Sosyal medyada kaybolan sağlık

Hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya, artık bir alışkanlıktan ziyade bağımlılık haline gelmiş durumda.

Haberin Devamı

Çünkü artık birçok kişinin günlük rutini, sabah gözünü açar açmaz telefona uzanmak, bildirimleri, hikâyeleri, beğenileri ve mesajları kontrol etmek oluyor. Birçok kişi ise gece yatağa uzandığında elinde telefon varken uyuyakalıyor. Gün boyunca elimizden düşmeyen bu ekranlar, bizleri sürekli dijital bir akışın içinde tutuyor ve bu nedenle günün çoğunluğu sanal dünyada geçiyor. Peki bu akışın, özellikle de sosyal medyanın, ruh ve beden sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri ne kadar fark ediliyor? Sosyal medya platformlarında geçirdiğiniz her bir saatin size nasıl zarar verdiğini hiç düşündünüz mü? Bu yazıyı okurken “Hocam, nasıl bir tehlike olabilir ki?” diye soruyor olabilirsiniz. Ancak şunu net bir şekilde bilmelisiniz ki, kontrolsüz sosyal medya kullanımı, zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığımızı sinsice tehdit ediyor. Özellikle çocuklar ve gençler için! Ekran başında geçirilen saatler, stres, anksiyete ve uyku bozuklukları gibi ciddi sorunların sessiz habercisi haline geldi bile. Artık tehlike kapıda değil, çoktan içeri girdi!

Haberin Devamı

Sosyal medyada kaybolan sağlık

GÖRÜNMEYEN SALGIN: DİJİTAL BAĞIMLILIK

Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi ve her yaştan insan üzerindeki etkileri artık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaştı. Çünkü dijital dünyada geçirilen saatler, her geçen gün ile birlikte artıyor ve bu durum sosyal medya bağımlılığını da beraberinde getiriyor. Araştırmalar, sosyal medya kullanımının özellikle genç yaş gruplarında dopamin salgısını tetiklediğini gösteriyor. Yani bir beğeni, bir yorum, bir takipçi bildirimi, beyinde “ödül” mekanizmasını çalıştırıyor. Bu ödüller ise zamanla bir bağımlılığa dönüşebiliyor. Sosyal medya bağımlılığı; tıpkı madde bağımlılığı gibi kullanıcıda fiziksel olmasa da psikolojik bir yoksunluk yaratıyor. Bunun sonucunda da bir süreliğine bile telefondan uzak kalmak, gençlerde sinirli ruh hali, huzursuzluk ve dikkat dağınıklığı gibi belirtiler ortaya çıkmasına neden oluyor.

Haberin Devamı

STRES VE ANKSİYETENİN YENİ KAYNAĞI: SOSYAL MEDYA

Sosyal medyada kaybolan sağlık

Sosyal medya günümüzde artık tek kelimeyle yeni stres ve anksiyete nedenlerinden biri oldu diyebiliriz. Çünkü herkesin en mutlu, en başarılı ve en güzel anlarını paylaştığı bu sanal dünya, özellikle genç bireylerin kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslama eğilimine girmesine neden oluyor. Bu kıyaslamalar ise çoğu zaman yetersizlik duygusunu tetikliyor. “Ben neden onlar gibi değilim?” sorusu, bireyin öz güvenini zedeleyip, stres ve anksiyeteyi artırıyor. Ayrıca çocukların psikolojilerini çok ciddi anlamda bozan diğer önemli tehlike ise siber zorbalık. Hakaretler, dışlamalar, kötü niyetli yorumlar; özellikle ergenlik dönemindeki bireyler üzerinde yıkıcı etkilere yol açarak, psikolojik travmalara neden olabiliyor. Dijital zorbalık, gerçek hayattaki gibi kolayca unutulmuyor;  kalıcı izler bırakıyor. Tüm bunların sonucunda ise yetersizlik hissi, öz güven kaybı, anksiyete ve stres artışı kaçınılmaz oluyor.

Haberin Devamı

MAVİ IŞIĞIN SESSİZ SALDIRISI

Birçok kişinin gece yatağa uzandığında ilk işi eline telefonunu almak ve sosyal medyada gezinmek oluyor. Hatta telefon elinde uyuyakalanlar bile var. Ancak elinizde telefonla geçirdiğiniz her anın, uyku kalitenizi düşürdüğünü unutmamalısınız. Çünkü mavi ışık, melatonin üretimini baskılayarak, uykuya dalma sürecinizi geciktiriyor. Sürekli gelen bildirim sesleri, “bir göz atayım” diyerek geçirilen dakikalar, sağlıklı bir uyku düzenini tamamen alt üst ediyor. Yeterince uyumayan bireylerde ise dikkat dağınıklığı, hafıza sorunları, duygu durum bozuklukları ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi pek çok sorun ortaya çıkabiliyor. Genç yaşta düzensiz uyku alışkanlığı edinmek ise uzun vadede ciddi sağlık problemlerine davetiye çıkarıyor.

Haberin Devamı

Sosyal medyada kaybolan sağlık

BEDENSEL SAĞLIĞINIZI DA OLUMSUZ ETKİLİYOR

Sosyal medyada geçirilen saatler, fiziksel aktivitenin yerini aldığı için de hareketsiz yaşam tarzını teşvik ettiğini de söyleyebiliriz. Artık insanlar, hava almak için dışarıya çıkıp yürümek yerine koltuklarında oturup, sosyal medyada zaman geçirir bir hale geldi. Ancak şunu unutmayın ki, uzun süre hareket etmeden oturmak; duruş bozuklukları, boyun ve bel ağrıları gibi ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Göz kuruluğu, baş ağrısı ise dijital ekranlara uzun süre bakmanın bedeli haline gelmiş durumda.

DİJİTAL DÜNYADA SAĞLIKLI KALMAK MÜMKÜN MÜ?

Dijital dünyadan tamamen uzaklaşmak elbette ki, gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Ancak sağlıklı bir denge kurmak mümkündür. Öncelikle, sosyal medya kullanımını sınırlamak için bilinçli farkındalık geliştirilmelidir. “Dijital detoks” kavramı bu bağlamda oldukça önemli. Haftada bir gün ya da belirli saatlerde sosyal medyadan uzak kalmak, zihni dinlendirmek için etkili olabilir. Ailelere ise büyük görev düşüyor. Anne ve babalar, evde bir “dijital kullanım kültürü” oluşturarak, çocuklarını koruyabilirler. Sosyal medya çağında yaşıyor olabiliriz ancak sağlığımızı dijital akışa teslim etmek zorunda değiliz. Bilinçli kullanımla, hem ekranla barış içinde olabilir hem de sağlıklı bir yaşam sürebiliriz.

 

Yazarın Tüm Yazıları