Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü

Şanlıurfa ve Adıyaman, depremin ardından şimdi de sel felaketiyle mücadele ediyor.

Haberin Devamı

Maalesef, doğal afetlerle mücadeleye hep yenik başlıyoruz.

Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü

Kurutulan dere yataklarının üstündeki yapılaşma, doldurulan denizler, plansız şehirleşme...

Bu hiç değişmiyor. Hürriyet arşivleri de bugünküler gibi onlarca haberle dolu.Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü

İşte tarihin en yıkıcı afetlerinden biri de bu arşivlerde anlatılıyor.

ANKARA’DA YAĞMUR ÇİSELİYORDU

11 Eylül 1957 günü, öğle saatlerinde Ankara’nın merkezinde yağmur atıştırıyordu. Sadece çiseliyordu.

Aynı saatlerde ise şehrin uzağında, Elmadağ, Çubuk ve Esenboğa tarafında sağanak yağış başladı. Yağış kısa sürede ceviz büyüklüğünde doluya döndü.

Haberin Devamı

Dolunun boyutu o kadar büyüktü ki, herkes bulduğu bir çatının altına attı kendisini. Dolu yağışı kesintisiz bir saat sürdü.

Ama asıl felaket dolu yağışı değildi. Felaket az sonra başlıyordu.

Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü
12 Eylül 1957

Dolu yağışının oluşturduğu buz tabakası kısa sürede erimeye başladı. Ve dağlardan Ankara’nın merkezine doğru akan çay ve derelerle birleşti. Dereler gittikçe kabardı sele dönüştü.

BAŞBAKAN MAHSUR KALDI

Özellikle Hatip çayı gürül gürül akıyordu. Dağlardan kopan kayalar da bu akıntıya kapıldı, büyük bir süratle ilerlemeye başladı.

Önüne gelen ne varsa sürüklüyordu. Sadece evleri değil, tarlalarda çalışan insanları, araçları, hayvanları yuttu. Mesafe arttıkça selin gücü de artıyordu. Tam 40 kilometre boyunca ilerledi sel suları. Akıntının genişliği bazı yerlerde 150 metreye kadar ulaşıyordu. Sel Mamak’a ulaşmadan önce Ankara’ya haber verildi. Başbakan Adnan Menderes sel bölgesine doğru hareket etti.

Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü
13 Eylül 1957

Fakat sel suları o kadar hızlıydı ki, Menderes’ten önce Ankara’ya ulaştı. Hatta Menderes selin diğer tarafında kaldığı için bir süre Ankara’ya geri dönemedi, mahsur kaldı.

Haberin Devamı

Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü
14 Eylül 1957

KİMSE SELE İNANMADI

- Anlatılanlara göre, selin geldiği bilgisi şehrin merkezine ulaştığında kimse inanmamıştı. Çünkü kentin içinde hiç de öyle bir hava yoktu. Ama az sonra azgın sular kentin sokaklarını, caddelerini kapladı.

Şehir merkezine yaklaştıkça artık telefon direkleri, otomobiller sürüklenmeye başladı. Esas facia selin Bentderesi ile buluşmasından sonra oldu.

Sanayi Çarşısı, Konservatuvar, Yenimahalle’yi geçti, Kaleiçi bostanlarına ulaştı.

Demirlibahçe sular altındaydı.

Şehrin içindeki suyun yükseliği 10 metreye kadar ulaşmıştı. İnsanlar çamurlu suya gömülüyordu.

Sel felaketinde 165 kişi ölmüştü
13 Eylül 1957

SANDALLAR KAMYONLARA YÜKLENDİ

- Gençlik Parkı’nın içindeki büyük havuzda bulunan sandallar kamyonlara yüklendi, Demirlibahçe’ye getirildi. Sandallarla, çamurlu suya saplanan boğulmuş insanlar toplandı. Dışkapı semtine doğru akan sel suyu, buzdolabı, iskemle, masa, ev eşyaları, çatı parçaları, kapı ve pencereleri taşıyordu.

Haberin Devamı

Felaket de büyüktü panik de... Gece saatlerinde sular biraz çekildi.

İkinci gün bu kez Çubuk Barajı’nın patladığı dedikodusu şehri kapladı. İlk günkü sele inanmayanlar, o gün yüksek tepelere attılar kendilerini. Toplananlar Çubuk Barajı’na doğru bakıyor, gelecek afeti bekliyordu. Haberin asılsız olduğu anlaşılınca herkes derin bir nefes aldı.

O gün, yer yer bellerine kadar gelen çamurlu suyun içinde dolaşan insanlar yakınlarının cesetlerini arıyordu. Kimi de birkaç parça eşyasını kurtarma derdindeydi.

Yıldırım Bayezit Meydanı, dalgaların taşıdığı cesetlerle doluydu. Sulara kapılan çocuklarını, yakınlarını isimlerini bağırarak arayan insanlar caddelerde dolaşıyordu.

Haberin Devamı

Selin 40 kilometrelik güzergâhında aramalar yapıldı. Bir çok ceset çıkarıldı.

Ve bu faciada toplam 165 kişinin hayatını kaybettiği kayıtlara geçti.

Yazarın Tüm Yazıları