Paylaş
5 Aralık 1934 Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı... Fransa 1945 yılında, Belçika 1946’da ve İsviçre 1971’de Kadına Seçme ve Seçilme Hakkını tanırken, biz yarın Kadınların Siyasal Hakları Sözleşmesi’nin kabul edilişinin 82’nci yıl dönümü olan bu mutlu günün heyecanını yaşayacağız.
**
Yaşayacağız ama nasıl? Yine içimiz buruk... Yine can acıtıyor. İşte öyle bir mahalle var ki; orada 2017’ye günler kala okuma-yazma oranı oldukça düşük. Neredeyse ilçedeki verilere bakarsak, Antalya adına bir hezeyan diyebilirim... Ürkütücü yani!.. O mahallede sadece okuma-yazma oranı düşük değil; bir de toplumumuz içinde sıkışıp kalan ‘Çocuk Gelin’ sorunsalı bile yüzümüze vuruyor.
Nerede mi? Zeytinköy’de... Aslında için için isyanlar, çığlıklar atan bir mahalle... Öyle ki orada ikamet eden genci-yaşlısı artık okumak istiyor. İsyanlarında okuyamamak var... ‘Neden bize öğretmiyorsunuz? Yoksa yapılanlarda ve bizi ihmallerinizde bir plan mı var? Gelişmişlik her yıl yeniden yık-yap modeliyle kaldırım çalışması yapmak değildir?’ diyerek çığlık atıyorlar. Okumayı-yazmayı öğrenmek istiyorlar; kendi iradeleriyle toplu taşıma araçlarına binmeyi, 5 yıldızlı otellerde tatil yapmayı istiyorlar... Eğer bu fotoğraftaki sınıftan birine soru sorarsanız yaşı 22 ve iki çocuğu var... Yine sorarsanız yaşı 60 ve küçük yaşta gelinleri var...
EMEĞE SAYGI VE TEŞEKKÜR
Zeytinköy’ün gelişmesi için emeği geçenlere teşekkür etmeden geçilmez elbette ama içlerinde öyle biri dernek var ki; o da Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD). Başkan Ayla Yüksel ve ekibinin de emekleri gözden kaçmaz. Gerçi, “çocuk gelin” projesine “mahremiyet” gerekçesi sunulduğunu da unutmadan hatırlatmakta fayda var. Onlar gece-gündüz demeden o mahallede bir kadına bir harf öğretilmesi için büyük çaba sarfediyorlar. Bunun yanında Azize Kahraman Halk Eğitim Merkezi (HEM) öğretmeni Hatice Şimşek’in de çabalarını unutmamak lazım. Yüreğinize sağlık...
**
İsyan mahallesi: Zeytinköy... Artık adının uyuşturucuyla anılması istenmiyor. İstemedikleri gibi yetkililerin onların sesini duymadıklarından tepkileri ve isyanları. Kimi ayrıştırılmak; kimi de kendilerine hep suçlu gözlerle bakıldığından isyanları büyüyor... Sonuçta onlar hep yalnız, hep çaresiz ve eğitimsiz bırakılmalarına tepkili... Zeytinköy; dedik ve orada başlatılan projelerin gözden kaçırılmamasının kaanatindeyim.
Bölgede bazı kurumların ve sivil toplum örgütlerinin çabalarının yıllardır gündemde olmasına rağmen sonuçta hala bu mahallenin
sorunlarının çözümünde büyük adımlar atarak öteye gidemedik...
Nedenlerini liste halinde sıralamak mümkün ama en önemli neden eğitimsizlik değil mi?
İşte onlardan biri; bence insanlık adına büyük bir adım.
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’yla (BAKA) ortak yürütülen bir proje. Bugün o mahallede 20 kadınımız 1934 yılında aldığı
seçme ve seçilme hakkını soruyor ve okuma yazmayı öğreniyor.
Üstelik o kadınlara ek olarak 11 kadın daha ‘Ben de okuma-yazma öğrenmek istiyorum. Kurs açın’ diyerek çağrıda bulunuyor.
Yani bilinçleniyor ve öğreniyor. Ne güzel değil mi?
Bizler sorunlarımızı sadece eğitim ile aşabiliriz; eğitim olursa görgü ve kazanç kapımız da daha aralanır. Öyle ki eğitim
alan bu kadınlar, şimdi geleceğin girişimcisi olma yolunda planlar yapıyor.
**
Peki biz bu kadar istekli kadınlarımızı ödüllendiriyor muyuz? Kocaman bir ‘hayır’... Hani diyorum da onların söylediği gibi ‘Biz okumayı öğrendik. Artık, kimsenin yardımı olmadan otobüse bineceğiz. Çok mutluyuz’ sözleri bir ödül hak etmez mi?
Ödül alarak hiç gitmedikleri 5 yıldızlı otellerde bir kaç gün ağırlasak...
Bu kadınlara şu kış günlerinde ‘evet’ diyerek ödüllendirsek, belki de hayatlarında bir ilk yaşatmış onların ufuklarının açılmasına yardımcı olmaz mıyız?
Ne dersiniz turizmciler?
Gelin bu sese kulak verin; derim. Kadınlarımızın ufkunu açalım ve onların bu çabalarına kayıtsız kalmayalım!..
Paylaş