Paylaş
The Mandalorian
Grogu tam bir diva
◊ Başarılı bir futbolcuyken kariyerinizi noktalayıp oyunculuğa geçtiniz... Oyunculuğun ardından yönetmenlik de yaptınız... Greef karakterine hayat verdiğiniz “The Mandalorian”ın ikinci ve üçüncü sezonda birer bölüm de yönettiniz... Kariyerinize dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz?
- Carl Weathers: Tüm bunlar rüyamın bir parçası... Zanaatı öğrenmek, şimdiye kadar birlikte çalıştığım tüm büyük yönetmenleri gözlemleyebilmek ve harika malzemelerle, harika oyuncularla çalışmak için daha onlarca yılım daha varmış gibi hissediyorum. Sadece işimi yaparken iyi vakit geçiriyorum.
◊ Greef karakterinin üçüncü sezon yaşadığı değişimi nasıl yorumluyorsunuz?
- Carl Weathers: Yapımcı ve senaristlerimiz, tüm karakterlerin ilk üç sezon boyunca gelişmesini sağladılar. Değişen bir role sahip olmak harika bir duygu...
Her oyuncu, karaktere başlarken zamanla ona deneyim ve bilgi kazandırır.
Üçüncü sezonda izleyici Greef karakterini daha yakından tanıma şansı buldu.
◊ Emily, yeni sezonda canlandırdığınız The Armorer karakterine daha fazla yer verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Emily Swallow: The Armorer’in insanların işlerine biraz daha karışmasını seviyorum. Yeni arkadaşlar edinmesi hoşuma gidiyor. Grogu için biraz daha devasa bir zırh yapmak büyük bir zevkti.
◊ Grogu ile çalışmak sizin için nasıl bir deneyimdi?
- Giancarlo Esposito: O çocuk kesinlikle büyüleyici... Tam bir diva... İnkar edilemez şekilde en iyi sahne ortağım oydu. ‘Dizinin yıldızı bu ve o çocukla her sahneyi istiyorum’ dedim... Şimdiye kadarki en şirin karakter Grogu diyebilirim.
Andor
Senaryo çok iyi yazılmış
◊ Star Wars galaksisini yeni bir bakış açısından ele alan “Andor” izleyici tarafından çok beğenildi... Dizi ve canlandırdığınız Dedra karakteri hakkında neler söyleyeceksiniz?
- Denise Gough: Senaryo gerçekten çok iyi yazılmış... İzleyicinin başlangıçta Dedra’yı sevmesi beni gerçekten etkiledi ama üzgünüm, o süper kötülerin tarafında gibiydi.
◊ Bix karakterini yeni sezonda neler bekliyor?
- Adria Arjona: Keşke hepsini açıklayabilseydim ama en fazla şu kadarını söyleyebilirim, tüm karakterlerin gelişimini ve büyümesini görmek beni heyecanlandırıyor. İkinci sezonda her karakterin üç farklı versiyonunu göreceğiz.
Ve benim için bu çok heyecan verici çünkü Bix’i birinci sezonda o kadar karanlık ve eziyetli bir yerde bıraktık ki bu sefer onun çok farklı bir versiyonunu göreceğinizi düşünüyorum.
◊ Bix’in sevdiğim yönlerinden biri de her zaman elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışması...
- Adria Arjona: Bix kadar iyi birini oynamanın gerçekten zor olduğunu düşünüyorum. Bence halkı için ayağa kalkıyor. Eğer Ferrix gezegeninde yaşıyorsanız, birbirinizi korur ve kollarsınız. Yani bir arkadaşınız sizden yardım istediğinde, kendi zararınıza olacağını bildiğiniz halde o kişiye yardım edersiniz. Bix de bu kültürden geldiği için halkı mücadele etmekten vazgeçmiyor.
◊ Kyle, bir ‘ahmak’ rolünü oynamak nasıl bir his?
- Kyle Soller: Aynı soruyu bir buçuk yıldır kendime soruyorum. (Gülüyor) Evet, bu gerçekten zor. Bir taraftan ise eğlenceliydi çünkü o kendi kendisinin en büyük düşmanı ve çok çelişkili, çok işe yarayan, çok özenti bir süper kahraman. Herkesin kendisinden önce başarısız olduğunu hissettiği bu ihtişam sanrılarına sahip. Ve gerçekten sadece iyi bir iş çıkarmak istiyor ve aynı zamanda annesi için en iyi evlat olmak istiyor. Sanki, çok dokunaklı ama çok çelişkili ve aslında ne istediğini bilmiyor, gerçekten biçimsiz. Bana göre henüz yetişkin değil.
İmparatorluğun bu kesinlikle sıkıcı sıradanlık tarafının ayaklarını bulduğunu, yeni bir umutta bulduğumuz şişirilmiş türden büyük bir yapı haline geldiğini ve Syril Karn’ın bunun tuhaf kurumsal yapısında yolunu bulduğunu görmek... Bütün bunların senaryolarını okumaya başladığımda “Ne? Bu Star Wars değil. Bu sanki...” gibiydim...
Paylaş