Paylaş
Kore Savaşı için ilk Türk birliği bundan tam 72 yıl önce 27 Eylül günü Ankara’dan yola çıkmıştı.
Trenle İskenderun Limanı’na giden askerler, ABD gemileriyle Kore’nin Pusan kentine geçti. 28 Eylül 1950 tarihinde yayınlanan 8 sayfalık Hürriyet’in 4 sayfası büyük fotoğraflarla Türk birliğinin uğurlanışına ayrılmıştı. Bu tarihten itibaren de Hürriyet Türk askerinin mücadelesine çok geniş yer verdi.
Hikmet Feridun Es ile eşi Semiha Es, savaşı cephede neredeyse her gün Hürriyet için takip etti.
CEMAL REŞİT REY’DEN DERS
Hürriyet’in 28 Eylül 1950 tarihli sayısında fotoğrafların arasına sıkışmış bir kutu vardı.
Mehmetçik için bir Kore Marşı hazırlanmıştı. Marşın sözlerinin yer aldığı bu kutunun altında küçücük harflerle “Nazife S. Aral bestelemiştir” yazıyordu.
Nazife Güran
Nazife Aral, evliliğinden sonra aldığı soyadla Nazife Güran, Türkiye’nin ilk kadın bestecisiydi.
28 EYLÜL 1950
Hariciyeci babası Selahaddin Nusret Aral’ın görevi nedeniyle Viyana’da 1921’de dünyaya gelmişti. Ve yine babasının görevi nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde yaşadı.
Çok küçük yaştan itibaren müzikle ilgiliydi. Cemal Reşit Rey’den dersler aldı, Almanya’da eğitim gördü.
Nazife Hanım’ın çok uzun ve zengin hayat hikâyesinin tamamını buraya almayacağım. Ama dikkat çeken birkaç noktayı aktarmak istiyorum.
MEŞHUR SOKAĞIN ADI ONUN İÇİN DEĞİŞTİ
Eşi Doktor İsmail Yavuz Güran’ın görevi nedeniyle gittiği Diyarbakır’da Filarmoni Derneği’ni kurdu. Oluşturduğu çocuk korosunda onlarca öğrenci yetiştirdi. Ankara’nın meşhur bir sokağı vardır, Bestekâr Sokak.
Nazife Hanım, Kore Marşı’nı bestelediği dönemde bu sokakta oturuyordu.
Sokağın adı onun şerefine Bestekâr olarak değiştirildi.
Evin İlyasoğu’na 1990’da verdiği televizyon röportajında “Bestecilik hem bir mimari işi, yani form; hem de kuyumculuk işi. Bazı eserlerin fikirleri on sene evvel gelmiştir” diyordu.
Nazife Güran, 20 Aralık 1993’te hayata veda etti.
GÜNEYDOĞU’DA ŞEHİT OLAN ÜNLÜ ROCKER
PENTAGRAM Türkiye’nin en eski ve uzun soluklu heavy metal grubu.
Kadrosu zaman zaman değişikliklere uğrasa da 1980’lerden bu yana müziğin içindeler.
15 EKİM 1993
Son albümleri Makina Elektrika da bu ay içinde yayınlandı. Grubun değişen kadroları içinde yer alan bir gitarist vardı. Ümit Yılbar. Yılbar, 1993’te askerliğini Siirt’in Eruh ilçesinin Bağgözü Jandarma Komutanlığı’nda dağ komando olarak yapıyordu.
Eski Atletizm Federasyonu Başkanı Nihat Yılbar ile Muazzez Yılbar’ın oğluydu.
Daha ilkokula başlamadan önce gitara başlamıştı.
Milli atletti, kayak yapıyordu. İktisat fakültesini bitirmiş, İngiltere’de dil eğitimi görmüştü. Askerliğini bitirince de Amerika’ya gidip ses mühendisi olmak istiyordu. Ama bu hayali gerçekleşemedi.
17 Kasım’da bitiyordu askerliği. Ama terhisine çok kısa süre kala, 25 Eylül’de şehit oldu. 27 Eylül günü Hürriyet’te ailesinin ve arkadaşlarının verdiği iki küçük vefat ilanı yayınlandı. Ancak vefatından 20 gün sonra Hürriyet’in arka manşeti Yılbar’a ayrılmıştı.
ÇOCUKLAR SİZE EMANET
“Türk rock’ı şehit verdi” manşetinin altında Yılbar’ın hüzünlü öyküsü anlatılıyordu.
Yılbar, gitar dersleri de veriyordu. Öğrencileri arasında bugün çok meşhur olmuş isimler vardı.
Athena grubunun kurucuları Gökhan ve Hakan Özoğuz kardeşler bunlardan ikisiydi.
12 HAZİRAN 1994
Özoğuz kardeşler Pentagram hayranıydı. Grubun kurucularından Hakan Utangaç, Özoğuz kardeşlerin henüz çocuk yaşlarındaki hikâyesini iki yıl önce Hürriyet’ten Uygar Taylan’a anlatmıştı.
1990’da babaları Ahmet Özoğuz, henüz 11-12 yaşlarında olan iki kardeşi yanına alıp Akmar Pasajı’nda Pentagram üyelerine getirmiş ve şöyle demişti: “Çocuklar buraya gelmeyi çok istiyor, sizi çok seviyorlar. ‘Gitmeyin’ diyemiyorum. Çocuklar size emanet, göz kulak olur musunuz?”
Özoğuz kardeşler bundan sonra hep Pentagram’ın yanındalardı. Konserlere de babaları getirip götürüyordu.
Athena, 1994’te yayınladığı albümü de hocaları Ümit Yılbar’a ithaf etmişti.
Gökhan Özoğuz o haberde, “Bize gitarı öğreten ve sevdiren Ümit Yılbar’ı unutmayacağız” diyordu.
Paylaş