Paylaş
Büyük tesisler, uluslararası acenteler, dövizle turizm geliri hesapları yoktu.
Tatil mi?
Tatil tabii ki vardı.
Ama tatil yöreleri bayağı farklıydı.
Antalya, Alanya, Kuşadası, Çeşme, Ayvalık, Akçay o yıllarda da modaydı.
Ama Bodrum, Fethiye veya Datça turizm merkezi değildi. Onların yerine bugün herkesi şaşırtacak yerlere gidiliyordu tatil için.
Hürriyet 1963 yazına girerken çok geniş kapsamlı bir yazı dizisi hazırlamıştı.
“Kesenize göre tatil” başlıklı yazı dizisinde hem Türkiye’deki hem de dünyadaki tatil seçenekleri sıralanıyor, denize girilecek yerler, lokantalar anlatılıyordu. Nasıl gidileceğinin detayları sıralanıyordu. Ve en önemlisi tüm bunların kaça patlayacağını öğreniyordunuz.
Ayrıca Eşref Şefik her tatil yöresinin balıkçılığına ilişkin kısa yazılar kaleme alıyordu. Bugün bizlere çok farklı gelecek tatil seçenekleri vardı:
Pendik, Tuzla, Yeşilköy, Ataköy, Yakacık, Karamürsel, Marmara Adası, Kilyos, Hereke...
Enteresan bilgiler vardı bu yazılarda. Örneğin birçok tatil yerinde günde ne kadar elektrik verildiği özellikle belirtiliyordu. Her yerde 220 volt elektrik yoktu, kimisinde 110 volttu.
Ulaşım birçok yere toplu taşımayla, trenle yapılıyordu.
Bu yazı dizisindeki, bugün artık şehrin içinde kalmış, tatil yöresi özelliği kaybolup gitmiş eskinin revaçtaki yerlerini “hususiyetleriyle” aktarmak istedim.
İŞTE 1960’LARIN TATİL BELDELERİ
Pendik
Sükuneti, güzel havası, mehtabı ve Pavli adası ile şöhret salmıştır. Kadıköy’e 25 kilometre mesafede ve Kartal kazasına bağlı 13 bin nüfuslu Pendik kasabası sahil boyundaki gazinoları ile güzel denizi, tabii plajı ve bol güneşiyle tam bir sayfiye yeri halinde dolup taşmaktadır. Elektriği 220 volt olup, devamlıdır.
Florya
Balığı da bol olan Florya’nın bütün tesislerinde doktor, sağlık memuru ve ilaç vardır. Florya’nın sığ denizi, fevkalade ince kumu ve güneşi meşhurdur. Yabancı turistler için de ayrı bir kamping vardır.
Yeşilköy
İsmi gibi yeşillikler içinde, bağrını Marmara’nın tatlı rüzgarlarına açmış, yaz aylarında büyük alâka gören, yerli ve yabancı turistlerle dolup taşan güzel bir yerdir.
ATAKÖY
İstanbul’un birbirinden güzel plajları içinde en yenilerinden olan modern Ataköy Plajı, Bakırköy’ün pek yakınındadır. İstanbul’a 14 kilometre mesafededir. Plaj lokantasında müzikli yemek daha pahalıdır.
Silivri
Denizi, plajı, balığı, ıstakozu, koyunu, yoğurdu, üzüm ve kavunu ile meşhurdur. Plajın denizi, saf kum, bir hayli sığdır. Devamlı 220 volt elektriği, bir hamamı ve bir yazlık sineması vardır.
Yakacık
Havası, suyu, emsalsiz manzarası meşhur olan Yakacık’ta insan gam ve kederden kurtulur. Bütün ovaya, denize, Adalara yukarıdan bakan Yakacık, Ayazma Gazinoları, hepsi evden bozma otelleri, güzel sayfiye köşkleri ile koca senede birkaç ay hayatiyet kazanır olmuştur.
Tuzla
Büyük ve Küçük İçmeler olarak ikiye ayrılır. Büyük İçmeler’deki su daha kuvvetli daha tesirlidir. İçmeler’e giriş büyükler için 2 TL, çocuklar ve erler için 1 TL’dir.
Hereke
Deniz kıyısından başlayıp, arkasındaki yamaçlara doğru tırmanan Hereke’nin her tarafından denize girilebilir. Deniz bir hayli sığ ve kumluktur. İçme suyu İzmit’ten getirilen meşhur Çene suyudur. Elektriği devamlı ve 110 volttur.
Paylaş