Paylaş
Öyle ki, 2024 Sağlıklı Yaşam Trendleri’nde ilk sıraya, “Beslenme ile zihin sağlığını koruma” yerleşti. Peki, bu ne anlama geliyor? Hadi gelin, bugün yiyeceklerin ruh sağlığımız üzerinde ilaç gibi nasıl etki ettiğine bir göz gezdirelim.
* * *
Sağlıklı yaşam uzmanı ve bir hekim olarak yıllardır yeterli ve dengeli beslenmenin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirdim. Bugün de bu konu vesilesiyle sizlere beslenme alışkanlıklarınıza neden dikkat etmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü, konu oldukça mühim. Özellikle son 10 yıldır yapılan bilimsel araştırmalar, beslenme alışkanlıklarının psikolojik bozukluklarda önemli bir rol oynadığı ve hem fiziksel sağlığımızı hem de ruh sağlığımızı olumlu ya da olumsuz etkilediğini gözler önüne serdi. Sağlıksız beslenmenin bedenimize verdiği zararların dışında ruhumuzu da tükettiğini biz artık çok iyi biliyoruz. Bu nedenle tüm dünyada psikolojik sağlığı korumak için özel beslenme terapileri ile özel diyet programları oldukça fazla ilgi görüyor. Çünkü beslenme şeklinizin sizi mutlu da mutsuz da yapabildiği oldukça net bir bilgi.
BEDEN VE RUH SAĞLIĞI AYRILMAZ BİR İKİLİDİR
Ortaya çıkan birçok hastalık aslında zihinsel ve ruhsal kökenli olmasına karşın, bedensel kaynaklı sanılıyor. Bu durum da aslında büyük bir yanılsamayı beraberinde getiriyor. Çünkü ruh ve beden sağlığı ayrılmaz bir ikilidir. Birinin dengesinin bozulması, diğerinin de olumsuz etkilenmesine neden olur. Bu ikiliyi koruyabilmenin en iyi yollarından biri de doğru beslenmedir. Mesela gelin şimdi sağlıklı beslenmenin psikolojimiz üstündeki birkaç olumlu etkisine bir göz gezdirelim. Öncelikle sağlıklı beslenme, enerji seviyenizin artmasını sağlar. Ne kadar sağlıklı beslenirseniz, beyniniz de bir o kadar iyi çalışır ve motivasyonunuz güçlenir. İhtiyacınız olan vitamin ve mineralleri yeteri kadar aldığınızda stres, depresyon ve anksiyete ile daha güçlü savaşır, etkilerini azaltabilirsiniz. Dengeli beslenmek gün içerisinde ruh halinizin de iyi olmasını sağlar. Kilo almanızın önüne geçer. Kaliteli bir uyku uyumanıza yardımcı olur. Kaliteli uyku ise mutluluk ve huzur demektir. Çünkü uyku, beyninizi dinlendirir, hücre yenilemesini sağlar ve zihninizi güçlendirir. İyi bir uyku, aynı zamanda gününüzü dengeli, aktif ve verimli geçirmemizi sağlar.
RUH SAĞLIĞIMIZA İYİ GELEN BESİNLER
Beyin ve bağırsaklarımız arasındaki ilişkinin ne denli güçlü olduğunu biliyoruz. İkinci beynimiz olan bağırsaklarımız ne kadar mutluysa, bizler de o kadar mutluyuz demektir. Özellikle bağırsaklarımızda bulunan yararlı bakteriler, bu konuda bizlere yardımcı oluyor. Bu nedenle de probiyotik gücümüzü artırmamız çok önemli. Probiyotikleri takviye ya da beslenme yoluyla rahatlıkla alabiliyoruz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, herkesin ihtiyacı olan probiyotiğin farklı olması. O nedenle takviye olarak kullanılacaksa mutlaka hekim önerisiyle kullanmaya başlamak en doğrusu olacaktır. Eğer beslenme yoluyla probiyotik alacaksanız, sizlere ev yapımı yoğurt, kefir, lahana turşusu, boza, tarhana ve peynir tüketmenizi önereceğim.
* * *
Magnezyum eksikliği son yıllarda sık karşılaşılan sorundan biri. Magnezyum mineralini vücut kendi kendine üretemediği için gıda ya da ilaç takviyesi gibi yollar ile alınması gerekiyor. Vücudumuzda birçok hayati fonksiyona sahip olan bu mineralin eksikliği depresyona da yol açabiliyor. Bu nedenle beslenme programınıza ıspanak, pazı, roka gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, kabak çekirdeği, fındık, ceviz, badem, muz, avokado, somon ve yağlı balıkları almanızı öneririm.
* * *
Mutluluk hormonlarından biri olan serotonin seviyesinin vücudumuzda düşük olması da karamsarlık, öfke, depresyon ve depresif bir ruh halini beraberinde getiriyor. Vücudumuz serotonin hormonu salgıladığında ise neşeli, canlı ve zinde oluyoruz. Mutluluk veren gıdalarla kendinize bir beslenme planı oluşturmanız vücudunuzdaki serotonin miktarının artmasını sağlayabiliyor. Bunun için çikolata, peynir ve yumurta gibi triptofan içeren gıdalar ile muz, çilek gibi meyveler ve uskumru, sardalya, palamut gibi balıkları beslenme listenize mutlaka ekleyin.
* * *
Günlük hayatınızda çokça tükettiğiniz birçok gıda ise maalesef ki ruh sağlığınızın en büyük düşmanı. Bunların başında ise şeker geliyor. Öyle ki, şekerin her türlüsü ruh sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Ancak bir de nişasta bazlı fruktoz gibi saklanmış şeker var ki, o en tehlikelisi. Tatlı bir şeyler yenildiği zaman mutlu olunduğu zannedilir ancak aslında bu gıdalar, vücudun strese girmesine neden olur ve uzun vadede mutsuzluk getirir. Bu nedenle şekerin her türlüsünün hem bedensel hem de ruhsal sağlığın en büyük düşmanı olduğu unutulmamalıdır.
* * *
Hem beden hem de ruh sağlığınızın en büyük ikinci düşmanı ise trans yağlardır. Özellikle restoranlarda kızartma yağı olarak sıklıkla kullanılan bu yağ, tekrar tekrar kullanıldığı için tam bir sağlık düşmanı haline gelir. Aynı zamanda beyin sağlığımız için de büyük bir tehdittir. Margarin, pasta gibi unlu mamüller, patlamış mısır, dondurma, atıştırmalıklar, patates kızartması, çıtır tavuk gibi fast foodlar ile kahve kreması, trans yağların sık kullanıldığı ürünlerdir. Trans yağlar; hem ruhsal, hem zihinsel hem de bedensel sağlığınızı korumak için kesinlikle uzak durulması gereken yağlardır.
* * *
Vücudumuzda rekabet halinde olan iki önemli yağ asidi vardır. Bunlar Omega 3 ve Omega 6’dır. Bu ikilinin dengesini beslenme ile sağlamak oldukça önemlidir. Özellikle Omega 6 yağ asidi, beyne fazla girdiği zaman beyin hücrelerinin iletişim fonksiyonları bozulur. O nedenle beynin Omega 3 ve 6 dengesini bozmamak için ciddi gayret gösterilmelidir. Bu dengeyi sağlamak için Omega-6 yağ asidini bünyesinde barındıran pamuk yağı, mısır yağı, ayçiçek yağı, margarin ve paketlenmiş gıdaları beslenme listenizden çıkarmanız şart. Bunlar yerine Omega 3 bakımından zengin olan keten tohumu, ceviz, semiz otu, chia tohumu, keten tohumu ile somon, uskumru, hamsi ve sardalya gibi balıklar tercih edilmelidir.
Paylaş