Paylaş
TARİHİ binaları gece ses ve ışık gösterileriyle yaşatmak, özellikle Fransa'da uzun zamandır başarıyla yapılan bir turizm faaliyeti. Herhalde o yüzden, Turizm Bakanlığı 1974'de Sultanahmet’teki ses ve ışık gösterisini bir Fransız firmasına (Fiat Lux) yaptırmış.
Şu anda bu hizmeti TAÇ Vakfı (Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı) sürdürüyor. Üç görevli, canla başla çalışıyor. Yazın her akşam, iki namaz arasında, 40 dakika boyunca Sultanahmet Camii renk renk ışıklarla aydınlanıyor, Nevit Kodallı'nın müziğiyle, Türk, İngiliz, Fransız, Alman tiyatrocuların sesleriyle çınlıyor.
Ama bir şey anlaşılmıyor!
Çünkü aradan 26 yıl geçmiş. Kayıtlar eskimiş. Türkçe metni anlamak hemen hemen imkansız hale gelmiş. Padişah, Sadrazam, Cami, Mimarbaşı, minare, kubbe vb. gibi Osmanlı tarihine has bazı terim ve kavramlara zaten aşina olmayan turistler, acaba yabancı dildeki metni ne kadar duyabiliyor, ne anlayabiliyor? Merak ediyorum.
Oysa, Turan Oflazoğlu'nun metni ilginç. Bir küçük piyes gibi yazılmış. Benim en çok beğendiğim yönü, Sultanahmet Camii yapılırken, gerek Padişah I. Ahmet'in, gerekse mimarı Sedefkár Mehmet Ağa'nın Ayasofya'yla, Süleymaniye'yle, Selimiye'yle yarışmak, onları geçmek için yaşadıkları gerilimi, tereddütleri, korkuları başarıyla yansıtması.
Ama sanmayın ki bunu Sultanahmet'te bir akşam gösteriyi izlerken farkettim. Geçen yaz bir, bu yaz iki kere seyrettim gösteriyi. Ama tek kelime anladıysam Fransız olayım! Yazılı metinden okumak zorunda kaldım.
Bu kadar özenle hazırlanmış, bu kadar çok sayıda büyük sanatçının imzasını taşıyan bir gösteri eski bantlarda eskimemeli.
Neyse ki teknoloji var. Turizm Bakanlığı ya da TAÇ Vakfı her biri 40 dakikalık, dört dildeki bu bantları rahatlıkla kurtarabilir.
O zaman Sultanahmet'te bir yaz akşamını hiç bir şeye değişmem.
Paylaş