.
Gediz Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdullah Kavuk, “Herşey bir hayalle başladı ve daha güzel yarınlar içindi. Bilimin peşinden gidilen, pırıl pırıl gençlerin yetiştirilip ülkemize ve insanlığa armağan edileceği bir eğitim çınarını elbirliğiyle yeşertmekti düşlerimizi süsleyen. Hayali bile heyacan vericiydi, bu uğurda sonuna kadar gitmeye de değerdi. Eğitimden, bilim üretmekden daha güzel ne olabilirdi? Gediz Üniversitesi’nin kuruluş öyküsü işte böyle başladı. Ortada bir hayal ve bu hedef için el ele vermiş bizler vardık. Başarının önünde engel olamayacağını iyi biliyorduk. Bir hayali gerçeğe dönüştürmek için inanıp çalışmanın yeteceğinin de farkındaydık. Bu inançla yola koyulduk, bugünlere geldik” dedi.
Halk arasında “kapalı, kansız, bıçaksız ameliyat” olarak da bilinen laparoskopik yöntemle yapılan ameliyatlar, hastaların kısa sürede ayağa kalkması sağlıyor. Universal Ege Sağlık Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü ekibi tarafından, bu alanda bir ‘referans hastane’ olma yolunda önemli operasyonlar yapılıyor. Kapalı ameliyatlar, kadın hastalıklarının tedavilerinde uygulanabiliyor. Jinekolojik operasyonların tamamına yakınının kapalı yöntemle yapılabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Fatih Şendağ, “Laparoskopik yöntem, yaralar çok kısa sürede iyileştiği ve ameliyatın ertesi günü ayağa kalkılabildiği için hastalar tarafından daha çok tercih ediliyor. Özellikle çalışan kadınların iş yerinden uzun süre izin almalarına gerek kalmayacağı için büyük konfor sunan bu ameliyatlar, uzun süre iş gücü kaybını en aza indiriyor” dedi.
Enfeksiyon riskini azaltıyor
Prof. Dr. Fatih Şendağ laparoskopik yöntemin göbek altında açılan milimetrik bir delikten girilerek uygulandığını belirterek, şu bilgileri verdi: “Ameliyat sonrası çok daha az ağrı oluyor, iz kalmıyor. Estetik açıdan kadınlarımız açık ameliyat olanlara göre daha mutlu oluyor. Laparoskopi genelde hastanede yatış bile gerektirmiyor ya da en fazla bir gece yatma ihtiyacı olabiliyor. Enfeksiyon kapma riski azalıyor ve normal hayata dönüş süresi kısalıyor. Çoğu hastamız 3 - 4 gün içinde normal yaşamına dönüyor. Tüm bu avantajları nedeniyle bu ameliyat hem patron dostu, hem de kadın dostu diyebiliriz.”
Laparoskopinin bir diğer üstünlüğünün ise karın kesisine bağlı komplikasyonlardan (enfeksiyon, yara açılması ve fıtık) sakınılması olduğuna dikkati çeken Şendağ, “Birçok kadın hastalığının tedavisinde kullanılan kapalı yöntem, ameliyat sonrası kadınlarda oluşan kısırlık riskini de azaltmaktadır” dedi.
Universal Ege Sağlık Hastanesi’nin Kadın Hastalıkları ve Doğum ekibi; Op. Dr. Burak Zeybek, Op. Dr. Alper Biler ve Op. Evrim Berberoğlu’ndan oluşuyor.
Ekol emin adımlarla üniversite yolunda
AVRUPA’nın en büyük kulak burun boğaz hastanesini açarak dikkatleri üzerinde toplayan Dr. Mehmet Baz, Çiğli’ye 150 yataklı kadın doğum hastanesi yapacak. Mehmet Baz, “Şu andaki hedefim üniversite. Bu işin onuru bu. Üniversiteyi açarak yaptığımız işleri taçlandırmak istiyoruz. Üniversite de Çiğli’de olacak. Ancak, hedefim önce kadın doğum ve çocuk hastanesi ile tüp bebek merkezi. Avrupa’nın en büyük kulak burun boğaz hastanesini Türkiye ve İzmir’e kazandırdık. Günde 600 hasta bakılıp, 40 civarında ameliyat yapılıyor. Ekol Göz Merkezi’ni hizmete açtık, ağız ve diş sağlığında hizmetimiz var” dedi.
Gastrik by pass ile 4 ayda 45 kilo verdi
MEDİCAL Park Hastaneler Grubu ve Mapfre Genel Sigorta, Türkiye sağlık sektöründe devrim niteliğinde bir ilke imza attı. SGK’lıların özel hastanelerde ödediği farkı ortadan kaldıracak, Türk sağlık sektörünün yıllardır beklediği ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’, Medical Park Hastaneler Grubu ve Mapfre Genel Sigorta işbirliğinde Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlandı.
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 98’inci maddesi kapsamında yürürlüğe girerken, bu kapsamda ilk anlaşmayı Medical Park Hastaneler Grubu yaptı. Medical Park İzmir Hastanesi Genel Müdürü Veysi Kubba, “Uygun rakamlarla sigorta yaptıran kişiler hastanemizden katkı payı ödemeden hizmet alabilecekler. SGK’nın karşıladığı bedelin dışında hastanenin aldığı bedelleri sigorta karşılayacak. Böylece hasta hem yataklı hem de ayaktan tedavilerini yaptırabilecekler” dedi.
“Medical Park olarak sağlıkta yeni bir açılım yapıyoruz. Vatandaş yıllık belli bir ücret ödemek suretiyle hastanemizde her hangi bir bedel ödemeden hizmetlerimizden faydalanabilecek. Mapfre Genel Sigorta ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde bir yılda ortalama 425-700 lira ödeme yapan vatandaş, hastanemize geldiğinde sadece 12 lira yasal katkı payını ödeyecek. Diğer hizmetler için hiçbir ödeme yapmayacak. Bu hizmet Ege Bölgesi için çok önemli bir açılım olacak. Bu yeni sistem hastanemiz için rahatlatıcı bir etken olacak. Çünkü artık vatandaşla aramıza para girmeyecek” diye konuştu.
Yeni sigorta sisteminin tamamen sosyal güvenlik tabanlı kurulduğunu anlatan Kubba, bireysel ve kurumsal olarak da başvuru yapılabileceğini kaydetti.
Kuzey Irak’a ikinci hastane
İZMİR Balçova’daki tarihi Agamemnon Kaplıcaları’nın bulunduğu yerde faaliyet gösteren Özel İdare’ye ait termal tesisler, yıllardır şifa arayan Norveçlilerin akınına uğruyor. 20 yılda 21 bin Norveçli’yi sağlığına kavuşturduklarını belirten Genel Müdür Turabi Çelebi, bu konuda tesislerin iddiasını ortaya koydu. Turabi, şu bilgileri verdi;
“Balçova Termal Otel’in ana konsepti sağlıktır. Bu bakımdan fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti verdiğimiz Kür Merkezi, romatik hastalıklarda sunulan fizik tedavi ve rehabilitasyon konusunda Avrupa’da ilk üçe girebilecek nitelikte, Türkiye’nin ise kendi kategorisinde bir numaralı tesisi. Her yıl Nisan- Kasım arasında, dört hafta konaklamalı 135’er kişilik Norveçli, tesisimizde kaplıca kür hizmeti alıyor. Ayrıca İsveç, Almanya, Danimarka’dan da konuklarımızı ağırlıyoruz” dedi.
2500 yıllık geçmiş
Termal tesislerin Başhekimi Dr. Salih Karakaya ise, termal otel ve bünyesindeki kür merkezinin profesyonel eleman, hijyeni, mimari yapısı, doğayla iç içe yerleşimi ve tedavi kapasitesi bakımından uluslararası standartları sağlayan Türkiye’nin en büyük termal otel ve tedavi merkezlerinden biri olduğunu anlattı. Tarihte “Agamemnon Kaplıcaları” olarak bilinen Balçova Termal’in son 25 yıldır da termal suyun doğal gücünü modern tıbbın imkanları ile birleştirerek hizmet verdiğini söyleyen Karakaya, şöyle devam etti;
“Her yıl 1500’ü yabancı yaklaşık 4500 hasta uzun süreli, 55 bin hasta da günübirlik tedavi alıyor. Bu yıl yirminci yılını dolduran organizasyon ile toplam 21 bin 725 Norveçli hasta otelimizde konaklamış ve merkezimizde tedavi almıştır. Her Norveçli hasta 4 haftalık konaklamalı tedavi kürü boyunca kaplıca, havuz, hidroterapi, elektroterapi, parafin, masaj, bireysel egzersiz, havuz içi ve dışı grup egzersizlerinden oluşan tedavi programına alınmaktadır. Bu organizasyon çerçevesinde hastaların tedavi sonuçlarına yönelik bilimsel araştırmalar tarafımızdan ve Norveçli doktorlar tarafından yapılmış ve hastalık kriterlerine göre yüzde 90’lara varan pozitif sonuçlar elde edilmiştir”
HANGİ HASTALIKLAR