Kızıl Ordu Korosu versin elleme konserini

Bir başlık “Kızıl Ordu Korosu Konser Vermesin” diye gürüldüyor.

7-8 Nisan’da Cemal Reşit Rey’de planlı performansları var.

Ama İdlib’deki hunhar katliamdan sonra İstanbul’a gelmeleri istenmiyor.

İzin verdiği için yerden yere vuruluyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi, iptal etmeye çağrılıyor.

“Suriye’de çocukları katleden katil Rusya’nın müzik topluluğunu Türkiye’de istemiyoruz” mesajları, bomba sağanağı olup yağıyor Topbaş’ın başına.


HİLAL-HAÇLI SAVAŞI KASIP KAVURUYOR
Aynı rüzgârlı tepeden açılan diğer başlık ise “Safını seç, ya haç ya hilal” diye ferman buyuruyor.

Hüküm süren, ‘Fikrini kendine sakla, bana tarafını söyle’ cihadı...

Ben oyumu sandığa saklayıp fikrimi açıkça söylemekten yanayım.

Evetçileri Yunan işgalcisiyle bir tutma, emperyalizmin işbirlikçileri gibi gösterme gafleti, zekâ geriliğiyle açıklanıyor. Duymadınız mı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı?

Aynı zekâ noksanlığı, akıl fukaralığı, muhakeme kıtlığı, mantık sakatlığı açısından yargılansa... Hayırcıları Haçlılarla aynı safta görenlerin hali nicedir, düşünün?


DESTEKLERİNİ İSTİYORSAN TEPKİLERİNE DE AÇIK OLACAKSIN
Kılıçdaroğlu hayır, Başbakan evet dedirtmek için sanatçılarla buluştu.

Siyasi destek istemeyi bilenler, sanatçının sorunlarına sağır, siyasi tepkisine ise kapalı fakat.

Kılıçdaroğlu, kampanyasına şarkı vermeyen sanatçıyı sanatçı saymıyor.

İktidar, en ufak protestoda ‘sanatçıysan sanatçılığını bil’ ayarı çekiyor.

Siyasilerin işine karışacaksa önce siyasete girmesi, seçilip gelmesi isteniyor sanatçıdan.

Ama her başları sıkıştığında da duyarlılıklarının kapısını çalmakta beis görmüyorlar.

Bir yıl geçti kültür-sanat paketi açılmasının üstünden... Ne iktidar telif hakları, emeklilik reformu gibi vaatlerin sözünü ediyor ne muhalefet akıbetini soruyor.

Sanatçı zaten düşmüş güçten, kendi meselesine sahip çıkmaya bile mecali yok. Gözden de düşmemek için ‘Gel’ diyene geliyor, ‘Git’ diyene gidiyor, reva mı!


SANATI RAHAT BIRAK DA SİLAHLARA BAK
Twitter’cı arkadaşlar da baktılar kolay lokma, ilk ihtiyaçta harcayabilirsin, ha babam yükleniyorlar abalıya.

İdblib’e gelene kadar ne katliamlar yaşandı Suriye’de, ne Halep’ler yakıldı yıkıldı, ne himayeler ne güvenceler sağlandı Esad’a...

O zaman da Rusya, aynı Rusya’ydı.

ABD’ye, Almanya’ya gelene kadar Rusya ne koltuklar çıktı PKK ve uzantılarına, ne kucaklar açtı ne kol kanatlar gerdi...

Bak daha 2 gün önce meşhur TR Diplomacy hesabı, PKK-PYD’nin elindeki silahların dökümünü paylaştı.

Alman silahı 4 çeşit, Amerikan 8 iken... Menşei Rusya olan tam 13 silah kullandıkları tespit edilmiş. Hem de PKK envanterindeki ağır silahlardan oluşuyor çoğu.

PKK’ya silah sponsorluğunda rekor Rus tedarikçilerin, şampiyonluk Rusya’da yani.

Daha dün Tunceli’deki operasyonda Doçka silahı ele geçirilmedi mi, Rus portföyünden bir uçaksavar.


HASILI TROL KARDEŞ...
Kızıl Ordu Korosu’nu boykota sıra gelinceye kadar...

Bari silahlarını boykot için hükümete baskı kur, Rusya’dan S-400 füze siparişini iptal ettirmeye çalış...

Onu gözün kesmiyorsa, söz verip kaldırmadıkları şu gıda ambargosuna misilleme talep et... Hiç olmazsa yaptırılan yatırımlardan Ruslara kazandıracağın parayı sorgula...

Kestire kestire gözüne Kadir Topbaş’la Kızıl Ordu Korosu’nun konserini mi kestirebildin?

Evetçilerle hayırcıları karşılıklı hainleştirdik... FETÖ’yü, IŞİD’i, PKK’yı oylarımızı sandıkta patlatarak bitirdik... Avrupa’yı polemik bombardımanıyla titrettik, ağır bedel ödettik... Katil Esad’ın yanına bırakmadık... 7 düvelin ordusuyla çatıştık, kapıştık, diz çöktürdük... Hepsi zaferle bitti, kala kala Kızıl Ordu Korosu’nun konseri mi kaldı uğraşacak?

Bulamadığı damarı ararken delik deşik eden iğneci gibi... Girmedik popülist hesaplaşma damarı bırakmadın, diplomasi kolunu kullanılamaz hale getirdin zaten.

Gel bari sanatı ve sanatçıyı bu siyasi girdabın içine çekme, orası sağlam kalsın.