Paylaş
Son zamanlarda bu şikâyetleri birçok kişiden sıkça duyuyorum. Etrafımızda tek kelimeyle bir yorgunluk salgını var gibi. İşin en ilginç yanı da bu yorgunluk halinin çoğu zaman yoğun tempodan, stresten, uykusuzluktan falan kaynaklanmıyor olması. Hatta çoğu zaman bu şikâyetlere neden olacak belirgin bir neden de bulunamıyor. Ancak emin olun ki, vücut öyle durup dururken alarm vermez. Sürekli yorgunluk hali ve halsizlik gibi belirtiler, vücudun size “Benimle ilgilen” deme biçimi olabilir. Herhangi bir hastalık olmadan da vücudunuzda meydana gelen bazı küçük eksiklikler ve düzensizlikler, sizi bu hale sokabilir. Hadi gelin bugün yaşam kalitenizi düşüren yorgunluk bulmacasının parçalarını birlikte inceleyelim. Belki sizinki de basit bir vitamin eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir.
BU ÜÇLÜ EKSİKSE ENERJİ HAYAL OLUR
Vücudumuzda eksikliği ciddi sorunlara davetiye çıkan “Demir, B12 ve Folik Asit” üçlüsü, bu tip yorgunluk sorunlarında aslında ilk baktırılması gereken değerlerdir. Çünkü demir eksikliğinde en sık karşılaşılan belirtilerden biri yorgunluk ve halsizliktir. Bunun temel nedeni, vücudun oksijen taşıma görevini üstlenen hemoglobin adlı proteini üretmek için demire ihtiyaç duymasıdır. Yeterli hemoglobin üretilemediğinde dokulara taşınan oksijen miktarı azalır ve bu da enerji kaybına yol açarak kişide yorgunluk hissine neden olur. Bunu bir araba gibi düşünün. Depoda benzin yoksa, ne kadar gazlasanız da gidemezsiniz. B12 ise sinir sistemi ve enerji metabolizmasında çok önemli bir vitamindir. Eksikliği durumunda yorgunlukla birlikte unutkanlık, baş dönmesi, dikkat dağınıklığı gibi başka şikâyetler de baş gösterebiliyor. Folik asit eksikliği de benzer belirtiler yapabilir. Özellikle vejetaryenler ve bazı mide-bağırsak sorunları olan kişiler bu vitaminlerde daha fazla eksiklik yaşayabiliyor. Kan testleriyle bu üçlüyü kontrol ettirmek hem kolay hem de çok yol göstericidir. Eksikse, yerine konduğunda vücudunuzun nasıl canlandığına şaşırabilirsiniz.
D VİTAMİNİ REZERVLERİNİZ NE DURUMDA?
Maalesef ki güneşi bol bir ülkede yaşayıp, D vitamini eksikliği çeken bir toplumuz. Çünkü yeterince dışarıda vakit geçiremiyor ya da vücudumuzun D vitamini sentezini yapacağı saatlerde dışarıda olamıyoruz. Oysaki, D vitamini vücudumuz için sandığınızdan çok daha değerli bir vitamin ve enerji seviyemiz için de kritik bir öneme sahip. Özellikle bağışıklık sistemimizin düzgün çalışması ve kemiklerimizin güçlü kalması için D vitamini şart. Eksikliği durumunda ise sık karşılaşılan belirtiler arasında kas ağrıları, sürekli yorgunluk hali ve halsizlik yer alır. Özellikle gün boyu kapalı alanlarda çalışanlar ve vücudunu tamamen örten giysiler giyenlerde D vitamini eksikliği yaygın yaşanan sorunların başında gelir. Eksiklik yaşamamak için her gün, özellikle sabah saatlerinde 15-20 dakika güneşe çıkmak çok önemli. Tabi bu sırada koruyucu krem sürmeden güneşlenmek gerekiyor. Çünkü kremler, D vitamini sentezini engelleyebiliyor. Kısa bir süre bile olsa, güneşle temasta bulunmak vücudun ihtiyacını karşılamaya yardımcı olabiliyor. Eksikliği yorgunluk, halsizlik, hatta depresif ruh haliyle bile ilişkilendirildiği için bu vitamin değerinize baktırmanızda fayda var.
SESSİZ SABOTAJCI: TANSİYON DÜŞÜKLÜĞÜ
Yüksek tansiyon sıkça gündeme gelir ama düşük tansiyon (hipotansiyon) da sanıldığından çok daha yaygın ve can sıkıcı bir durumdur. Özellikle enerjinizi alıp götürmesiyle, günlük hayatınızı fark ettirmeden etkileyebilir. Eğer tansiyonunuz genellikle 90/60 civarındaysa ve gün içinde ani düşüşler yaşıyorsanız, bu durum halsizlik, bitkinlik ve genel bir yorgunluk hissi yaratabilir. Düşük tansiyon, genetik yatkınlıkla ilgili olabileceği gibi bazı dış etkenler de bu durumu tetikleyebilir. Yetersiz su içmek, tuz eksikliği, bazı ilaçların yan etkileri, düzensiz ya da yetersiz beslenme tansiyonu düşürebilir. Özellikle sıcak havalarda yeterince sıvı almamak, vücutta su kaybına ve dolayısıyla tansiyon düşmesine neden olabilir. İyi haber şu ki; düşük tansiyon genellikle ciddi bir sağlık sorunu değildir ve basit yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Ama her şeyden önce tansiyonunuzu ölçtürün. Çünkü vücudunuzun normal değerlerini tanımak, neyin anormal olduğunu anlamanızı kolaylaştırır.
RUH HALİNİZ NE DİYOR?
Fiziksel olarak her şey normalse ama hala enerjiniz düşükse, belki de ruhsal bir duruma bakmak gerekiyor. Çünkü depresyon, sadece üzgün olmak değildir. Genellikle hayattan keyif alamama, motivasyon kaybı ve kronik yorgunluk gibi belirtilerle de kendini gösterir. Eğer uzun süredir bu şekilde hissediyorsanız, bir uzmandan yardım almak sizi hem duygusal hem fiziksel olarak hafifletebilir. Çünkü zihinsel yorgunluk, bedensel yorgunluktan çok daha zorlayıcıdır. Unutmayın, vücudunuzun verdiği her sinyal çok değerlidir. Yorgunlukta bunlardan biri. Yaptıracağınız basit kan tahlilleri ile sorunun kaynağını bulabilir ve hayat kalitenizi baştan yazabilirsiniz.
Paylaş