◊ Müzik dünyası ile başlayalım... Özgüven eksikliği, depresyon, uyuşturucu daha mı yaygın müzik dünyasında? Konser turları ve canlı performanslar sizde “en iyisini yapma” baskısı yaratıyor mu?
- Sahne ışıkları altında olmak bu dediklerın için ortak payda diye düşünüyorum. Tabii bir de yaratıcı birey olmak... Birçok oyuncu, ressam, heykeltıraş, yazar ve besteci, normal insanlara göre daha uçlarda yaşıyor ve üretmek için aşırıya kaçmaktan çekinmiyor. Birçoğunun kişiliği deliliğe eşdeğer sayılabilir. Ben onlardan biri değilim. Pozitif ve iyi insan olmak için çok uğraş veriyorum. Asistanlarım burada, onlara da sorabilirsin. Sanatçı olarak, insan olarak, anne-eş olarak iyi olmaya odaklıyım.
◊ Müzikten sonra sinemaya da giriş yaptınız ve ilk animasyon filminizde çirkin bebek Moxy’yi seslendirdiniz... Nasıl gelişti...
- Her zaman şarkı söylemeyi seven bir çocuktum. Ama aynı zamanda animasyon filmlerine de hayrandım. Hayallerimden biri animasyon filminin bir parçası olmaktı.
Gerçi hangi çocuk bu hayali kurmaz, değil mi?
Sonunda hayalimi gerçekleştirdim. Herkes filmi çocuklarım için yaptığımı düşünüyor. Ama yanılıyor.
Anne olduğum için kabul etmedim, kendim için kabul ettim. Ayrıca filmin mesajını da çok sevdim.
İntikam hikayesinin arkasındaki duygusal sebepler miydi izleyiciyi etkileyen, yoksa John Wick’in cool stili, işindeki ustalığı, gizemli tavrı, yakışıklılığı mı filmi seri haline dönüştürdü...
Ya da ilginin sebebi John Wick’e hayat veren Keanu Reeves mi...
Bunca yıldır Los Angeles’ta yaşıyorum.
Kendimi bildim bileli aktörlerin-aktrislerin hayatlarına, hikayelerine ilgi duyarım...
Okurum, araştırırım...
Aslında sadece yaptığı işlerle anılan çok fazla oyuncu var. Yüzlerini oynadıkları karakter dışında göstermek istemiyorlar.
◊ “John Wick Chapter 3 – Parabellum” 16 Mayıs’ta gösterime girecek. Bu film için yaptığınız fiziksel hazırlıklar ve köpeklerle olan eğitim sürecinizi konuşarak başlayalım mı röportaja?
- Tabii... Kariyerimde en sert ve titiz fiziksel hazırlık dönemini “John Wick”te yaşadım diyebilirim. Judo, aikido, kung fu’nun yanı sıra profesyonel şekilde silah kullanmayı da öğrendim. 6 ay boyunca günde 8 saat dövüş eğitimi aldım, sonrasında atış poligonunda silahla çalışmalar yaptım. Günü 2-3 saat süren köpek eğitimleri ile tamamladım.
◊ Köpeklerle eğitim süreci nasıl geçti?
- Harikaydı... Zaten benim 2 köpeğim var. Tam bir hayvanseverim.
◊ Filmde de 2 köpeğiniz vardı, role hazırlanırken yine 2 köpekle mi çalıştınız?
- Hayır 5 köpekle... Köpeklerin de dublörü var çünkü... Bazı köpeklerin yüzleri güzel, onları yakın çekimlerde kullandık, diğer köpekleri de aksiyon sahnelerinde...
52 YAŞINDAYIM AMA GÜÇLÜYÜM
◊ Çekimlerdeki önemli ya da sizi mutlu eden anlardan bahseder misiniz?
- Scarlett Johansson: Bu filmler çoğu zaman çok hızlı tempolu ve hareketli olur. Karakterlere odaklanmak yerine entrika ve intikama odaklanır. Ama bu filmde izleyiciler bizi, karakterlerimizi görecek. Beni bu durum mutlu etti. Onun yanı sıra çok büyük, deneyimli ve ayakları yere basan bir ekiple çalıştık. Bir süper kahraman filminde onlarla aynı duygu yoğunluğunu yaşamak da etkileyiciydi.
◊ Aksiyon sahnelerinde sizi çok zorlayan bir an oldu mu?
- Karen Gillan: Aksiyon sahneleri bizim için sıradan sahneler sınıfına giriyor artık. Marvel filminde yer alıyorsan uçmak, düşmek, kalkmak oyuncunun rutini oluyor.
◊ Scarlett uzun zamandır Marvel Cinematic Universe’ün bir parçasısın. Hâlâ “bu türde yapmadığım şeyler var” diyor musun yoksa “tamam, 10 yıldır bu türde yapılabilecek her şeyi yaptım” düşüncesinde misin?
- Scarlett Johansson: Artık piştim diyorum. Karakterim 10 yıl boyunca kendini anlamaya ve keşfetmeye çalışırken, ben de bu türde piştim, olgunlaştım.
◊ 2000’li yılların başlarında yaptığınız küçük bağımsız filmlere, daha dramatik ve derin karakterlere dönmeyi düşünüyor musunuz?
◊ Hayatınızdaki 3 önemli dönüm noktası ile başlayalım mı...
- Sadece 3 tane mi? Doğmak, evlenmek ve çocuk sahibi olmak... Bunlar en iyi ve en büyük üç dönüm noktası. Gerçi cevabımı beğenmedin gibi bir halin var...
◊ Genel bir cevap oldu... Neden evlenmek önemli bir dönüm noktasıydı sizin için?
- Çünkü eşim benim ruh ikizim. Mükemmel uyum sağladığım bir insan. Böylesine büyük bir dünyada, milyarlarca insan içinde ‘işte o kişi’ dediğin birini bulmak oldukça zor. Evlilik, eş seni sen yapan, şekillendiren, kim olduğunu belirginleştiren şeyler.
◊ Sözleriniz çok ikna edici...
- İkna edici olduğumu söylerler.
◊
Evim konferans merkezine yakın olduğu için günler öncesinde galanın yapılacağı salonun önünde kamp kuran fanları görüyordum.
Açıkçası ben de filmi izlemek için sabırsızlanıyordum. Nisan ayının başında Las Vegas’ta düzenlenen sinema konferansında Marvel Stüdyoları’nın bu filmde çıtayı çok yükselttiğini dinlemiştim...
Teknolojideki seviyenin yanı sıra acaba gerçekten bazı karakterler için bir dönemin sonuna mı gelindi diye çok merak ediyordum...
Dün akşam tüm meraklarımı giderdim...
◊ Filmde neler olup biteceğini bilmiyoruz ama adından yola çıkarsak bir dönemin sonuna geliyoruz gibi. Filmin izlediğim bölümünde Tony Stark veda ediyordu. Hazır mısınız..
- Eğer eğlence dünyasında çalışıyorsak, arkadaşlıklar kurmaya, işbirliklerine olduğu kadar ayrılıklara ve kopmalara da alışık olmalıyız.
Yapımcımız Kevin Feige bize bir araya gelip çalışma olanağı sağladı. “Iron Man”e başladığımda 40’lı yaşlarımdaydım şimdi 50’lerdeyim. Böylesine büyük ve heybetli bir filmin aynı zamanda bu kadar samimi olması garip geliyor.
◊ “Avengers: Endgame”in çekimlerine başlamadan önce sonunun nasıl olacağını biliyor muydunuz?
- Filmde süper kahramanları oynayan tüm oyuncuların yapımcılarla diyaloğu var. Ayrıca unutma Marvel dünyasında hiçbir şey son değil. Aklına gelmeyecek araç gereçlere sahipler. Her an aklına gelmeyecek hikayeler, hileler oluşabilir.
◊ “Avengers: Endgame” bilet ön satışlarında rekor kırmaya devam ediyor. Bu ilginin sebebi ne sizce?
- Kendini çok ciddiye alan hiçbir film ilgimi çekmiyor. Süper kahraman filmlerinin bu kadar etkileyici olması bana da ilginç geliyor. İnsanlar bu filmlere kendilerini çok kaptırıyorlar. Ben dahil... Bu filmlerde rahatlık, mizah, teknoloji ve kahramanlık var.
◊ Genelde sizi aksiyon filmlerinde izliyoruz. Fakat “Hellboy”da farklı bir durum var. Aksiyon filmlerinden sonra sakinliği daha mı çok sevdiniz?
- 20 yıldan fazla zamandır aksiyon filmleri yapıyorum. Aksiyon filmleriyle ilgili her türlü bilgiye hakimim. 20 yılı aşkın süredir öğrendiklerimi “Hellboy”da kullanamayınca kendimi işe yaramaz hissettim. Fakat böyle önemli bir çizgi romanın bir parçası olmak, aksiyon filminde oynayıp elegant ve gizemli bir karaktere can vermek mutluluk verdi. Nimue bana göre kötü karakter bile değildi. Bence filmde benim dışımda herkes kötü. Ben iyiydim...
◊ Filmde Nimue, Hellboy karakterinin kendisini anlaması için yardımcı olmaya çalışıyor ama Hellboy anlamamakta ısrar ediyor. İyi ya da kötü nasıl tanımlanır? Siyah ile beyaz arasında aslında gri alan var mı?
- Bu filmde çok fazla gri alan var... Özellikle Nimue karakterinde. Dediğin gibi Nimue insanlar ve canavarlar arasında barış sağlamak istiyor ama etrafındaki erkekler kafasını kopartıp cehenneme yolluyor. Kabullenmiyor. Günümüzle ne kadar uyumlu öyle değil mi... Ne zaman kadın güzel fikirle gelse etrafındaki erkeklerin engeline takılmıyor mu?
◊ The Fifth Element’teki rolünüz Leeloo gibi dünyayı kurtarmaya çalışmak mı yoksa Nimue gibi yok etmeye çalışmak mı daha eğlenceli?
- Bir şeyleri yapmaya çalışmak yıkmaya çalışmaktan daha zor. O yüzden dünyayı yok etmek daha eğlenceli. Ayrıca aktörler çoğu zaman kötüyü oynamaktan daha çok zevk alırlar. Aktör için kötüyü çözmek ve neden kötü olduğunu keşfetmek daha eğlenceli.