Başkent mönüsünde biber gazı vardı

BAŞKENT Ankara da tüm Türkiye gibi önceki gün memur greviyle sarsıldı.

Evet memurların grevi, hayatın nasıl da sekteye uğrayabileceğini gösterdi bizlere.
Ama sadece bizlere.
Yoksa makam otomobilleriyle gezip, devlet dairelerinde işlerini yakınlarının hamili “kart”larıyla çözen, fatura gibi ödemelerinin hepsini odacılarına yaptırtan devlet büyüklerimizin hayatı durmadı elbette.
Onlar halen kendilerini bu tür “sıradan” gündelik dertlerden sorumlu hissetmedikleri için çözümlerinden de vareste kabul ediyorlar.
Dolayısıyla memurların bu hayat kıran desteklenesi eylemlerinin sonuçları da kulaklarının üstüne yatan hükümet ve devlet büyüklerimizi enterese etmeyecek büyük ihtimalle.
Bu eylemlerin kent sakinlerini hırpalamak dışında bir etkisi olmayacak.
Olsun biz hırpalanmaya çok önceden alışığız nasıl olsa. Bir kez de memurların hak aramaları için gündelik yaşamda hırpalanalım ne olur?
Maksat haklarını arayan memurlara destek olmak.
Hırpalanmak demişken, “devlet memuru” güvenlik görevlilerimizin şiddete karşı biraraya gelen Kadın Platformu üyelerine uyguladığı bibergazlı karşılama da Başkent’in dünkü kara mizahıydı.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, polis açıklama yapmak için Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’na yürümelerine izin vermediği kadınlara bibergazı sıkmış. Oysa kadınların biraraya gelme nedeni “kadına karşı şiddeti protesto” etmek. Bu poli(s)tik ritüelin ardından kadınlar açıklamalarını nerede yapmışlar biliyor musunuz?
Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’nda.
Kısacası kadınlar biber gazı yedikleriyle kalmışlar.
Tıpkı, sürekli birinin attan inip diğerinin bindiği ağa ile marabasının hikayesindeki gibi.
Neyse ağa hikayesini çok da açmaya gerek yok. Anlayan anlamıştır.
Ankara Hürriyet, kadınların yapacağı eylemi duyurduğu haberinde bir de araştırmayı sayfalarına taşımıştı.
Bu araştırmaya katılan 26 yaşındaki kadın, kızına hamileyken kocasından yediği dayağı anlatıyordu.
Bu araştırmaya göre her 10 kadından biri hamileyken şiddet görüyor. Bunların her dördünden biri de bu şiddet sonucunda yaralanıyor.
Kadına yönelik şiddetin kurumsallaştığı bu memlekette, son yıllarda gelişmeler sağlandığını, minimal düzeyde de olsa iyileşmeler kaydedildiğini biliyoruz.
Ama tüm dünyanın kadına yönelik şiddete karşı dayanışma günü olarak kabul ettiği 25 Kasım’da Ankaralı kadınlar için bibergazı vardı.
Bu dayanışma gününün mönüsüne biberli katkısından dolayı Ankara’nın güvenlik güçlerini kutlamak gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları