Ayşe Baykal

Şeriatten önce adalet lazım

18 Ocak 2015
Geçen gün Facebook'ta, İslami hassasiyeti olan bir arkadaşım şöyle yazmış: "Bize şeriattan önce adalet lazım."

Niye böyle bir şey yazma ihtiyacı hissetti diye sormadım ama o günden sonra kendime sordum.

Türkiye’deki cemaatleri az- çok bilen biri olarak, yarın bir seçim olsa ve bu cemaatler seçime girse hangisine oy verirdim?

Cevabım “Hiçbirine” oldu.

Hatta bu cemaatlerin karışında adalet hususunda güvenebileceğim seküler bir oluşum olsa destek verebileceğime karar verdim.

Neden böyle düşünüyorum?

Yazının Devamını Oku

Ertuğrul Özkök ve özür

14 Ocak 2015
Sivil Dayanışma Platformu, Ertuğrul Özkök'ün köşe yazısına istinaden gazetelere tam sayfa ilan vererek "Hedef gösterme ve misilleme geleneğini" başlatmış oldu.

Verilmek istenen “Sen geçmişine bak ona göre konuş” mesajında aralara serpiştirilen başörtülerle ilgili mevzuyu çözemediğimi belirterek arkadaşlara seslenmek istiyorum.

YAKIŞMADI...

........

Bugün sizlerle Nureddin Yıldız Hoca ile yaptığım röportajı paylaşacaktım. Kendisiyle görüştüm, sorularınızı ve sorularımı ilettim. Fakat vakıf bünyesinde aldıkları karar üzerine bu hafta yayımlayamıyorum.

Yazının Devamını Oku

Paris nere, masum müslüman nere?

9 Ocak 2015
Hep savunduğum ve savunacağım bir gerçek var. Yanlışın 'ama'sı yoktur. Yanlış yanlıştır.

Paris’teki dergiye yapılan baskın hangi sebepten olursa olsun yanlıştır.

Terördür.

Ben katliamın sebebinin Peygamberimize atfen yapılan karikatür olduğuna inanmıyorum. Bunu Müslümanları savunma amaçlı da söylemiyorum.

Gerek ülkemizde gerek dünyada yaşananlar bize çok net bir tablo çiziyor uzun zamandır. Bir güç savaşı yaşanıyor ve bu savaşta ister Müslüman olsun, ister Hıristiyan olsun, istek Yahudi olsun kimsenin derdi din değil.

Yazının Devamını Oku

Trans Terörü

8 Ocak 2015
Eylül hüzün demekti değil mi?

“Birçok insan benim arkadaşım değilmiş. Herkesi vicdanı ile baş başa bırakıyorum. Ben artık yapamıyorum, bunu öğrendim. Herkesin istediği şeyi yapıyorum. 24 yaşımda hayatımı sonlandırıyorum. Yapamadım, çünkü insanlar bana izin vermedi. Çalışamadım, bir şeyler yapmak istedim ama yapamadım... Herkesi Allah ile baş başa bırakıyorum ve şu an Boğaziçi Köprüsü’ne doğru gidiyorum. Yarın gazetelerin 3., 4., veya 1. sayfalarında benim adımı duyacaksınız. Hepinizi öpüyorum.”

Hayatına son veren Eylül Cansın’ın son sözleri bunlar. Sadece bir saniyeliğine Eylül’ün kardeşimiz, arkadaşımız olduğunu düşünelim. İntihar etmeden önce bıraktığı bu son mesajı okuduğumuzda hiç mi yüreğimiz sızlamazdı? Bir şey yapamamanın verdiği suçluluk duygusunu hissetmez miydik?

….

Annesi yetkililere sesleniyor; “Çaresiz bir annenin feryadı olarak tüm dünyanın duymasını, yetkililerin çocuğumun katillerini bularak cezalandırmasını istiyorum.”

Evet, Eylül’ün katillerinin bulunması lazım. Çünkü Eylül intihar etmedi, cinayete kurban gitti.

Yazının Devamını Oku

Mucize

8 Ocak 2015
Dün, "İmanın şartları kaçtır?" konulu bir yazı paylaşmıştım. Bir okur "İmanın tek şartı vardır, o da vicdandır." diye yazmış.

Vicdan, imanın şartı değildir ama insan olmanın şartıdır.

Jean Paul Sartre, “Aydın olmanın iki koşulu var:” diyor; “Vicdan ve sorumluluk”…

Vicdan, bir insanın adaletli olabilmesinin en önemli mihenk taşıdır.

Vicdan ve adaletin bir Müslüman’da olması elbette güzeldir ama Müslüman olmayan bir insan da pekala vicdanlı ve adaletli olabilir.

Yazının Devamını Oku

İmanın şartları kaçtır?

7 Ocak 2015
Ülkemizdeki tüm hoca efendilerden bir ricada bulunmak istiyorum.

Biliyorum, gündemleri yoğun ama “Kadınlara ayar verme” mevzusuna biraz ara verip, ülkemiz insanı için daha elzem bir hususu gündeme getirmelerini ivedilikle talep ediyorum.

“Namus elden gidiyor!” diye bağırıp çağırıyorsunuz amma asıl Müslümanlık elden gidiyor, haberiniz yok. Durum vahim. Üstelik bu sorumlusu da Müslümanlar.

“İslam’da Kadın”ı konuşurken, tartışırken kadınların onurunu kırdığınızın farkında bile değilsiniz.

En basiti bir hoca efendinin sosyal medyada kendisine soru soran bir genç kızın onuruyla dalga geçmesini dahi sorgulayamıyoruz. “Allah, ‘Kardeşinizin kusurunu örtün.’ demiyor mu hocam? Peki, sizin yaptığınız şey nedir?” diyemiyoruz.

Yazının Devamını Oku

Sümeyye Erdoğan aday olursa ne olur?

4 Ocak 2015
Seçimler yaklaşıyor. Adil Gür'ün "2015 seçimleri Cumhuriyet Dönemi'nin en önemli seçimleridir." açıklamasından anlayacağımız zor ve renkli bir dönem bizleri bekliyor.

Genelde gerek kırsal gerek şehir hayatında erkek çocuğun babanın yanında yer alması beklense de zamanımızın kızları bu tabuyu yıktı.

Muhafazakâr kesimdeki kızlar da erkekleri sollamış vaziyette. Kızlar çıtayı yüksek tutuyor.

Mesela, Saadet Partisi’nde Erbakan Hoca’nın oğlu Fatih Erbakan değil de kızı Elif Erbakan liderliğe aday olsaydı çok başarılı olurdu. Elif Hanım, hitap kabiliyeti ve siyasi nezaket yönünden babasının ‘gen’lerini taşıyor.

Yazının Devamını Oku

Bir yabancının telefonunu dinleyebilir misiniz?

2 Ocak 2015
Son zamanların değişmez gündemi; Telefon Dinlemeleri… Bazen göze de hitap edebilmek adına kaset yayınları da çıkıyor.

Hak ve Hakikat Partisi Genel Başkanı Dursun Güneş, 2015 seçimlerine yakın, ortaya çıkacak yeni kasetlerin sinyalini verdi. Yani görsel (!) açıdan renkli bir seçim bizi bekliyor.

Seçim öncesi, Siyasi Parti Genel Başkanlarının işi zor görünüyor. Milletvekili adaylarının kaseti var mı yok mu? Kriterlere eklenecek en önemli madde bu olacak.

Neyse konumuz bu değil.

Ben telefonları dinlenenleri değil, dinleyenleri konuşmak istiyorum bugün.

Yazının Devamını Oku